congratulations
Kız arkadaşım yaklaşık 4 sene yasemin kullanmayı bırakalı 2 ay oldu ilkinde çok uzun bir adet gördü ama sonra da 2 ay boyunca hiç adet görmedi bu haptan kaynaklanan bir süreç galiba ne zaman rayına oturur neden böyle oldu
Kız arkadaşım yaklaşık 4 sene yasemin kullanmayı bırakalı 2 ay oldu ilkinde çok uzun bir adet gördü ama sonra da 2 ay boyunca hiç adet görmedi bu haptan kaynaklanan bir süreç galiba ne zaman rayına oturur neden böyle oldu
0
Yasemin kullandıysa sıkıntı var, yasmin kullandıysa
ve noktolamalar hallolursa yardımcı olalım :D
ve noktolamalar hallolursa yardımcı olalım :D
0
Abovvv şimdi okudum. 2 ay boyunca adet görmese sevgilim ben de böyle açardım. ACIL test yaptırın. O ihtimali gözardı etmeyin ki kararınız o ihtimalin sonlanması olursa ona göre hareket edin. Çubuğa işesin ve sonuç ne olursa olsun kan testine gitsin!
0
Uzun süreli kullanim sonrasi regl kanamalarinin tarihlerinin gecikmesi, aksamasi, azalmasi hatta birkac ay da hic regl ol(a)mamasi maalesef normal. Bu haplar bonbon degil, kendisine uygun olani doktoru bulur, belirler ve kullanimi hakkinda da bilgi verir. Lutfen en yakin tarihe bir jinekologdan randevu alsin.
0
gecede sivrisinek
merhabalar. mayıstan beri elimden geldiğince sevip karşılık bulduğum bir köpeğim var. onu apartmanın dışına da ben alıştırmış oldum. yazın iyi hoştu da kış olunca çekincelerim arttı. dişi kendisi. tahminim 4-5 yaşlarındadır en fazla.fikir almak istediğim 2 şey var.1) kulağında küpesi yok ve kısırlaş
merhabalar. mayıstan beri elimden geldiğince sevip karşılık bulduğum bir köpeğim var. onu apartmanın dışına da ben alıştırmış oldum. yazın iyi hoştu da kış olunca çekincelerim arttı. dişi kendisi. tahminim 4-5 yaşlarındadır en fazla.
fikir almak istediğim 2 şey var.
1) kulağında küpesi yok ve kısırlaştırılmadığını düşünüyorum. bugün anüs kısmından kan damladığını fark ettim ve çok üzüldüm. belediyenin veteriner işlerini ulaşıp bu konuyu çözmek istiyorum. fakat bugün farkettiğim karnının bir tarafı hafif şişti acaba yavrusu mu oluyor bilmiyorum. her ne kadar izmirde yaşasak bile kış çok sert oluyor. sokak hayvanı olup gebe olmak çok zordur. köpekler için daha zor bence. yani prosedür ne oluyor belediye ekipleri hayvanın durumunu kontrol ediyor ve sonrasında bu kısırlaştırma işlemine mi başlıyorlar?
2) hava soğuk olduğu için ona ya battaniye alabilirim, ya üstüne geçirebileceğim giysilerden alabilirim ki huysuzlanabilir fikrim yok en temizi kulübe ama apartmandakiler huysuzlanabilir onu da düşünüyorum.
hayvanın sağlığından endişeliyim kısaca. bu 2 konuda fikrinizi alabilirim. bugün gördüğüm kan beni üzdü. nasıl bir yardım yapabilirim, mama su zaten veriyorum. bizim apartmanın dış kısmını evi bellediği için onu kötü görmek beni de üzer.
fikir almak istediğim 2 şey var.
1) kulağında küpesi yok ve kısırlaştırılmadığını düşünüyorum. bugün anüs kısmından kan damladığını fark ettim ve çok üzüldüm. belediyenin veteriner işlerini ulaşıp bu konuyu çözmek istiyorum. fakat bugün farkettiğim karnının bir tarafı hafif şişti acaba yavrusu mu oluyor bilmiyorum. her ne kadar izmirde yaşasak bile kış çok sert oluyor. sokak hayvanı olup gebe olmak çok zordur. köpekler için daha zor bence. yani prosedür ne oluyor belediye ekipleri hayvanın durumunu kontrol ediyor ve sonrasında bu kısırlaştırma işlemine mi başlıyorlar?
2) hava soğuk olduğu için ona ya battaniye alabilirim, ya üstüne geçirebileceğim giysilerden alabilirim ki huysuzlanabilir fikrim yok en temizi kulübe ama apartmandakiler huysuzlanabilir onu da düşünüyorum.
hayvanın sağlığından endişeliyim kısaca. bu 2 konuda fikrinizi alabilirim. bugün gördüğüm kan beni üzdü. nasıl bir yardım yapabilirim, mama su zaten veriyorum. bizim apartmanın dış kısmını evi bellediği için onu kötü görmek beni de üzer.
0
1. Dışkıda kan çok ciddi bir şey. Lütfen İstanbul-Ankara gibi bir yerdeyseniz ve tek başına bu işin altından kalkamayacağınızı düşünüyorsanız Facebook ya da Instagram sayfalarına yazın, semtinize yakın biri çıkar. En iyisi bu konuda ücretsiz ya da çok cüzi miktarlara hizmet verebilen veterinerler bulmak. Çok iyi çalışan gruplar var internette, lütfen en kısa zamanda bu sorunu başka platformlarda paylaşın.
2-battaniyenin üzerine biraz mama ya da kaşıma çubuğu/kemiği bırakırsanız oranın kendine ait bir yer olabileceğini idrak edebilir. Su verecekseniz, suyun donmaması için birkaç damla sıvı yağ kullanın.
Sokaklar, bir köpeğin uzun ve sağlıklı yaşaması için ideal alanlar değiller. Apartmana yakın bir yerde kalması onun yaşama şansını arttırıyor, güzel bir şey yapıyorsunuz.
2-battaniyenin üzerine biraz mama ya da kaşıma çubuğu/kemiği bırakırsanız oranın kendine ait bir yer olabileceğini idrak edebilir. Su verecekseniz, suyun donmaması için birkaç damla sıvı yağ kullanın.
Sokaklar, bir köpeğin uzun ve sağlıklı yaşaması için ideal alanlar değiller. Apartmana yakın bir yerde kalması onun yaşama şansını arttırıyor, güzel bir şey yapıyorsunuz.
0
1) Dişi köpekler de regl oluyor. Ondan olabilir mi acaba gördüğünüz kan? Ayrıca Türkiye gibi bir yerde yaşadığımız için maalesef kan deyince hamilelikten önce iğrenç bir insan tarafından istismara uğramış olabileceği geldi benim aklıma. Keşke böyle bir şey olup olmadığını öğrenebilseniz önce bir veterinere gösterip. Hem kısır olup olmadığını da öğrenmiş olursunuz.
2) Kulübeye laf edecek insanlar battaniyeye de laf edecekler muhtemelen bu yüzden yapmışken tam yapıp insanlara karşı da dik durun derim ben. Giysiden rahatsız olabilir belki köpek, hepsi sevmiyor o işi. En iyisi içine battaniyesini, minderini falan da yerleştirdiğiniz bir kulübe yapmak bence. Apartman girişine çok yakın koymazsanız dünyanın kendileri etrafında döndüğü çok hassas ve çok kıymetli insanlarımızın çok gözü olmaz herhalde hayvanın kış soğuğunda başını sokacağı küçük bir kulübede.
2) Kulübeye laf edecek insanlar battaniyeye de laf edecekler muhtemelen bu yüzden yapmışken tam yapıp insanlara karşı da dik durun derim ben. Giysiden rahatsız olabilir belki köpek, hepsi sevmiyor o işi. En iyisi içine battaniyesini, minderini falan da yerleştirdiğiniz bir kulübe yapmak bence. Apartman girişine çok yakın koymazsanız dünyanın kendileri etrafında döndüğü çok hassas ve çok kıymetli insanlarımızın çok gözü olmaz herhalde hayvanın kış soğuğunda başını sokacağı küçük bir kulübede.
0
şimdi tekrar kontrol ettim kanaması bitmiş görünüyor. ama cinsel organı şişmiş. öyle çok büyük bir kanama da değil demek istediğim. belki kabız da olmuş olabilir. ama kan her zaman kötü bir şey sokak ortamı sonuçta. ben en kısa zamanda kısırlaştırılması için uğraşaçağım. sosyal paylaşım adreslerine de danışacağım.
belki regldir bilemem. ama kontrol ettirmek kısırlaştırılması önemli. başka erkek köpeklerin yanında kuyruğuyla kendini otomatik koruyor. ama tabi her anını bilemeyiz.
kulübe konusunda da apartmandaki gençlerle beraber alabilirsem ben alabilirim zaten kulübeyi. öncelikle battaniyesini alabilirim bir alışma evresi olabilir. apartmanın zaten üst katları dışa bombeli olduğu için kot farkından dolayı yağmur giriş kısmına gelmiyor. o bir artı. uğraşacağım. gelişme olunca haberiniz olur.
belki regldir bilemem. ama kontrol ettirmek kısırlaştırılması önemli. başka erkek köpeklerin yanında kuyruğuyla kendini otomatik koruyor. ama tabi her anını bilemeyiz.
kulübe konusunda da apartmandaki gençlerle beraber alabilirsem ben alabilirim zaten kulübeyi. öncelikle battaniyesini alabilirim bir alışma evresi olabilir. apartmanın zaten üst katları dışa bombeli olduğu için kot farkından dolayı yağmur giriş kısmına gelmiyor. o bir artı. uğraşacağım. gelişme olunca haberiniz olur.
0
İzmir'de neredesiniz bilmiyorum fakat Bornova ve Konak belediyeleri bu konuda çok iyi. Siz götürün ya da arayın gelip alsınlar. Kısırlaştırıp küpe takarlar ve eski yerine (çoğu zaman öyle) bırakırlar.
Köpekler akıllı hayvanlardır. O nedenle kendilerini koruyacak bir sığınak bulacaklardır. Kulübe yapabilirseniz ne mutlu size. Boş bir kutu, üstüne bir örtü atın o bile yeter onun için.
Köpekler akıllı hayvanlardır. O nedenle kendilerini koruyacak bir sığınak bulacaklardır. Kulübe yapabilirseniz ne mutlu size. Boş bir kutu, üstüne bir örtü atın o bile yeter onun için.
0
(GÜNCELLEME)
haberinizin olsun diye yazıyorum. köpeğin hamile olduğu belli, karnı şiş. kulübesi yapıldı. mutlu mesut takılıyorlar. birbirlerini koruyorlar.
foto : resimag.com/p1/27341531ab.jpeg
haberinizin olsun diye yazıyorum. köpeğin hamile olduğu belli, karnı şiş. kulübesi yapıldı. mutlu mesut takılıyorlar. birbirlerini koruyorlar.
foto : resimag.com/p1/27341531ab.jpeg
0
cok tatlilar. yerdeki ortu pek inceymis. altina karton koysaniz bence daha iyi yalitim saglayabilir. umarim yavrularini sahiplendirebilirsiniz. bir de bilgiden emin degilim ama bir daha disiyi adet doneminde gorurseniz, kuyruk ustune viks surun. erkek kopeklerin kokuyu almasini engelleyebilir.
0
Leonardo~Da~Vinci
ben ateistim. insanlarin, seyhlere ve dergahlara giden diger insanlari haksiz yere elestirdiklerini dusunuyorum. eger oyle ise camiye gidenleri de elstirin, sovun. neden? cunku temel olarak dine tapmak ve din adina para/mal vermek ile seyhlere-dergahlara gidip para vermek arasinda hicbir fark yok.
ben ateistim.
insanlarin, seyhlere ve dergahlara giden diger insanlari haksiz yere elestirdiklerini dusunuyorum. eger oyle ise camiye gidenleri de elstirin, sovun. neden? cunku temel olarak dine tapmak ve din adina para/mal vermek ile seyhlere-dergahlara gidip para vermek arasinda hicbir fark yok. iki durumda da karsinizda size hikayeler anlatan kurum ve kisler var. ikisi de benim nezdimde ayni kategoride olan seyler.
yani demem o ki, elestiri yaparken bazi noktalari kacirmiyor muyuz?
not: burada sadece dusuncelerimi belirttim. herhangi bir dini inanca saygisizlik etme amaci tasimiyorum. dileyen diledigine inanir, ona servet bagislar/verir. umurumda degil.
insanlarin, seyhlere ve dergahlara giden diger insanlari haksiz yere elestirdiklerini dusunuyorum. eger oyle ise camiye gidenleri de elstirin, sovun. neden? cunku temel olarak dine tapmak ve din adina para/mal vermek ile seyhlere-dergahlara gidip para vermek arasinda hicbir fark yok. iki durumda da karsinizda size hikayeler anlatan kurum ve kisler var. ikisi de benim nezdimde ayni kategoride olan seyler.
yani demem o ki, elestiri yaparken bazi noktalari kacirmiyor muyuz?
not: burada sadece dusuncelerimi belirttim. herhangi bir dini inanca saygisizlik etme amaci tasimiyorum. dileyen diledigine inanir, ona servet bagislar/verir. umurumda degil.
0
Toplumda bir çok cemaat, dergah para topladığı için para yönü eleştiriliyor, tabii ki oraların gerçek maneviyatla alakası yok. Ancak sanki her yer öyleymiş gibi genel bir kötüleme yapılıyor. Gerçek bir allah adamının, asla bir para beklentisi olacağına inanmıyorum (biz bilmesek de, azınlıkta da olsa vardır böyle yerler). Hal böyleyken, bu tarz bir genelleme yapılması, hepsinin sanki doğrudan cemaatleşmiş olduğunun düşünülmesi, her yerin aynı potaya konulması doğru değil. Bu açıdan değerlendirmek istedim.
0
Seyhler dergahlar cemaatlesiyor ve teskilatlaniyor. Camide imamda boyle bir sey yok. Fark bu. Camide ibadet var baska olayi yok. Tarikat faaliyetleri ile rutin ibadet farkli seyler.
0
Birinde manipülasyonlar (kısmen) merkezi devlet denetiminde tutulabilirken -malum müezzini, hocası hep memur-, diğerinde toplum yararına olmayacak düşünceler ve eylemler denetimsiz şekilde gerçekleştirilebilir. Buna karşı yöntem geliştirme en açık şekilde, Edebali’nin kızını almakla başlar devlet geleneğinde.
0
Camide imam elini öptürüp, cennetten arsa falan satmıyor. O nedenle ibadetini yapan, kuran falan öğrenen biri militanlaşmaz beyni yıkanıp da. En azından ben zorla camiye gönderildiğim çocuk zamanlarında böyleydi.
Ama cemaatler tarikatler öyle değil. Salak annem çok yaramazım diye bi tarikat bulup zorla göndermişti de genç yaşta görmüştüm gerçek yüzlerini.
Din tabanlı oluşumlar militan yetiştirmek için kusursuz yerler. Seni önce o gruba aidiyet hissetmen için teşvik ediyorlar. Hepsi kardeşin gibi oluyor, sana o toplumda bir yer veriyorlar. İtilip kakılan bir bireysen genel toplumda bu çok etkili oluyor haliyle.
Sonrasında beynini yıkıyorlar yıllarca, etrafındaki tüm şebekler inanınca sen de inanıyorsun sorgulayan biri değilsen. Mesela hiç resimlerini görmemiş olsak, hiç göğe bakmamış olsak ve herkes ay küp şeklinde diye öğretse ve anlatsa otomatikman bunu bir çoğumuz kabul eder.
Velhasıl doğru yanlış ilişkini toplum normlarından soyutlayıp o cemaatin normlarına göre yapıyorsun. Neden sonuç ilişkisi bir önem arz etmiyor çünkü cennete gideceksin o gruba ait olduğun sürece.
Ondan sonra bir yerlerde kendini havaya uçuruyorsun. Veya grubun sana dikta ettiği her şeyi koşulsuz biçimde asker gibi yerine getiriyorsun.
Bu zararlı. Yoksa sikimde değil isteyen isterse patatese tapsın.
Ama cemaatler tarikatler öyle değil. Salak annem çok yaramazım diye bi tarikat bulup zorla göndermişti de genç yaşta görmüştüm gerçek yüzlerini.
Din tabanlı oluşumlar militan yetiştirmek için kusursuz yerler. Seni önce o gruba aidiyet hissetmen için teşvik ediyorlar. Hepsi kardeşin gibi oluyor, sana o toplumda bir yer veriyorlar. İtilip kakılan bir bireysen genel toplumda bu çok etkili oluyor haliyle.
Sonrasında beynini yıkıyorlar yıllarca, etrafındaki tüm şebekler inanınca sen de inanıyorsun sorgulayan biri değilsen. Mesela hiç resimlerini görmemiş olsak, hiç göğe bakmamış olsak ve herkes ay küp şeklinde diye öğretse ve anlatsa otomatikman bunu bir çoğumuz kabul eder.
Velhasıl doğru yanlış ilişkini toplum normlarından soyutlayıp o cemaatin normlarına göre yapıyorsun. Neden sonuç ilişkisi bir önem arz etmiyor çünkü cennete gideceksin o gruba ait olduğun sürece.
Ondan sonra bir yerlerde kendini havaya uçuruyorsun. Veya grubun sana dikta ettiği her şeyi koşulsuz biçimde asker gibi yerine getiriyorsun.
Bu zararlı. Yoksa sikimde değil isteyen isterse patatese tapsın.
0
ya ben lan neyse
aslında hayvansevmeyen azdır ama adları hayvansever olmuş artık. hemen şimdi on örnek verebilirim sözlükten. hep de çocuklara yönelik. çocuğun gözlerinin önünde erisin, acılar içinde ölmeyi dile, kokulu vajinandan çıkarttığın çocukkların parçalansın... gibi.hayvanseven (aslında kedi ve köpek) insan
aslında hayvansevmeyen azdır ama adları hayvansever olmuş artık. hemen şimdi on örnek verebilirim sözlükten.
hep de çocuklara yönelik. çocuğun gözlerinin önünde erisin, acılar içinde ölmeyi dile, kokulu vajinandan çıkarttığın çocukkların parçalansın... gibi.
hayvanseven (aslında kedi ve köpek) insan nasıl böyle kötülük barındırabiliyor içinde?
hep de çocuklara yönelik. çocuğun gözlerinin önünde erisin, acılar içinde ölmeyi dile, kokulu vajinandan çıkarttığın çocukkların parçalansın... gibi.
hayvanseven (aslında kedi ve köpek) insan nasıl böyle kötülük barındırabiliyor içinde?
0
Hayvan sever yerine insansevmez demek lazım. Ben de rastladım. Bir sokak hayvanına bağırarak yanından uzaklaşan birine inanılmaz beddualar eden bir hayvan sever görmüştüm. Sürekli besleme yapan biri. İnsan duyarlı bir insan olduğunu düşünür. Öylece bakakalmistim :)
0
hayvanlara asiri bagli tiplerin alayi insanlardan bir sebeple uzaklasmis, gavurlarin "misfit" dedikleri tarzda elemanlar. bizzat akrabalarimdan bir tanesi ozellikle anasi/babasi oldukten sonra kendini tamamen insanlardan soyutladi, 8-10 tane kediyle beraber yasiyor. hic evlenmedi, coluk cocuk yok, pek kimseyle gorusmez.
insansevmez demek daha dogru hakikaten. bu arada beddualar efsaneymis lol.
insansevmez demek daha dogru hakikaten. bu arada beddualar efsaneymis lol.
0
Üç beş tane görüp tüm hayvanseverleri itham etmek ne kadar doğru? Her güruhun içinde olduğu gibi varlar işte, tek tek tüm grupları sorguluyor musunuz böyle?
0
captainobvious
Kedi sahiplenmek için barınağa gitmek istiyorum. Nerede var bildiğiniz bir yer?
Kedi sahiplenmek için barınağa gitmek istiyorum. Nerede var bildiğiniz bir yer?
0
Fatih ilçesinde büyük bir tane var. Yönetimi çok kötü değildi ve ilgililerdi, en azından geçen sene.
0
aquarium
Bir iş yaparken dikkat dağılır ya bir türlü toplayamayız. maksimum 1-2 dakika odaklanıp sürekli dağılırız. Bu durumda yaptığınız somut bir şey var mı? İnterneti kapatmak, telefondan uzak durmak gibi yapmayı bıraktığınız şeylere ek olarak özellikle "yaptığınız" bir şeyler? şu müziği dinlerim, şunu ye
Bir iş yaparken dikkat dağılır ya bir türlü toplayamayız. maksimum 1-2 dakika odaklanıp sürekli dağılırız. Bu durumda yaptığınız somut bir şey var mı? İnterneti kapatmak, telefondan uzak durmak gibi yapmayı bıraktığınız şeylere ek olarak özellikle "yaptığınız" bir şeyler? şu müziği dinlerim, şunu yer içerim falan gibi.
0
telefon ve internet benim dikkatimi dağıtan şeyler. onlar olmayınca zaten ben tamamım
0
Benim çalışırken özellikle dinlediğim müzikler var.
Mesela çok dikkat gerektiren bir iş yapıyorsam; open.spotify.com vb.
Daha az yorucu bir iş yapıyorsam; open.spotify.com vb.
Dikkatimin dağılabileceği bir iş yapmıyorsam;
open.spotify.com vb.
Bunun dışında bir şeyler içerim o anlık kopmayı genelde su içerek ya da kahve içerek geçiştirip işe dönerim.
Sözlük, duyuru, whatsap web gibi sekmeleri bu durumlarda kapatırım. Çünkü görünce elim kayıyor bir şeylere bakıyorum.
Telefonu kendimden biraz uzak bir yerde şarja takarım.
Mesela çok dikkat gerektiren bir iş yapıyorsam; open.spotify.com vb.
Daha az yorucu bir iş yapıyorsam; open.spotify.com vb.
Dikkatimin dağılabileceği bir iş yapmıyorsam;
open.spotify.com vb.
Bunun dışında bir şeyler içerim o anlık kopmayı genelde su içerek ya da kahve içerek geçiştirip işe dönerim.
Sözlük, duyuru, whatsap web gibi sekmeleri bu durumlarda kapatırım. Çünkü görünce elim kayıyor bir şeylere bakıyorum.
Telefonu kendimden biraz uzak bir yerde şarja takarım.
0
Aslında başka herhangi bir şeyle uğraşmak dikkati dağıtan temel şey. Ama ben bazen çok zorlanınca konsantre olmakta müzik açıyorum biraz keyif veriyor dolayısıyla o işle uğraşma ihtimalim artıyor. Ama genel olarak konsantre olmak istediğimde müzik dinlemem bir şey yiyip içmem sadece o işe odaklanmaya çalışırım. Pomodoro tekniği de oldukça etkili.
0
Mercek ile heheheh.
Ac isem once karnimi bir doyururum. Acken asla odaklanamam cunku. Onun disinda bir formulum yok.
Ac isem once karnimi bir doyururum. Acken asla odaklanamam cunku. Onun disinda bir formulum yok.
0
1-2 dakika maksimum ise, ciddi bir problem var.
20 dakika civari konsantre calisabilirim. Cok iyi degilim bu konuda.
Cok konsantre calisamiyorum hep. Ancak tabii ki islerimi bitirmem gerekiyor. Ek seyler degil de, ritueller var hayatimda, zorunlu olarak: 20-30 dakikalik bir uykudan sonra, kahve icip gece calisiyorum. En iyi konsantre olabildigim zaman diliminde ve sakin, temiz-duzenli bir yerde.
Interneti kapatamam, online kaydediyorum yazdiklarimi, islerimi... Muzik bir süreden sonra rahatsiz ediyor, birkac saat dinledikten sonra, ne dinlersem dinleyeyim, rahatsiz edici.
20 dakika civari konsantre calisabilirim. Cok iyi degilim bu konuda.
Cok konsantre calisamiyorum hep. Ancak tabii ki islerimi bitirmem gerekiyor. Ek seyler degil de, ritueller var hayatimda, zorunlu olarak: 20-30 dakikalik bir uykudan sonra, kahve icip gece calisiyorum. En iyi konsantre olabildigim zaman diliminde ve sakin, temiz-duzenli bir yerde.
Interneti kapatamam, online kaydediyorum yazdiklarimi, islerimi... Muzik bir süreden sonra rahatsiz ediyor, birkac saat dinledikten sonra, ne dinlersem dinleyeyim, rahatsiz edici.
0
zxcd
Özellikle bu saatlerde, tam güneş batmaya yakın. Hafif serinlikte.Sevenlere afiyet olsun. https://s3.eksiup.com/758ea56d9587.jpg
Özellikle bu saatlerde, tam güneş batmaya yakın. Hafif serinlikte.
Sevenlere afiyet olsun.
s3.eksiup.com
Sevenlere afiyet olsun.
s3.eksiup.com
0
Saati yok. Icmekten zevk aldigim ve almadigim zamanlar oluyor. Gunduz olur gece olur değişir.
0
Günün her vakti sarap icebilirim sanirim. Kahvaltida kopuklu sarap (frühstückssekt) icilen bir yerdeyim. Hic sikayetci degilim.
0
sevmem. gündüz içkisi baş ağırısı yapar.
bu fotoyu kaç yerde kullanacaksın acaba merak ettim.
senin bu yanlızlık, ilgi beklentisi durumunu duyuru karşılamaz, bi daha söyliyeyim.
seninle takılacak kimse çıkmaz. anca öyle sahil kenarında , basket sahasında falan alır biranı içersin.
zaten biz gündüz içicek olsak şarap falan içeriz. ne o kayalıkların üstünde evde alkol alamayan hacı amca gibi.
s2.eksiup.com
bak paylaştığımız fotoğrafların bile çapı farklı.
bu fotoyu kaç yerde kullanacaksın acaba merak ettim.
senin bu yanlızlık, ilgi beklentisi durumunu duyuru karşılamaz, bi daha söyliyeyim.
seninle takılacak kimse çıkmaz. anca öyle sahil kenarında , basket sahasında falan alır biranı içersin.
zaten biz gündüz içicek olsak şarap falan içeriz. ne o kayalıkların üstünde evde alkol alamayan hacı amca gibi.
s2.eksiup.com
bak paylaştığımız fotoğrafların bile çapı farklı.
0
kablelvuku
nerde buluruz? uzun zamandır denk gelmiyorum hiçbir yerde.
nerde buluruz? uzun zamandır denk gelmiyorum hiçbir yerde.
0
Ankara´da seneler once hamile biri icin aramistim ama hic bir yerde bulamadim. Cok yaglii sade borek uzerine pudra sekeri serpip gecistirilebilir sanki?
0
milföyü olduğu gibi pişirip üzerine pudra şekeri serpin, hatta isterseniz meyve...
0
zxcd
Şu ayakkabının tipinde x marka ürünler bilmem kaç tele.Bu ayakkabıda marka yok ama tipi tam istediğim gibi. Hiç böyle bir ayakkabı alan oldu mu?Çöp mü oldu yoksa kullandınız mı?https://www.hepsiburada.com/kubosadan-rcg-fermuarli-trekking-erkek-kar-bot-p-HBV00000ABMB5?magaza=Kubosa&wt_gl=cpc.nelk.682
Şu ayakkabının tipinde x marka ürünler bilmem kaç tele.
Bu ayakkabıda marka yok ama tipi tam istediğim gibi.
Hiç böyle bir ayakkabı alan oldu mu?
Çöp mü oldu yoksa kullandınız mı?
www.hepsiburada.com
Bu ayakkabıda marka yok ama tipi tam istediğim gibi.
Hiç böyle bir ayakkabı alan oldu mu?
Çöp mü oldu yoksa kullandınız mı?
www.hepsiburada.com
0
öncelikle hepsiburada'dan birçok ürün aldım beğenmediklerimi hemen iade ettim. 2-3 gün içinde param iade edildi. bence alın olmazsa iade edersiniz. ayrıca ayakkabı konusunda butik işletmeler daha başarılı çünkü genelde el işçiliği olan ayakkabılar satıyorlar. büyük firmalar yerine o tarz yerleri tercih ediyorum. çevrenizde varsa o tarz yerlere de bakabilirsiniz.
0
herhangi bi urunun cakmasini almaktan cok cok daha iyi. olay ortaya taklit ama rezalet kalitede birsey atmak yerine eldeki butce ile iyi bir urun cikarmak oluyor
0
Yaşadığın yerde decathlon var ise oraya bir uğra. Bu istediğin tipte daha da uygun fiyatlıları mevcut.
0
tabanda dikiş yok gibi. marka tabanlar bile ıslak zeminde kayar bu da jilet gibidir. ağırlık bilgisi göremedim en önemlisi hafif olması. karda giymeyeceksen iş görebilir ama ucuz ayakkabı tabandan gider hep, dikiş de yok açılabilir. sıradan ayakkabıcı botu işte bu fiyata çok bulursun kemeraltı benzeri yerlerde. rahatlığını denemeden bilemeyiz ama ben merrell'den aldığım rahatlığı hiç bi markadan görmedim.
0
Ben 100 Tl üstü hiç para vermedim. Pierre cardin marka sayılıyorsa yıllar önce aldım ama 40 liraydı.
0
Görmeden almamak lazım, Bim'e gelen 50 liralık ayakkabılardan da olabilir.
Marka olmak zorunda değil ama ele alıp kalitesine bakılmalı.
Marka olmak zorunda değil ama ele alıp kalitesine bakılmalı.
0
for day to break
dün başıma geldi bir mağazada alış-veriş yaparken tezgahtar çocuklarla muhabbet esnasında... çok utandım, söylersem siz de utanırsınız benim adıma. bu hissi nasıl aşabilirim. mağazanın sitesine giremiyorum.
dün başıma geldi bir mağazada alış-veriş yaparken tezgahtar çocuklarla muhabbet esnasında... çok utandım, söylersem siz de utanırsınız benim adıma. bu hissi nasıl aşabilirim. mağazanın sitesine giremiyorum.
0
Hic de bile. Bi dahakine kullanmazsin en azindan. Sonucta ne ingiliziz ne alman ne fransiz hata yapmak cok normal. Turkcede bile bazen yanlis kelime kullanabiliyoruz.
0
Ahey ahey :)
Tabi yanlış söyleyeceksin. Bunda sıkılacak bir şey yok. Barselona diyemeyip barşeluna diyor bazı cermanikler. Arsenıl diyemeyip arşenal diyorlar. Bir de bunu diyenlerle İspanyollar, İngilizler akraba diller. Çoğu millet R harfini kullanmaktan aciz. Ezilmeyin yahu epıl yerine eple diyen İsveçliler Norveçliler utansın.
Tabi yanlış söyleyeceksin. Bunda sıkılacak bir şey yok. Barselona diyemeyip barşeluna diyor bazı cermanikler. Arsenıl diyemeyip arşenal diyorlar. Bir de bunu diyenlerle İspanyollar, İngilizler akraba diller. Çoğu millet R harfini kullanmaktan aciz. Ezilmeyin yahu epıl yerine eple diyen İsveçliler Norveçliler utansın.
0
sorması ayıp ne dedin? ona göre senin adına da utanayım. şimdi ayarsız utanmak istemiyorum.
0
Benimki telaffuz hatası deģil anlam hatasaydı. Söylemem. Korkma biz de yaparız cevaplarını görüp rahatlamak için sormuştum. Neyse. Olur insanlık hali. Bir daha o kişileri hiç görmeyeceğim.
0
çok yaşadım, hatta yanlışlıkla söylediğim kelime sevişmeyi çağrıştırıyordu.
burda karşı tarafın tepkisi önemli, çoğu zaman ana dilinde konuşmaya çalıştığımız yabancılar yanlışlıkla söylediğimizi farkedip profesyonelce düzeltiyolar (:
değilse de değil, kime ne yanlış biliverin.. böle şeyleri düşünürseniz çok çabuk üzülürsünüz
burda karşı tarafın tepkisi önemli, çoğu zaman ana dilinde konuşmaya çalıştığımız yabancılar yanlışlıkla söylediğimizi farkedip profesyonelce düzeltiyolar (:
değilse de değil, kime ne yanlış biliverin.. böle şeyleri düşünürseniz çok çabuk üzülürsünüz
0
Çok olağan bir durum herkes yapıyor, hatta bazen anadilimizde de yapıyoruz. Türkçe'de bile dirsek yerine diz dediğim zamanlar olmuştu. Hatta bi keresinde lisede tarih dersinde bir parti ya da yönetimin gücünü kaybetmesi manasında iktidarsızlık demiştim hangi kelime yerine demiştim onu da hatırlayamadım şu an.
Hiç takmayın böyle şeyleri. Ha şöyle bir şey var, derken yanlış olduğunu fark ederseniz hemen arkasından no that's something else, I can't come up with the word gibi bişeyler diyip, hatta kendiniz şaka falan yaparsanız çok önemsiz olur.
Hiç takmayın böyle şeyleri. Ha şöyle bir şey var, derken yanlış olduğunu fark ederseniz hemen arkasından no that's something else, I can't come up with the word gibi bişeyler diyip, hatta kendiniz şaka falan yaparsanız çok önemsiz olur.
0
londra'da yaşadığım zamanlarda ingiliz arkadaşıma, sincap (squirrel) nasıl hecelenir diye sormuştum.. "es.. ku.. yuu.. eee bilemiyorum" diyerek geçiştirmişti.. onlar kendi dilinde çuvalladığı zaman utanmıyorsa ben bi kelimeyi yanlış söylediğimde neden utanayım ki..
sonuçta; hatalarınızla boğuşmak yerine hemen orada doğrusunu öğrenip kendinizi geliştirmeye bakmalısınız..
sonuçta; hatalarınızla boğuşmak yerine hemen orada doğrusunu öğrenip kendinizi geliştirmeye bakmalısınız..
0
isveçli birkaç kişiyle ingilizce konuşurken ananasa ananas deyince çok utanmıştım. isveççesi de ananasmış, geyiğini yapmıştık sonra, ama utanmıştım yani. halbuki pineapple olduğunu da biliyordum, dalgınlık işte :/
0
%90 utanmam. sadece yanlis soyledigim bir kelime uygunsuz bir kelime ise rahatsiz olurum, biraz utanirim. sonrasinda ozur dilerim. zaten onlar da anlayisla karsiliyorlar.
0
Daha dün oldu, saniyelik bir utanma geldi bana da ama sonra teşekkür ettim. Hatta farkettikçe beni düzeltmesini de rica ettim.
Ben kelime olarak opinion kullanmıştım advice demem uygun oluyormuş. Başta ne kastettiğimi anlamadı. Sonra bunu mu kastediyorsun diye düzeltti.
Adı üstünde hata, bilerek yapmadığın bir şey için utanmana gerek yok bence.
Ben kelime olarak opinion kullanmıştım advice demem uygun oluyormuş. Başta ne kastettiğimi anlamadı. Sonra bunu mu kastediyorsun diye düzeltti.
Adı üstünde hata, bilerek yapmadığın bir şey için utanmana gerek yok bence.
0
Neden utanıyorsunuz ki? Zerre utanmam. Anadilinde bile her şeyi bilemiyorsun ve hatalar yapıyorsun. Öğrenmiş olmak yeterli bence. Karşınızdaki insan da yanlış bir kullanım yaptınız diye sizi aşağılamaz zaten. Aşağılarsa da onun ayıbı.
0
expressive
soru başlıkta?
soru başlıkta?
0
mkayaj yapmayan, vicdanli, akilli, insan gibi sinsi olacagina hayvan gibi ahlakli olan
0
Sanat sever olanlar
Göz altı torbası olanlar
Burnuyla dudağı arasındaki mesafe kısa olanlar
Şaplağı vurunca ses getirenler
Boynuna collar takanlar
Üst dudağı alt dudağından daha önde olanlar
Çok süslü olmayanlar
Hoşgörüyü benimsemiş olanlar
Mümkünse bel oyuntusu olanlar
Gözleri ela olup belki biraz şehla olanlar
Güzelliği gözüme değil de kalbime hitap edenler
Sabah uyanınca ensesi bahar kokanlar
Sırnaşmayı sevenler
Çok üşüyen (ben yaz kış sıcağımdır)
Genelde tabağını bitiremeyenler (ben yerim)
Falanlar filanlar...
Göz altı torbası olanlar
Burnuyla dudağı arasındaki mesafe kısa olanlar
Şaplağı vurunca ses getirenler
Boynuna collar takanlar
Üst dudağı alt dudağından daha önde olanlar
Çok süslü olmayanlar
Hoşgörüyü benimsemiş olanlar
Mümkünse bel oyuntusu olanlar
Gözleri ela olup belki biraz şehla olanlar
Güzelliği gözüme değil de kalbime hitap edenler
Sabah uyanınca ensesi bahar kokanlar
Sırnaşmayı sevenler
Çok üşüyen (ben yaz kış sıcağımdır)
Genelde tabağını bitiremeyenler (ben yerim)
Falanlar filanlar...
0
özgüvenli, kendinden emin, ne istediğini ve istemediğini bilen, benden çok şey bilen, şuh.
0
bana güzel gelmesi koşuluyla ergen kızlar gibi cep telefonuyla kafayı bozmamış, küfür etmeyen, dedikodu yapmayan, bebek taklidinden uzak, temiz, akıllı, erdemli...
0
Olgun, 35-40 yaş civarında ve iyi bir karaktere sahip olanlardan. Fakat yaş neredeyse 22, dolayısıyla sadece iç etkide hayallerde kalacak bir durum.
0
fiziksel olarak: minyon ve güzelden ziyade tatlı bir görünüme sahip kadınlar genelde ilgimi çekiyor. daha özel olarak da kumral ten rengi.
Karaktersel olarak: anaç,feminen,paylaşımcı(özellikle manevi anlamda),yerine göre doğru davranışları sergilemesini bilen.
Karaktersel olarak: anaç,feminen,paylaşımcı(özellikle manevi anlamda),yerine göre doğru davranışları sergilemesini bilen.
0
aklı başında, yaşadığı yıla kadar birşeyler başarabilmiş
çekici ve güzel olur mu ki? genelde çekici ve güzel kadınlar bunu farkettiklerinde bunun üzerine yaslanıp kendilerinin üzerine hiiç bişi koymaya gerek olmadığını düşünüyolar
çekici ve güzel olur mu ki? genelde çekici ve güzel kadınlar bunu farkettiklerinde bunun üzerine yaslanıp kendilerinin üzerine hiiç bişi koymaya gerek olmadığını düşünüyolar
0
zeki, tutarlı olan ve bencil olmayan
bu üç özelliği aynı anda sağlayan biri kalmadı günümüzde.
bu üç özelliği aynı anda sağlayan biri kalmadı günümüzde.
0
estranged
öyle albümün tamamını veya birkaç şarkıyı bir arada söylemek yok. sadece bir tane söyleyecek olsanız hangisi olurdu?holy wars ve master of puppets arasında sıkışıp yine de master of puppets diyorum ben.
öyle albümün tamamını veya birkaç şarkıyı bir arada söylemek yok. sadece bir tane söyleyecek olsanız hangisi olurdu?
holy wars ve master of puppets arasında sıkışıp yine de master of puppets diyorum ben.
holy wars ve master of puppets arasında sıkışıp yine de master of puppets diyorum ben.
0
Sebebini bilmemekle birlikte Megadeth - She-Wolf diyorum eğer bir tek şarkı seçeceksem.
0
molkoid
En lezzetli bulduğunuz, kullandığınız ketçap ve mayonez, kullanıyorsanız da hardal hangileri?Bunun dışında sevdiğiniz başka soslar varsa onları da markalarıyla yazarsanız sevinirim.
En lezzetli bulduğunuz, kullandığınız ketçap ve mayonez, kullanıyorsanız da hardal hangileri?
Bunun dışında sevdiğiniz başka soslar varsa onları da markalarıyla yazarsanız sevinirim.
Bunun dışında sevdiğiniz başka soslar varsa onları da markalarıyla yazarsanız sevinirim.
0
Heinz çok öneriliyor da denemedim.
Mayonez de hangisi olursa olsun güzel geliyor bana.
Sos bilmem kullanmıyorum.
Mayonez de hangisi olursa olsun güzel geliyor bana.
Sos bilmem kullanmıyorum.
0
bim, a101, aro kötü. fiyat problem değilse heinz. sonra calve, tat, tukaş vs.
0
Dijon hardali icin Edmont Fallot klasik, (bulabilirsem) Edmont Fallot tarhunlu. Maile´yi hic begenmiyorum, ozellikle tarhunlusunun kivamini.
Alman tipi hardalda, Düsseldorf hardallari, mesela ABB ekstra aci.
Ketcabi okolojik tarim yapan bir markadan aliyorum, marka aramiyorum cok.
Alman tipi hardalda, Düsseldorf hardallari, mesela ABB ekstra aci.
Ketcabi okolojik tarim yapan bir markadan aliyorum, marka aramiyorum cok.
0
delizia dijon hardalı.....
Deli ziya diye okurdum küçükken, acıılığından böyle diyorlar derdim.. eskiler...
eksisozluk.com
Deli ziya diye okurdum küçükken, acıılığından böyle diyorlar derdim.. eskiler...
eksisozluk.com
0
soslarin icinde palm ilden glikoz surubuna envai cesit sey oldugundan niyeti bozdugum zamanlar disinda kullanmiyorum ama sriracha var mesela, dunyaca meshur aci sos, tatli eksi sos beya etle guzel olabiliyor, cok nadir kullaniyoruz, guacamole evde kendin hazirliyabiliyorsun sos kivaminda, daha cok dip sos, banmalik yani, onun disinda klasik evde hazirladigim zeytinyagli ve yogurtlu soslari en cok kullaniyorum. misal havuc hiyar biber serit olarak kesilip cirpilmis yogurt limon nane tuz sosuna banma, veya domates icin zeytinyagi feslegen limon tuz ile soslama vs gibi.
0
ketçap hellman's, mayonez heinz. patates ıvır zıvır bandırmalık barbekü için hp bbq classic, etle ya da sandviç-burger ile kullanmalık barbekü için rufus teague honey sweet. hardalda beaufor extra strong dijon mustard. calve'nin ranch'ini de severim. acı tercihim huy fong sriracha ve heinz green pepper tabasco.
0
lemontree
Sürdürebildiğiniz en uzun ilişki ne kadar sürdü? En uzun süre ne kadar yalnız kaldınız?Şu an kaç yaşındasınız? 1 sene üstü ilişki yaşamış olanlarınız özlüyor mu eskiyi?30 üstünün cevaplaması da serbest elbette ki, fakat merakım yeni nesilin ilişkilerinde.
Sürdürebildiğiniz en uzun ilişki ne kadar sürdü?
En uzun süre ne kadar yalnız kaldınız?
Şu an kaç yaşındasınız? 1 sene üstü ilişki yaşamış olanlarınız özlüyor mu eskiyi?
30 üstünün cevaplaması da serbest elbette ki, fakat merakım yeni nesilin ilişkilerinde.
En uzun süre ne kadar yalnız kaldınız?
Şu an kaç yaşındasınız? 1 sene üstü ilişki yaşamış olanlarınız özlüyor mu eskiyi?
30 üstünün cevaplaması da serbest elbette ki, fakat merakım yeni nesilin ilişkilerinde.
0
16 yaşımızda tanıştık 18de çıkmaya başladık şuan 20 yim ve ilişkimiz devam ediyor. bi kere ciddili ayrıldık. 2 ay ayrı kaldık. o sırada çok özlemiştim o da özlemiş, sonra yeniden çıkmaya başladık.
0
3,5 sene.
Az, cok az. Birkac ay belki.
28 yas. Yok, eskilerden kimseyi ozlemiyorum.
Az, cok az. Birkac ay belki.
28 yas. Yok, eskilerden kimseyi ozlemiyorum.
0
25 yaşındayım. 1,5 sene sürdü en uzunu. Eskiden çok özlerdim. Zamanla geçti gitti ama hep iyilikle anarım. O beni muhtemelen öyle anmıyor, buna hakkı var. Dilerim hatalarımın etkisi geçmiştir ve dilerim onların kefaretini ödeyebilmişimdir. Okuyorsan selam olsun :p
0
3 yıl 2 ay.
25'te ayrıldik. Sonrasında sevgilim olmadı.
Yaş 27. Ara ara deli özlüyorum.
25'te ayrıldik. Sonrasında sevgilim olmadı.
Yaş 27. Ara ara deli özlüyorum.
0
4,5
1,5 (İlkokuldan lise sona platoniği saymazsak puhaha)
26
Eskiyi özlemiyorum. Sadece arada aklıma geliyor. Hiç keşke demedim.
1,5 (İlkokuldan lise sona platoniği saymazsak puhaha)
26
Eskiyi özlemiyorum. Sadece arada aklıma geliyor. Hiç keşke demedim.
0
6-8 aydan fazla hic surmedi galiba.
Yalnizlik; o sureler boyuncada mutlu oldugum icin galiba hic dusunmedim.
25
İste bunlar hep bazi seyleri hizli tuketmek..
Yalnizlik; o sureler boyuncada mutlu oldugum icin galiba hic dusunmedim.
25
İste bunlar hep bazi seyleri hizli tuketmek..
0
1- 4.5 sene ve halen sürüyor.
2- lise sonrası yaklaşık 2 yıl tamamen yalnız kaldığım oldu. 28 yaşımdayım. eski ilişkilerimden 1 sene üzeri olan yok.
2- lise sonrası yaklaşık 2 yıl tamamen yalnız kaldığım oldu. 28 yaşımdayım. eski ilişkilerimden 1 sene üzeri olan yok.
0
4,5 sene erkek.
aklıma geldikçe lanet okuyorum. ayılırken uzaktan pek hazetmedigim bi akrabamı uzun yola gidiyormuş da ana baba zoruyla otogara götürmüş bindirip gelmişim gibi hissetmiştim hissediş o hissediş hala da öyle. hep derler ya bitti denildiğinde için acımıyorsa gerçekten bitmiştir. özlem filan aklına gelmiyor insanın
aklıma geldikçe lanet okuyorum. ayılırken uzaktan pek hazetmedigim bi akrabamı uzun yola gidiyormuş da ana baba zoruyla otogara götürmüş bindirip gelmişim gibi hissetmiştim hissediş o hissediş hala da öyle. hep derler ya bitti denildiğinde için acımıyorsa gerçekten bitmiştir. özlem filan aklına gelmiyor insanın
0
gezegen olan pluton
Aparman dairesine göre nelerdir, tavsiye edilir mi biraz da eski bir villa ise?
Aparman dairesine göre nelerdir, tavsiye edilir mi biraz da eski bir villa ise?
0
temizlik ve ilaçlama önemli. müstakil evlerde haşerat, bahçe varsa fare vb. problemleri olabilir. su kaynaklarına yakınsa türlü türlü şeyler oluyor. onun dışında ben bir sürü avantaj, az dezavantaj görüyorum. altyapı vs iyiyse oturulur bence.
0
Isıtma ve elektrik giderleri, güvenlik problemleri, sekiz ve dört ayaklı mahlukatlar genel sorunlar. Biraz eski ise de elektrik, su tesisatında sorun çıkabilir. Her şeye rağmen bahçesinde sandalye ile oturmanın, ufacık da olsa bir hobi bahçesine sahip olmanın verdiği keyif çok büyük.
0
bunlara ek olarak, su tesisatı dışardaysa soğuklarda cam yünüyle korumak gerekiyor. bi sene soğuk havadan borudaki su dondu, 4 gun susuz kaldık. ama her şeye rağmen her türlü apartman dairesini döver. gürültü yapma özgürlüğü, rahatlık, komşusuzluk, araba varsa park sorunu yaşamamak paha biçilemez.
0
Temizlik. Güvenlik daha sorunlu olacak diye bir sart yok, daha düzgun bir semtteyse ozellikle ev, apartman dairesine gore. Eski binamda otuz daire vardi, gireni cikani tanimak bir yil sürdü. Müstakil evde, komsularin hepsiyle ilk ayda tanistim. Postami, mektubumu alirlar, bir yabanci kapi onunde olsa haberim olur. Guvenlik icin bir arti olabilir: Apartman dairesinde kopekle yasamak istemiyorduk, eve cikinca icimiz rahat sekilde kopek sahiplendik biz.
Tadilat yapilacaksa, cok pahaliya patlar. Ama uzun sure oturacaksaniz goze alabilirsiniz. Evin eksigi ve sorunu hic bitmiyor, ama ozel alanin olusmasi, bahcesi vs. mukemmel.
Tadilat yapilacaksa, cok pahaliya patlar. Ama uzun sure oturacaksaniz goze alabilirsiniz. Evin eksigi ve sorunu hic bitmiyor, ama ozel alanin olusmasi, bahcesi vs. mukemmel.
0
Ikiz villa da degil ayrik nizam ise dadindan yenmez. Ama guvenlik buyuk sorun. Saglam bir alarm sart semte gore.
0
Güvenlik dediğin demir çit ve üstüne dikenli tel ile hal olur. Kimin girip çıktığı belli olmayan, zile basıp evde kimse yoksa kapısı zorlanan apartman dairesinden daha güvensiz değil.
Baharda bahçeyi ve evin etrafını ilaçlamak şart, yazın ortasında tekrar gerekebilir. Etrafta fare için yaşam alanı olabilecek başka yapılar/sahalar varsa fare için de önlemler almalı.
Isıtma sorunu büyük, zemin kat soğuk oluyor. Yalıtım yoksa büyük sıkıntı, yalıtım varsa da zemin katın zemini soğuk olacak.
Çok eskiyse tamiratı eksiği bitmez, sıfır dahi olsa sürekli eksik çıkarır müstakil ev.
Artıları saymakla bitmez, kendine ait bir alan ve özgürlük hissi paha biçilemez.
Baharda bahçeyi ve evin etrafını ilaçlamak şart, yazın ortasında tekrar gerekebilir. Etrafta fare için yaşam alanı olabilecek başka yapılar/sahalar varsa fare için de önlemler almalı.
Isıtma sorunu büyük, zemin kat soğuk oluyor. Yalıtım yoksa büyük sıkıntı, yalıtım varsa da zemin katın zemini soğuk olacak.
Çok eskiyse tamiratı eksiği bitmez, sıfır dahi olsa sürekli eksik çıkarır müstakil ev.
Artıları saymakla bitmez, kendine ait bir alan ve özgürlük hissi paha biçilemez.
0
dedim dedim de kime dedim
ne alıyorsunuz acaba? 1kg civarı kaliteli bir şey arıyorum.
ne alıyorsunuz acaba? 1kg civarı kaliteli bir şey arıyorum.
0
tchibo brazil veya african blue alıyorum.
internette butik kahvecilerden aldığım da oldu ama onları sevemedim.
internette butik kahvecilerden aldığım da oldu ama onları sevemedim.
0
Petra Santa Rosa almıştım en son. Ancak şu an satışta değil görünüyor. Fiyatı epey pahalı ama çok lezzetli bir kahve.
1 kg. eğer çok hızlı tüketilmeyecekse fazla bu arada. Bi süre sonra aroması kayboluyor kahvenin.
1 kg. eğer çok hızlı tüketilmeyecekse fazla bu arada. Bi süre sonra aroması kayboluyor kahvenin.
0
Tchibo´da kaliteli kahve olmaz. Tüm kahveleri bayat cünkü. O fiyatlarda da kalite aranmaz zaten.
Ben Brezilya (Rio Minas disinda) ve Etiyopya bolgelerinden kahve cekirdeklerini begeniyorum, orta derecede kavrulmus.
Cok koyu cekilmis, zifir gibi gozuken cekirdekleri sevmiyorum filtre kahvede. Camur, komur gibi oluyorlar, cok kavrulmus cekirdegin saklayacak bir seyi vardir, fazla kavrulmustan kacinin derim.
1 kg alacaksaniz, taze tutamazsaniz yazik olur ama iyi cekirdege. Saklama imkaniniz yoksa o kadar almayin, 250-350 gramlarda kalin derim.
Bir de, iyi kahvenin uzerinde "son kullanma tarihi" degil, "kavrulma tarihi" yazar. Kahvesini begendiginiz bir yerde, taze kavruldugundan da eminseniz alin derim. Istanbul´da At Origin Cafe taze kavuruyo mesela.
Ben Brezilya (Rio Minas disinda) ve Etiyopya bolgelerinden kahve cekirdeklerini begeniyorum, orta derecede kavrulmus.
Cok koyu cekilmis, zifir gibi gozuken cekirdekleri sevmiyorum filtre kahvede. Camur, komur gibi oluyorlar, cok kavrulmus cekirdegin saklayacak bir seyi vardir, fazla kavrulmustan kacinin derim.
1 kg alacaksaniz, taze tutamazsaniz yazik olur ama iyi cekirdege. Saklama imkaniniz yoksa o kadar almayin, 250-350 gramlarda kalin derim.
Bir de, iyi kahvenin uzerinde "son kullanma tarihi" degil, "kavrulma tarihi" yazar. Kahvesini begendiginiz bir yerde, taze kavruldugundan da eminseniz alin derim. Istanbul´da At Origin Cafe taze kavuruyo mesela.
0
amabunuyapmayacaktin
Merhabalar,Bir Avrupa ülkesinde geçici sahip olduğum oturum iznim, 31 Aralık 2018'de son buluyor. Ancak ben yılbaşını da Schengen sınırları dahilinde geçirmek istiyorum. Dolayısıyla, belki saçma olacak sorum ama, oturum iznimin bitişinden birkaç gün sonra Türkiye'ye dönersem bir tehlike arz eder mi?
Merhabalar,
Bir Avrupa ülkesinde geçici sahip olduğum oturum iznim, 31 Aralık 2018'de son buluyor. Ancak ben yılbaşını da Schengen sınırları dahilinde geçirmek istiyorum. Dolayısıyla, belki saçma olacak sorum ama, oturum iznimin bitişinden birkaç gün sonra Türkiye'ye dönersem bir tehlike arz eder mi?
Teşekkürler şimdiden.
Bir Avrupa ülkesinde geçici sahip olduğum oturum iznim, 31 Aralık 2018'de son buluyor. Ancak ben yılbaşını da Schengen sınırları dahilinde geçirmek istiyorum. Dolayısıyla, belki saçma olacak sorum ama, oturum iznimin bitişinden birkaç gün sonra Türkiye'ye dönersem bir tehlike arz eder mi?
Teşekkürler şimdiden.
0
uzunca bir sure bir daha Schengen vizesi alamazsin. vizeni uzatmalisin yada 31'inde cikmalisin
0
in vino veritas
"serin sonbahar akşamları yağmur damlalarının teneke damları dövmesinin sesini yanan şöminede çıtırdayan at kestanesi kabuklarının sesi bastırdığı vakitlerde tütsülenmiş parşömen kağıtlarının kokusu da odayı sarmadan kitap okuyamam" gibi ritüellerden bahsetmiyorum tabii, ama kendinizce yaptığınız ve
"serin sonbahar akşamları yağmur damlalarının teneke damları dövmesinin sesini yanan şöminede çıtırdayan at kestanesi kabuklarının sesi bastırdığı vakitlerde tütsülenmiş parşömen kağıtlarının kokusu da odayı sarmadan kitap okuyamam"
gibi ritüellerden bahsetmiyorum tabii, ama kendinizce yaptığınız ve bundan hoşlandığınız kitap okuma alışkanlıklarınız var mı? varsa nedir?
gibi ritüellerden bahsetmiyorum tabii, ama kendinizce yaptığınız ve bundan hoşlandığınız kitap okuma alışkanlıklarınız var mı? varsa nedir?
0
Hicbir okuma rituelim yok. Merak ettigimi acar okurum. Oyle romantizme bulasmam.
6-7 sene once metrobus rituelim vardi metrobuste okurdum sabah ve aksamlari artik metrobuse de binmiyorum. Zaten bir sey okursam dijitalden.
6-7 sene once metrobus rituelim vardi metrobuste okurdum sabah ve aksamlari artik metrobuse de binmiyorum. Zaten bir sey okursam dijitalden.
0
Yok.
Okumak istiyorsam ya da okumam gerekiyorsa açıp okuyorum. Sadece düşünce/kuram kitaplarında yarım saat sonra uyku bastıracağını bildiğim için çay kahve ictikten sonra okuyorum. İçecekle okuma eylemini sanırım aynı anda yapamıyorum ben. O icecek soğudu mu, dokülse nerem yanar düşüncelerinden dolayı elinde kupayla kitap okuma olayim yok.
Okumak istiyorsam ya da okumam gerekiyorsa açıp okuyorum. Sadece düşünce/kuram kitaplarında yarım saat sonra uyku bastıracağını bildiğim için çay kahve ictikten sonra okuyorum. İçecekle okuma eylemini sanırım aynı anda yapamıyorum ben. O icecek soğudu mu, dokülse nerem yanar düşüncelerinden dolayı elinde kupayla kitap okuma olayim yok.
0
Ritüelim yok.
Ama bir tatil günüyse eğer ve ilginç bir kitap okuyorsam bütün gün okumayı seviyorum. Kindle yastığımın yanında oluyor zaten, uyanıp kaldığım yerden devam edip, kahvaltıda vs okumaya devam edip, sonra bir kahve yapıp okuyarak vs. günün çok büyük kısmını böyle geçirmek hoşuma gidiyor. Tabii ancak yaz tatilinde falan bu kadar boş vaktim oluyor.
Ama bir tatil günüyse eğer ve ilginç bir kitap okuyorsam bütün gün okumayı seviyorum. Kindle yastığımın yanında oluyor zaten, uyanıp kaldığım yerden devam edip, kahvaltıda vs okumaya devam edip, sonra bir kahve yapıp okuyarak vs. günün çok büyük kısmını böyle geçirmek hoşuma gidiyor. Tabii ancak yaz tatilinde falan bu kadar boş vaktim oluyor.
0
Evde okuyamıyorum bir süredir, uykum geliyor. Kışın sahil kenarına gidip bir yandan üşüyüp bir yandan okumayı geçen kış çok sevmiştim, bakalım bu kış olacak mı.
0
Yok. Eskiden gürültülü ortamlarda ve otobüs, metro vb. yerlerde okuduğumu anlamazdım ama zamanla alıştım. Işık olan ve uygun sıcaklıkta herhangi bir yerde okuyabilirim.
0
Ben gece herkes uyuyunca kitap okurum. Gecenin sessizliğinde kitabımla sohbet ederim.
0
Üniversite icin zaten sürekli okuma yapmak zorundayim. Odamda calisma masamda okurum, not alirim. Evin baska yerinde, kanepe üzerinde vs. makale, "ciddi" bir kitap okuyamiyorum; uyuyakalirim.
Kendim icin, sabah okuma yapmaya basladim birkac aydir bahcede sabah günesine karsi. Kis gelince ne olacak bilmiyorum. Sabah okumak iyi geliyor, kendim icin bir sey yaptigimdan emin sekilde gune basliyorum.
Kendim icin, sabah okuma yapmaya basladim birkac aydir bahcede sabah günesine karsi. Kis gelince ne olacak bilmiyorum. Sabah okumak iyi geliyor, kendim icin bir sey yaptigimdan emin sekilde gune basliyorum.
0
diffarentiationation
yabancı videolarını izliyorum da. adam evinden çıkıyor kocaman yengeçler, balıklar, ıstakozlar avlıyor. tüfeğini alıp geyik, ördek, domuz, tilki bile vurup yiyor. çamurlukta bile balık, yengeç var büyük büyük. ufacık gölden türlü türlü yemeklik canlılar çıkıyor. bizim buralar kuraktır belki ondan gö
yabancı videolarını izliyorum da. adam evinden çıkıyor kocaman yengeçler, balıklar, ıstakozlar avlıyor. tüfeğini alıp geyik, ördek, domuz, tilki bile vurup yiyor. çamurlukta bile balık, yengeç var büyük büyük. ufacık gölden türlü türlü yemeklik canlılar çıkıyor. bizim buralar kuraktır belki ondan görmedim.
türkiye'de böyle hayatlar var mı? mud crab denen çamur yengeci var mı mesela? deniz kenarı bir şehirde istesem ıstakoz avlayabilir miyim? sürekli tavuk, dana, saçma sapan balıklar valla bıktım artık.
türkiye'de böyle hayatlar var mı? mud crab denen çamur yengeci var mı mesela? deniz kenarı bir şehirde istesem ıstakoz avlayabilir miyim? sürekli tavuk, dana, saçma sapan balıklar valla bıktım artık.
0
Bazı yerlerde domuz, tilki vs avlandığını biliyorum da öyle çöplükten yengeç, bahçeden timsah falan çıkmasının oluru yok. Şehirleşme çok fazla bir kere. İnekler tavuklar da bize fayda sağladığı için çoklar.
0
Ben cocukken herkesin arabasinda tilki kuyrugu asili olurdu. Benden once de yaban tavsani varmis, ona yetisemedim.
Avlaya avlaya bitirdiler tilki kalmadi tavsan zaten bitikti. sonra domuz cikti.
Dedem bi zamanlar su samuru oldugunu da anlatiyor. Adini bilmiyorlarmis korkarlarmis hayvandan.
Avlaya avlaya bitirdiler tilki kalmadi tavsan zaten bitikti. sonra domuz cikti.
Dedem bi zamanlar su samuru oldugunu da anlatiyor. Adini bilmiyorlarmis korkarlarmis hayvandan.
0
Benim canlı gördüklerim; kurt, çakal, tilki, ayı, atmaca, yılan,domuz, yunus muhtemelen biraz daha vardır. Biz milletcene doğanın ırzına geçtiğimiz için sayıları gittikçe azaldı
0
Ülke ve birey bazında, istisna haricinde dengeli yaptığımız hiç bir şey var mı? Avlanma, balık tutma, balık yetiştirme. Bunların hiç birisini düzgün yapmadığımız için bahsettiklerin ne yazık ki mümkün gözükmüyor.
0
kisa cevap yok, uzun cevap uzun zamandir cok hizli bir sekilde azaldi, su anda biz konusurken son kalan yerleri de arab marab ne bulurlarsa satip saviyorlar, turkiye'de bulabilecegin hayvanlar cok kisitli, hicbiri de vahsi degil cunku turkiye'de vahsi yasam diye bir kavram yok, onlarin bir hakki yok, bir zamanlar leopar bile vardi, simdi sincap gorunce seviniyoruz. birakin hayvani turkiye'de vahsi yesillik bile yok, benim neden bahsettigimi anlayacak insan bile cok az, cunku kulturumuz son yillarsa cok bozuldu, egitimli insanlarin bile geri donusum yapmadigi, herseyde plastik kullandigi bir ulke burasi, vahsi doga gormek istiyorsaniz ulke sinirlarindan cikin.
0
Denizlerdeki balik türü ve yogunlugu da cok ciddi sekilde azaldi, icine ettik; bitti gitti. O gerizekali avcilar yuzunden tükeniyor ayakta kalabilmis son vahsi hayvan türleri de. Yoksa Ankara yakinlarinda cok yakin zamana kadar vasaktir, tilkidir bol imis. Yilan türleri hala yasiyor, tarla ilaclarina vs. ragmen. Ayi var az da olsa, kurt kirsalda hala "tehlike".
0
sylr
matı, minder ve blok alacağız da ne alalım ya ? Böyle düzgün birşey olsun. Önceden bi mat almıştık ama hiç iyi değildi, hem kayıyor hem de kötü kokuyordu.Bi yardımcı olun size zahmet
matı, minder ve blok alacağız da ne alalım ya ? Böyle düzgün birşey olsun. Önceden bi mat almıştık ama hiç iyi değildi, hem kayıyor hem de kötü kokuyordu.
Bi yardımcı olun size zahmet
Bi yardımcı olun size zahmet
0
piyasadaki en düzgün matlar liforme ve lululemon'ın kauçuk matları. terleyince bile kaydırmaz zamk gibi yapışırsın. onlar pahalı gelirse roru'nun aynı materyalli daha ucuz matı var: www.yinyogashop.com
blok olarak decathlon'daki mantar bloğu alın: www.decathlon.com.tr
minderi bilmiyorum.
blok olarak decathlon'daki mantar bloğu alın: www.decathlon.com.tr
minderi bilmiyorum.
0
Matin kokmamasi icin havalandirilmasi ve kullanim sonrasi temizlenmesi gerekiyor buyuk sungerlerle. Yoga studyolarinda oyle yapiliyor, koku olmuyor duzenli yapilirsa. Yoksa hangi marka alirsaniz alin, kokar. Bana Tchibo´dan hediye edilmisti, yillardir kullaniyorum hic asinma ya da koku sorunum olmadi matta.
0
iki kat plaj havlusu kullansanız olmaz mı?
sıkıldıkça makinaya atıp yıkarsınız, ne koku ne bişey oh mis.
sıkıldıkça makinaya atıp yıkarsınız, ne koku ne bişey oh mis.
0
douglas
yer veriyor musunuz?
yer veriyor musunuz?
0
Genelde
edit: çünkü insanlar biraz ağır işlerde çalışıyo sanırım. ayakta dururken şekilden şekle giriyolar. genelde de kadınlara veririm. erkekler dursun ayakta.
yaşlıdan kastım 40 yaş üstü. 60 yaş üstü bi kadına zaten sorgusuz sualsiz yer veririm. o ayaktayken ben oturamam.
edit: çünkü insanlar biraz ağır işlerde çalışıyo sanırım. ayakta dururken şekilden şekle giriyolar. genelde de kadınlara veririm. erkekler dursun ayakta.
yaşlıdan kastım 40 yaş üstü. 60 yaş üstü bi kadına zaten sorgusuz sualsiz yer veririm. o ayaktayken ben oturamam.
0
yaşlılara, çocuklu kişilere, duruma göre kadınlara yer veririm. verilmesi de gerekir.
0
Yer verecek durumum olmuyor oturamiyorum hic. Korugu kaparsam seviniyorum.
Gerci toplu tasimayi da biraktim.
Gerci toplu tasimayi da biraktim.
0
%99 vermiyorum. doğum tarihi bir insanın bir insana yer vermesi için gerek ve yeter sebep değildir, olamaz da. özellikle öğrencilere bu konuda yapılan baskılardan resmen utanıyorum. geri gelsin diye o kadar uğraşılan andımızda "küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak" diye bir laf var ya hani, işte o lafı işine geldiği gibi unutan ve/veya "yanlış anlayan" güruhtur bu "ToPlU tAşImAdA yAşLıYa YeR vErİn KaRdEşİm" tayfası. o "telefonunda oynamaktan başka hiçbir halt yemeyen" gençlerden çok daha boş yetişkinler koltuklarda götünü büyütüyor, gençler okuldan dönerken sıkış tıkış otobüste oturmak istedi diye it muamelesi görüyor.
yerini vermek isteyen versin. benim verdiğim %1 gerçekten sağlık sorunu olduğu belli olan biri taşıttaysa ve o pek babayiğit vatandaşlarımızdan hiçbiri yer vermeye tenezzül etmiyorsa gerçekleşiyor. yani yaştan çok kişinin o anki durumuyla ilgili. yasa yok ceza yok. vicdani bir özgürlük (ki din-vicdan özgürlüğü hâlâ anayasal güvencededir). "sen ilerde yaşlanınca görürsün" diyenler de daha elle tutulur bir argümanla gelsin bir zahmet.
yerini vermek isteyen versin. benim verdiğim %1 gerçekten sağlık sorunu olduğu belli olan biri taşıttaysa ve o pek babayiğit vatandaşlarımızdan hiçbiri yer vermeye tenezzül etmiyorsa gerçekleşiyor. yani yaştan çok kişinin o anki durumuyla ilgili. yasa yok ceza yok. vicdani bir özgürlük (ki din-vicdan özgürlüğü hâlâ anayasal güvencededir). "sen ilerde yaşlanınca görürsün" diyenler de daha elle tutulur bir argümanla gelsin bir zahmet.
0
Genelde evet.
Bir insanin saglik sorunu oldugunu disaridan anlayamazsiniz hep, her hasta insan topalliyarak gezmiyor; ama cogu yaslinin da saglik sorunu var, bu nedenle veririm yer. Türkiye´de cok kalabaliksa otobus maalesef yer vermem, bin tane sapik var ve cok kalabalik oldugundan sapigi tespit etmek zor.
Bir de yasliya, hastaya ya da hamileye ayirilan koltuklara oturmam.
Bir insanin saglik sorunu oldugunu disaridan anlayamazsiniz hep, her hasta insan topalliyarak gezmiyor; ama cogu yaslinin da saglik sorunu var, bu nedenle veririm yer. Türkiye´de cok kalabaliksa otobus maalesef yer vermem, bin tane sapik var ve cok kalabalik oldugundan sapigi tespit etmek zor.
Bir de yasliya, hastaya ya da hamileye ayirilan koltuklara oturmam.
0
ayakta durmakta zorluk çekiyorsa veririm sadece. bundan bağımsız olarak, yüzünde kin dolu bir ifadeyle oturan gençlere bakıp "şunlara bak benim yerime oturmuşlar" bakışı atıyorsa isterse yerde yuvarlansın yine vermem.
0
Vermiyorum. Sürekli yer veren zaten birkaç yıla yer verilecek insan durumuna gelir. O kalabalık stres yorgunluk derken bir de yer verecem dersen erkenden çökersin.
0
Hayır.
Yaşlılara yer vermek kötü bir şey değil benim de hastam var. Ama bu olay çok suistimal edildi.
Ama bir gün hastane çıkışı linç edilmiştim 50 yaş üstü tipler tarafından oturuyorum diye. Derdimi anlatmama bile izin vermediler. sonra gözlemledim olay şımarıklık derecesine ulaşmış.yer alacağım diye insanları rahatsız etme noktasına gelmiş.
bu olay çözülünceye kadar vermem(çok hasta ayakta duramayacak kadar çok yaşlı olmadığı sürece)
Yaşlılar yaşasın diye gençler ölsün kafası azalarak bitmeli bence(hoş genç de sayılmam ama)
Yaşlılara yer vermek kötü bir şey değil benim de hastam var. Ama bu olay çok suistimal edildi.
Ama bir gün hastane çıkışı linç edilmiştim 50 yaş üstü tipler tarafından oturuyorum diye. Derdimi anlatmama bile izin vermediler. sonra gözlemledim olay şımarıklık derecesine ulaşmış.yer alacağım diye insanları rahatsız etme noktasına gelmiş.
bu olay çözülünceye kadar vermem(çok hasta ayakta duramayacak kadar çok yaşlı olmadığı sürece)
Yaşlılar yaşasın diye gençler ölsün kafası azalarak bitmeli bence(hoş genç de sayılmam ama)
0
evet veriyorum. yer vermeyenlerin gerekcelerine saygi duyuyorum ama ben yer veriyorum.
0
asla vermiyorum. Ben tüm gün okulda yorulmuşken ve kocaman sırt çantamla duruyorken, günden dönen teyzeye, sırf toplu taşıma bedava diye bi poşet pırasa almak için toplu taşımayla 20 duraklık mesafaye giden bu sırada da gezmiş olurum diyen amcaya yer veremiycem. onun dışında kimseye vermiyorum, mutlaka veren biri çıkıyor. kimse yer vermese de vicdan azabı çekmiyorum. o kadar yorulmuşken anca oturabilyorum zaten.
Bi de zaten yer vermem de bazen yaşlılar açık açık yer istiyor. O zaman asla vermiyorum. Oturup inatlaşıyorum kalkmıycam diye. Gerçi son birkaç senedir toplu taşımaya bindiğim %90'ında kulaklık var kulağımda. Konuşuyorlarsa da "gençler çok saygısız" vs diye duymuyorum.
Bi de zaten yer vermem de bazen yaşlılar açık açık yer istiyor. O zaman asla vermiyorum. Oturup inatlaşıyorum kalkmıycam diye. Gerçi son birkaç senedir toplu taşımaya bindiğim %90'ında kulaklık var kulağımda. Konuşuyorlarsa da "gençler çok saygısız" vs diye duymuyorum.
0
@nundu @xef6 @proletarier aller lander vereinigt euch @ crysisanthem kesinlikle katılıyorum.
gençlerin sömürülmesine karşıyım. yer verenlerin yüzde dokasının farkında olmadan bilinçaltısal bir suçluluk duygusuyla yani toplum baskısıyla yani super ego denen yapıdan dolayı verdiği kanısındayım. her şeyi duygusallaştırıyoruz. otobüslerde yaşlılara bla bla ya yol yer verin kadar saçma bir tabelada yok. benim aklım vicdanım yok mevki babamız oraya uyarı tabelası asıyor. ülkemizde bağımsızlık duygusunun gelişmemiş olmasından kaynaklanıyor tamamen.
ben mi? elbette yer veriyorum. eğer yorgun değilsem, yeni oturmamışsam ve cidden yer verilmesi gerekiyorsa. hele birde tam kalkarken yanındaki genç hanımefendiye el işareti yaparak yer veren amcalar uyuzsunuz. (bkz: kamu malını sahiplenmek)
gençlerin sömürülmesine karşıyım. yer verenlerin yüzde dokasının farkında olmadan bilinçaltısal bir suçluluk duygusuyla yani toplum baskısıyla yani super ego denen yapıdan dolayı verdiği kanısındayım. her şeyi duygusallaştırıyoruz. otobüslerde yaşlılara bla bla ya yol yer verin kadar saçma bir tabelada yok. benim aklım vicdanım yok mevki babamız oraya uyarı tabelası asıyor. ülkemizde bağımsızlık duygusunun gelişmemiş olmasından kaynaklanıyor tamamen.
ben mi? elbette yer veriyorum. eğer yorgun değilsem, yeni oturmamışsam ve cidden yer verilmesi gerekiyorsa. hele birde tam kalkarken yanındaki genç hanımefendiye el işareti yaparak yer veren amcalar uyuzsunuz. (bkz: kamu malını sahiplenmek)
0
denef
Son üç ayda visco,kaz tüyü,pamuk,elyaf tüm yastıkları denedim. Ama sabah uyandığımda boyun ve sırt ağrım oluyor. Evde ortopedik yatak vardı geçen hafta odamı değiştirip o yatağa geçtim yine de sabah yorgun uyanıyorum. Ağrı bölgesel olduğu için yastık diyorum ama başka bir sebebi olabilir mi? Kireçle
Son üç ayda visco,kaz tüyü,pamuk,elyaf tüm yastıkları denedim. Ama sabah uyandığımda boyun ve sırt ağrım oluyor. Evde ortopedik yatak vardı geçen hafta odamı değiştirip o yatağa geçtim yine de sabah yorgun uyanıyorum. Ağrı bölgesel olduğu için yastık diyorum ama başka bir sebebi olabilir mi? Kireçlenme yok.
0
ben orta kalinlikta orta yumusaklikta elyaf seviyorum. baska yastikta senin dedigin gibi oluyor.
0
şimdi şöyle yap, yastığı çüktür et. yatağa yat böyle kolunu kafanın altına koy farklı açılarda ve farklı bölgelerde falan öyle öyle ideal rahatlığı bul(bulamaman mümkün değil). sonra ben bunu hangi yastıkla en rahat sağlarım diye pozisyonunu incele. ince yastık en iyisidir. ince derken de tabii göreceli bir şey, kağıt gibi de olmasın işte onu sen anlarsın zaten. bi de yatağın ne ki? ortopedik yatak olayı zaten organik gibi bi şey. kimse ne olduğunu bilmiyor ama satıyor. yatak da dandik olabilir.
0
Tears of Devil
başlıkta sorduğum sürüm lazım. herkes başka bir dağıtıma en iyisi demiş. ben sadece ofis kullanmak için, bir işletim sistemi arıyorum, eski bilgisayarda windows gereksiz kasıyor ve yer kaplıyor, yok mu şöyle 2 veya 4 gb ram ile core 2 duo işlemci ile eşşek gibi çalışıp hiç kasmayacak bir dağıtım?
başlıkta sorduğum sürüm lazım. herkes başka bir dağıtıma en iyisi demiş. ben sadece ofis kullanmak için, bir işletim sistemi arıyorum, eski bilgisayarda windows gereksiz kasıyor ve yer kaplıyor, yok mu şöyle 2 veya 4 gb ram ile core 2 duo işlemci ile eşşek gibi çalışıp hiç kasmayacak bir dağıtım?
0
office dedigin microsoft office mi? bildigim kadariyla onun linux destegi yok. libreOffice var istersen. hangi dagitimi kullandigin cok farketmez aslinda, kullanmadigin servisleri vs kaldrirarak hepsini istedigin kivama getirebilirsin. en user-friendly dagitim ubuntu'dur genelde.
0
8 senelik bilgisayarda Lubuntu ve WPS Office kullanıyorum. Denediğim distrolar arasından en çok verim aldığım diyebilirim.
0
Ubuntu + Libre Office kullandım uzun süre, microsoft office ile hemen hemen hiç bir farkı yok. bütün dosyaları da açar kullanırsın.
0
Kasmiyor bircok Linux sürümünde zaten bu dedikleriniz. Hangisini kullanacaginiz biraz zevk meselesi? Mate, Xubuntu ve Debian evdeki bilgisayarlarda yüklü. Hicbiri kasmiyor; oyun vs. oynanmiyor basit islemler yapiliyor. Onemli olan her gün update yapmak bunlarda.
0
ben şahsen aynı konfigürasyondaki eski bir laptop üzerinde peppermint kullanıyordum. bir kaç gün önce linux lite diye bir distro ile tanıştım. gerçekten çok hoşuma gitti. uzun bir süre bununla devam edeceğim.
size de tavsiyem xcfe arayüzlü bir distro ile oldukça sorunsuz kullanabilirsiniz.
size de tavsiyem xcfe arayüzlü bir distro ile oldukça sorunsuz kullanabilirsiniz.
0
abi xfce arayüzü falan diyonuz da linuxtan anlasam sormam zati bu soruyu :D yıllardır linux kullanamamın sebebi de bu. x kernel üstüne yazılmış y, z arayüzlü t falan. bunlar ne abi, windows gibi usb den kurulan, başlat düğmesi olan bir linux yok mu? ve hatta linux denen meret bu yüzden gerektiği kadar tutulamıyor. saçma sapan bir sürü sürüm, bir sürü arayüz bir sürü kernel...
0
m e b
Böyle olaylara cidden uzağım ve merak ettiğim için soruyorum.Mesela sevgililerden biri neden illa diğerinden "Sosyal medya hesaplarını kapatacaksın", "Kapatmıyorsan da ortak hesabımız olacak", "Ortak hesabımız olmasa da listendeki tüm kızları/erkekleri sileceksin" diye istekte bulunuyorlar? Sevgilin
Böyle olaylara cidden uzağım ve merak ettiğim için soruyorum.
Mesela sevgililerden biri neden illa diğerinden "Sosyal medya hesaplarını kapatacaksın", "Kapatmıyorsan da ortak hesabımız olacak", "Ortak hesabımız olmasa da listendeki tüm kızları/erkekleri sileceksin" diye istekte bulunuyorlar? Sevgilinizin etrafındaki tüm karşı cinslerin sevgilinizi elinizden alacağını mı düşünüyorsunuz yoksa güvensizlik problemi mi bu?
Bu sadece küçük bir örnek. Daha ileri boyutu da var. Mesela kendisi sevgilisinin hayatında daha birkaç aydır yer işgal ediyor ama yine de sevgilisinin etrafında ezelden beri var olan karşı cinslerle irtibatı kesmesini isteyebiliyor. Niye?
Mesela sevgililerden biri neden illa diğerinden "Sosyal medya hesaplarını kapatacaksın", "Kapatmıyorsan da ortak hesabımız olacak", "Ortak hesabımız olmasa da listendeki tüm kızları/erkekleri sileceksin" diye istekte bulunuyorlar? Sevgilinizin etrafındaki tüm karşı cinslerin sevgilinizi elinizden alacağını mı düşünüyorsunuz yoksa güvensizlik problemi mi bu?
Bu sadece küçük bir örnek. Daha ileri boyutu da var. Mesela kendisi sevgilisinin hayatında daha birkaç aydır yer işgal ediyor ama yine de sevgilisinin etrafında ezelden beri var olan karşı cinslerle irtibatı kesmesini isteyebiliyor. Niye?
0
çünkü birbirlerine güvenmiyorlar. güvenmedikleri halde sevdiklerini iddia ediyorlar, nasıl oluyor ben anlamıyor :) bu sebepten de paranoya başlıyor.
0
özgüven ve saygı eksikliği. bir insan karşısındaki kim olursa olsun böyle şeyleri isteme hakkını kendinde nasıl görüyor ben anlamıyorum; benim için büyük hadsizlik.
diyecekler ki "elin adamının/kadınının benim sevgilime yavşamasını istememenin benim özgüvenimle ne alakası var". sevgilini bir kuleye kapatmadıktan sonra ona yazanlar olacak, bunu engelleyemezsin. bunun altında sevgilini kapacakları düşüncesi varsa özgüvensizlik bu noktada devreye giriyor. hayır ben sadece rahatsız oluyorum diyorsan da çirkin bir sevgili bulacaksın ki kimse yavşamasın.
bunlar hep gerçekleri görememe basiretsizliğinden kaynaklanıyor. bazı şeyleri kabul edecek duygusal olgunluğa sahip yetişmiyor bizim gibi medeniyetsiz toplumlar, hala ilkel bir şekilde ilişki yürütmeye çalışıyorlar.
diyecekler ki "elin adamının/kadınının benim sevgilime yavşamasını istememenin benim özgüvenimle ne alakası var". sevgilini bir kuleye kapatmadıktan sonra ona yazanlar olacak, bunu engelleyemezsin. bunun altında sevgilini kapacakları düşüncesi varsa özgüvensizlik bu noktada devreye giriyor. hayır ben sadece rahatsız oluyorum diyorsan da çirkin bir sevgili bulacaksın ki kimse yavşamasın.
bunlar hep gerçekleri görememe basiretsizliğinden kaynaklanıyor. bazı şeyleri kabul edecek duygusal olgunluğa sahip yetişmiyor bizim gibi medeniyetsiz toplumlar, hala ilkel bir şekilde ilişki yürütmeye çalışıyorlar.
0
Once insanin kendi ozguvensizligi.
Sonrasinda karsiyi yeterince taniyip/anlayamamaktan oturu ona olan guvensizlik.
Bunun onune gecemessin ki, illaki onunda senden once yasanmisligi vardir, illaki onunda bi sosyal cevresi vardir.
Hem boyle karsi cikinca kisitlayinca gizleyeme anlatmamaya basliyolar hakli olarak. Aman riza bey agzimizin tadi kacmasin modunda. Sonra bi sekilde bi yerden patlak veriyo iliskide bu olaylar.
Sonrasinda karsiyi yeterince taniyip/anlayamamaktan oturu ona olan guvensizlik.
Bunun onune gecemessin ki, illaki onunda senden once yasanmisligi vardir, illaki onunda bi sosyal cevresi vardir.
Hem boyle karsi cikinca kisitlayinca gizleyeme anlatmamaya basliyolar hakli olarak. Aman riza bey agzimizin tadi kacmasin modunda. Sonra bi sekilde bi yerden patlak veriyo iliskide bu olaylar.
0
Çevremde, bu durumdan hoşlanan, haz duyan insanlar tanıyorum. Niyesi yok; ilişki anlayışları bu; bu hoşlarına gidiyor. Seçim işte.
Böyle istiyor karşısındaki. Kısıtlama gelmiyorsa ''Ilgi yok!''. Ilgi görmediği bir ilişkiyi de dolayısıyla istemiyor hayatında.
Her ilişkinin dinamiği farklı. Bazı ilişkilerde de böyle kısıtlamalar, kural koymalar, kıskançlıklar dinamiği yaratıyor? Her ilişki, kafamızdaki iyi ilişki kriterine uymak zorunda değil. Duygusal ve fiziksel şiddete varmıyorsa, karışmam tanıdığıma. Herkesin bir fantazisi bir popisi var.
Ben insan ilişkilerinde hiçbir şekilde engel koymamaktan yanayım; bir kontrol manyağı olarak zorlansam da, deniyorum. Arkadaşıma, aileme, sevdiğime ve sevmediğime karşı; ilişkilerimde ''bunaltmıyorum''; aynısını da karşı taraftan bekliyorum. Özgüven ile çok alakası var mı bilmiyorum; ben böyle insan ilişkilerinde rahat ve huzurluyum.
Böyle istiyor karşısındaki. Kısıtlama gelmiyorsa ''Ilgi yok!''. Ilgi görmediği bir ilişkiyi de dolayısıyla istemiyor hayatında.
Her ilişkinin dinamiği farklı. Bazı ilişkilerde de böyle kısıtlamalar, kural koymalar, kıskançlıklar dinamiği yaratıyor? Her ilişki, kafamızdaki iyi ilişki kriterine uymak zorunda değil. Duygusal ve fiziksel şiddete varmıyorsa, karışmam tanıdığıma. Herkesin bir fantazisi bir popisi var.
Ben insan ilişkilerinde hiçbir şekilde engel koymamaktan yanayım; bir kontrol manyağı olarak zorlansam da, deniyorum. Arkadaşıma, aileme, sevdiğime ve sevmediğime karşı; ilişkilerimde ''bunaltmıyorum''; aynısını da karşı taraftan bekliyorum. Özgüven ile çok alakası var mı bilmiyorum; ben böyle insan ilişkilerinde rahat ve huzurluyum.
0
Ne yazik ki karsi cinsler birbirini tanimiyor. Kiskanclik ne kadar fazlaysa o kadar seviyor saniyorlar.
Sinifca bir whatsapp grubumuz vardi gittigim bir kursta. Herkes yetiskin isi olan kisilerdi. Bir gece bir kadin cikti. Ertesi gun nisanlim whatsapp gruplarina girmeme izin vermiyor dedi bize.
Ben sunu dusunuyorum. O adamin yaninda benim pek bir sansim yok cunku ne yazik ki bircok kadin da o tur erkekleri seviyor. Ben olsam ne guzel arkadaslarin olmus derim. Ama kimi kadinlar iste psikopat erkek istiyor. Sanirim dayak yediklerinde bile erkegin hakli oldugunu dusunuyorlar. Beyin yikama boyle bir sey olmali. Sadece egitim de bu sorunu cozemez. Kulturel bir arinma gerekli.
Sinifca bir whatsapp grubumuz vardi gittigim bir kursta. Herkes yetiskin isi olan kisilerdi. Bir gece bir kadin cikti. Ertesi gun nisanlim whatsapp gruplarina girmeme izin vermiyor dedi bize.
Ben sunu dusunuyorum. O adamin yaninda benim pek bir sansim yok cunku ne yazik ki bircok kadin da o tur erkekleri seviyor. Ben olsam ne guzel arkadaslarin olmus derim. Ama kimi kadinlar iste psikopat erkek istiyor. Sanirim dayak yediklerinde bile erkegin hakli oldugunu dusunuyorlar. Beyin yikama boyle bir sey olmali. Sadece egitim de bu sorunu cozemez. Kulturel bir arinma gerekli.
0
mehmed resad
internet bi dünya buldum ama özellikle hoşunuza gidenler neler merak ediyorum
internet bi dünya buldum ama özellikle hoşunuza gidenler neler merak ediyorum
0
bardakigüneşgözlüğü
midem bulanıyor.size de oluyor mu?
midem bulanıyor.size de oluyor mu?
0
hayır ama instagrama yemek fotografı koyanları görünce midem bulanıyor, gözlerimi kapatıp kaydırıyorum hemen
0
Nadiren evet. Dün kusacak gibi oldum, cok etli dudakli ve dudaklari disa dogru olan bir kadin elindeki kocaman kemikli bir butu lime lime ederek ve sapirdatarak yiyordu.
Cogu insana oluyor bence. Filmlerde, igrenc sahnelerde kullanilir sikca.
Cogu insana oluyor bence. Filmlerde, igrenc sahnelerde kullanilir sikca.
0
Bazı insanlar gerçekten çok kötü yemek yiyor. Onları görünce midem bulanıyor, evet.
0
Normalde insanların yemek yemesi bana güzel gelir. Besleniyorlar, vücutları için yakıt sağlıyorlar oh yarasın gibi düşünüyorum sanırım.
Beni rahatsız eden tek yeme eylemi şu: www.youtube.com
Beni rahatsız eden tek yeme eylemi şu: www.youtube.com
0
genel olarak insanlardan midem bulandığı içisjsjkfkhl
ayaklarıyla yemiyolarsa olmuyo tabii ki.
ayaklarıyla yemiyolarsa olmuyo tabii ki.
0
Almanya da yasayan bir tanidigim var boyle,adami yemek yerken goren hic kimse yok o da yemek yiyenin yaninda durmuyor.italyan bir karisi var,deli bu diyor,herkes uyuyunca yiyormus yemegini.
Ben bunla dalga geciyordum birara ayni durum banada olmaya basladi,biraz surdu ama atlattim sonra,simdi aldirmiyorum.
Ben bunla dalga geciyordum birara ayni durum banada olmaya basladi,biraz surdu ama atlattim sonra,simdi aldirmiyorum.
0
midem bulanmıyor ama bazı insanların yemek yiyişi uyuzuma gidiyor. gereksiz yere ağzını kocaman açıyorsa yerken mesela. bir de geçen gün utc'de gökçe bahadır'ın bi yemek yeme sahnesine denk geldim. dudağını aşırı derecede büzmüştü kibar olucam diye. o da sinirime dokundu:D
0
hasmetizm 2046
https://www.tchibo.com.tr/siyah-semsiye-p400123493.html?source=SUGGEST_SEARCHyağmurda renkleniyormuş kalpler yıldızlar. hediye gelse beğenir misiniz? ona göre alıcam hedaye.*şemsiyenin kalitesini biliyorum çok sağlam. bende de var düz siyah tiçibo.
www.tchibo.com.tr
yağmurda renkleniyormuş kalpler yıldızlar. hediye gelse beğenir misiniz? ona göre alıcam hedaye.
*şemsiyenin kalitesini biliyorum çok sağlam. bende de var düz siyah tiçibo.
yağmurda renkleniyormuş kalpler yıldızlar. hediye gelse beğenir misiniz? ona göre alıcam hedaye.
*şemsiyenin kalitesini biliyorum çok sağlam. bende de var düz siyah tiçibo.
0
ya 100 lira çok bence. hoş bişey aslında ama yani kim şemsiye sever ki? bilemedim. devamlı hediye aldığınız bi kadın ise, para da çok sorun değilse alınabilir.
0
şemsiyenin beğenilecek bir aksesuar olması için çok kullanılması lazım, beğenilecek kadar hayatında var mı alacağın kişinin o da önemli. ingiltere için hayatın bir parçası mesela ama o kadar yağmur almayan bir yerde yaşıyor ya da aracı vs. varsa pek de hayatına dokunan bir hediye olmayacaktır.
bi de süsü püsü çok sevmeyen kadınlar var(yukarıda da görüldüğü üzere), bunu da dikkate alarak hareket et bence.
bi de süsü püsü çok sevmeyen kadınlar var(yukarıda da görüldüğü üzere), bunu da dikkate alarak hareket et bence.
0
Bana şemsiye hediye etmişti bir arkadaşım normalde bordo düz bir şemsiye ıslanınca aynı renkte çiçekler çıkıyor üzerinde ilk gördüğümde o kadar sevindim ki :D bence güzel bir hediye ama bu şemsiye pek güzel değil bence
www.google.com.tr Benimki bu görsellerdeki gibi
www.google.com.tr Benimki bu görsellerdeki gibi
0
Aynısını geçen yıl 69 a aldım ama benimkinde puanriye var kalp vs yok. Ben çok seviyorum.
0
Neill
33 yıllık iktidarında çok toprak kaybedilmiş ama hadi diyelim o zamanın şartlarında öyleydi, kendisi çok iyi padişahtı. ilber hoca falan da cok tutuyor. ama sonuçta osmanlı diyince hep fatihler, kanuniler başarı olarak akla gelirdi bu zamana kadar. nam salmislardır.dönem olarak dgerlerinden çok fark
33 yıllık iktidarında çok toprak kaybedilmiş ama hadi diyelim o zamanın şartlarında öyleydi, kendisi çok iyi padişahtı. ilber hoca falan da cok tutuyor.
ama sonuçta osmanlı diyince hep fatihler, kanuniler başarı olarak akla gelirdi bu zamana kadar. nam salmislardır.
dönem olarak dgerlerinden çok farklı, çok zor bir dönem olabilir abdulhamid'inki. onu demiyorum. yani neden abdülhamid onu soruyorum. ne olursa olsun sonuç olarak daha meşhur, avrupa'yı titreten padişahlar var sonuçta.
ama sonuçta osmanlı diyince hep fatihler, kanuniler başarı olarak akla gelirdi bu zamana kadar. nam salmislardır.
dönem olarak dgerlerinden çok farklı, çok zor bir dönem olabilir abdulhamid'inki. onu demiyorum. yani neden abdülhamid onu soruyorum. ne olursa olsun sonuç olarak daha meşhur, avrupa'yı titreten padişahlar var sonuçta.
0
çünkü halifeliği en iyi o taşımıştır. bu yüzden halifelik yanlılarının baştacıdır.
s
şu videoyu buraddan itibaren izle bence: youtu.be
s
şu videoyu buraddan itibaren izle bence: youtu.be
0
Bi olayı yok, V. Mehmet ve Vahdettin'i saymazsak son Osmanlı padişahı, biraz da Mustafa Kemal'in o jargondaki karşılığı gibi gösteriliyor, o nedenle. Yoksa Osmanlı'nın en başarısız padişahlarından biri, o dönemin şartlarında mukayese edilse bile öyle.
0
modern dönem osmanlı devletinin en meşhur padişahı. ondan sonra gelenler etkisizdi, öncesi de çok eski zaten. hal böyle olunca osmanlı fanatikleri için popi olacak başka isim kalmıyor bu yüzden köpürtülüyor
0
hocam şimdi bu adam binbir zorluk içersinde devleti zar zor ayakta tutmuş, bu yabana atılacak bir sebep değil.
Fatih, kanuni vs. zaten tartışılmaz insanlar. yani, 3-5 ekşici dışında bu adamların kudretini sorgulayan kimse yoktur sanırım, bu sebeple oradan ekmek çıkmıyor. ancak okumayı seven meraklı insanlar için biraz kitap satılıyor o kadar.
ama Abdülhamit'te durum farklı. torunları hayatta, onlar sürekli "dedem şöyle böyle" diyip demeçler veriyorlar, dizisi var ki o zaten başlı başına bir etken.
Fatih, kanuni vs. zaten tartışılmaz insanlar. yani, 3-5 ekşici dışında bu adamların kudretini sorgulayan kimse yoktur sanırım, bu sebeple oradan ekmek çıkmıyor. ancak okumayı seven meraklı insanlar için biraz kitap satılıyor o kadar.
ama Abdülhamit'te durum farklı. torunları hayatta, onlar sürekli "dedem şöyle böyle" diyip demeçler veriyorlar, dizisi var ki o zaten başlı başına bir etken.
0
12 kadindan 26 cocuk sahibi olmasi da bir etken olabilir. Rahmetli iyi calismis, gece-gunduz mesai kastirmis. Doneminde devlet borc icinde yuzmesine ragmen saray masraflarindan hic kisintiya gidilmemistir, Avrupa'dan piyes - tiyatro gruplari sadece kendisine gosteri yapmak icin getirtilmistir vs.
Bir doneme cok benziyor ama hatirlayamadim Almanya'da Habsburg donemi olabilir.
Bir doneme cok benziyor ama hatirlayamadim Almanya'da Habsburg donemi olabilir.
0
şan, şöhret, güç, kudret açısından yavuz, fatih, kanuni tartışılmaz ama bizim son osmanlıcılar akılları sıra Atatürk'ün karşısına çıkarabilecek bir figür, portre olarak bunu çıkarabiliyorlar çünkü bahsettiğim padişahların hem dönem hem de başka faktörlerle Atatürk'le mukayese edilmesi sağlıklı olmaz.
Bizim son Osmanlıcıların yakın tarih figürü olarak sadece bu adamı ortaya koyabiliyorlar Atatürk'e karşı
Bizim son Osmanlıcıların yakın tarih figürü olarak sadece bu adamı ortaya koyabiliyorlar Atatürk'e karşı
0
93 Harbi'nin getirileri (daha doğrusu götürdükleri) İngiltere ve Fransa'ya sırt dayayabilme imkanlarını ortadan kaldırıyor. Balkanlardaki kayıplarla, Osmanlı, kuruluş devrinden itibaren sonra ilk kez, yüzyıllar sonra, müslüman nüfusu daha yüksek bir devlet haline geliyor.
Bu gerçeği gören, analiz eden Abdülhamid, halifelik sıfatını doğru zamanda ''aktive'' ediyor. Yoksa kendisi ilk halife değil; fetihlerden fetihlere koşan, müslüman alemini şaha kaldıran bir padişah değil.
Panislamist bayrağını taşıması niçin son 5-6 yılda bu kadar sık isminin geçtiğini gösteriyor aslında. Kısakürek çok ileri gidip; ne II. Mahmudlar ne Selimler, o reformcu padişahlar imparatorluğun gerçekliğini algılayamadı diyor. Yani Abdülhamid görüyor gerçek çözüm yolunu islam birliğinde. (Böyle yazınca Kısakürek de yeni kitap yazmış gibi algılanmasın. Kitap 1965 yılından. O dönemde de belli isimlerin Abdülhamid'e hayranlık duyduğu aşikar. Birileri demek ki şimdi doğru zamanda, Abdülhamid'in panislamcı kimliğini ''aktive'' ediyor.)
Yerli yabancı hiçbir ciddi tarihçinin Abdülhamid'i ''en başarısız padişah'' diye betimlediğini de görmedim duymadım. Balans ipindeki en iyi cambaz olarak gösterir Hanioğlu, ki bu yergi sayılmaz.
Bu gerçeği gören, analiz eden Abdülhamid, halifelik sıfatını doğru zamanda ''aktive'' ediyor. Yoksa kendisi ilk halife değil; fetihlerden fetihlere koşan, müslüman alemini şaha kaldıran bir padişah değil.
Panislamist bayrağını taşıması niçin son 5-6 yılda bu kadar sık isminin geçtiğini gösteriyor aslında. Kısakürek çok ileri gidip; ne II. Mahmudlar ne Selimler, o reformcu padişahlar imparatorluğun gerçekliğini algılayamadı diyor. Yani Abdülhamid görüyor gerçek çözüm yolunu islam birliğinde. (Böyle yazınca Kısakürek de yeni kitap yazmış gibi algılanmasın. Kitap 1965 yılından. O dönemde de belli isimlerin Abdülhamid'e hayranlık duyduğu aşikar. Birileri demek ki şimdi doğru zamanda, Abdülhamid'in panislamcı kimliğini ''aktive'' ediyor.)
Yerli yabancı hiçbir ciddi tarihçinin Abdülhamid'i ''en başarısız padişah'' diye betimlediğini de görmedim duymadım. Balans ipindeki en iyi cambaz olarak gösterir Hanioğlu, ki bu yergi sayılmaz.
0
kendi döneminde en büyük düşmanı jön türkler, ittihatçılar, tevfik fikret gibi özgürlük yanlıları olmuştur. bu düşman korkusu yüzünden gazetelere yoğun sansür uygulanmış, jurnalcilik iyice halkın arasına yayılmış, her köşeye ajanlarını göndermiştir sırf kendisine muhalefet edenleri yakalatmak için. abdülhamid in popüler olması olayı aslında tamamen algı yönetimi. senelerdir üniversitelerde dahi "33 yıl hiç toprak kaybetmeden hüküm sürdü" yalanı anlatıldı ki bir çok hoca bunu sadece bilgisizlikten anlattı. sağ genel olarak hep devletçi, merkeziyetçi tutumda olmuştur. abdülhamid e yani devlete karşı açıktan muhalefet eden üstelik o dönemin özgürlük söylemleriyle hareket eden, ayaklanan gruplar, kişiler var. bu yüzden sağcılar abdülhamid i çok sever. meşrutiyet sayesinde bir çok azınlık ve farklı düşüncedeki insan meclis vasıtasıyla kendisini temsil imkan buldu. bizim sağcılar özellikle ermeni, rum gibi azınlıkların mecliste yer almasını tamamen "devletin parçalanması" olarak algılıyorlar. üzerine hamid lerinin yetkilerinin kısıtlanmasını da ekleyince ortaya şöyle bir tablo çıkıyor:
hükmettiği yıllar boyunca toprak kaybetmeden, yahudilere, siyonistlere, içerideki azınlıklardan oluşan hainlere, ordu ve entellektüel camiadaki yerli hainlere karşı tek başına koca imparatorluğu sırtlamış gök sultan abdülhamid han hazretleri.
buradaki abdülhamid adını kaldır öyle oku, sana kimi hatırlatıyor?
algı yönetimi demiş miydim?
hükmettiği yıllar boyunca toprak kaybetmeden, yahudilere, siyonistlere, içerideki azınlıklardan oluşan hainlere, ordu ve entellektüel camiadaki yerli hainlere karşı tek başına koca imparatorluğu sırtlamış gök sultan abdülhamid han hazretleri.
buradaki abdülhamid adını kaldır öyle oku, sana kimi hatırlatıyor?
algı yönetimi demiş miydim?
0
Tarihte bir dolu örneği var, uzun uzun yazmak istemiyorum. Louis Bonaparte'ın, Napolyon kültünü canlandırması; Alman faşizminin III. Reich tarihlendirmesi ve Aryan sembollerini kullanması vs.
AKP de "70 yıllık reklam arası"ndan sonra düşünsel olarak kendini Osmanlı'nın sonuna, bilhassa Abdühamit'e, yani 1908 Devrimi'nin öncesine iliştirmek istiyor.(Bu arada Abdülhamit kültü, benim takip edebildiğim kadarıyla ta Büyük Doğu zamanlarından beri zaten sağcıların tarih anlayışında önemli bir yer tutuyor.) AKP iktidarı içinse; sporda canlandırılmaya çalışılan okçuluktan tutalım, devlet binalarında kullanılan Selçuklu mimarisi öğelerine kadar her yerde işaretlerini gördüğümüz türden bir neo-klasikçiliğin parçalarından biri. Partinin ideologlarına -??-, tarih yazıcılarına vs. göre -her ne kadar açıkça söylemeseler de- 1908 Devrimi, Cumhuriyet Devrimi ve CHP iktidarı ile kesintiye uğramış bir hattın sağlam halkasıdır Abdülhamit; bu hat tuhaf biçimde Menderes'le devam eder, -o da köylü burjuvazinin ve bu sınıfın altında şekilsizleşen köylülüğün temsilcisidir- 27 Mayıs ve getirdiği kurumlar eliyle yine kesintiye uğrar, 70'ler boyunca mücadelesini sürdürür ve nihayet bir başka restorasyonla, 12 Eylül'le farkında olmadığı bir zafer kazanır. Menderes'le Erdoğan'ın arasına Özal'ın yerleştirilmesi bu itibarla -ilk bakışta- manalı gibi gözüküyor. Ortak sözcük: Restorasyon. (Mu olmalı?)
Eleştirel not: Ama hangi üretim biçiminin restorasyonu? Abdülhamit, ulus devletlerin birer ikişer tomurcuklandığı, Batılı düşüncenin nicedir aydınlar arasında karşılık bulmaya başladığı, İstanbul'da gayrimüslim burjuvanın palazlandığı ve haklar iddia ettiği bir dönemde, yarı-merkezi feodalizmin restorasyonuna girişerek meclisi 30 yıllığına kapattı. Menderes'in tahkikat komisyonu ile doruğa çıkan baskıcılığı ise hem anti-demokrasi demekti hem de tarım burjuvazisine verilen tavizlerin sürdürülmesi, gelişen üretici güçlere karşı siyasal iktidarın gözünü yumması... Hadi ilk ikisi için feodalizm genel başlığını kullansak, Özal bambaşka bir yerdedir, tek bir piyasa hâline gelmiş dünya kapitalizmine entegredir: Krizdeki Türkiye burjuvazisini; 24 Ocak'la ve 12 Eylül sonrasındaki Anap iktidarı ile ihya etmiştir. AKP de sermayenin bir başka krizini çözmek için İMF politikalarını şartsız uygulayacak bir "tek parti" olarak, çoğunlukla muhafazakar kitlelerin desteği ile iktidara geldi. 12 Eylül 2010 tarihine dek olanlara da -bir günde bitmiş değil her şey, o tarihte resmileşti sadece- basbayağı restorasyon diyebiliyoruz demek ki.
Bunların üstüne "kült" dediğimiz şeyin ve kitleyle ilişkisinin "gerçek" anlamının da bir partiyi ya da lideri iktidara taşıyanlarla; o parti ya liderin siyasetinin arasında "gerçek" ilişkiye dayandığını söyleyebiliriz. Abdülhamit kitlenin önünde, tıpkı yukarıda verilen cevaplarda olduğu gibi "halifelik"le, "cambazlık"la vesaire duruyor. Altı bomboş... Bu yüzden sorunun "asıl" ama "yanlış" cevabı bunlardır belki de...
AKP de "70 yıllık reklam arası"ndan sonra düşünsel olarak kendini Osmanlı'nın sonuna, bilhassa Abdühamit'e, yani 1908 Devrimi'nin öncesine iliştirmek istiyor.(Bu arada Abdülhamit kültü, benim takip edebildiğim kadarıyla ta Büyük Doğu zamanlarından beri zaten sağcıların tarih anlayışında önemli bir yer tutuyor.) AKP iktidarı içinse; sporda canlandırılmaya çalışılan okçuluktan tutalım, devlet binalarında kullanılan Selçuklu mimarisi öğelerine kadar her yerde işaretlerini gördüğümüz türden bir neo-klasikçiliğin parçalarından biri. Partinin ideologlarına -??-, tarih yazıcılarına vs. göre -her ne kadar açıkça söylemeseler de- 1908 Devrimi, Cumhuriyet Devrimi ve CHP iktidarı ile kesintiye uğramış bir hattın sağlam halkasıdır Abdülhamit; bu hat tuhaf biçimde Menderes'le devam eder, -o da köylü burjuvazinin ve bu sınıfın altında şekilsizleşen köylülüğün temsilcisidir- 27 Mayıs ve getirdiği kurumlar eliyle yine kesintiye uğrar, 70'ler boyunca mücadelesini sürdürür ve nihayet bir başka restorasyonla, 12 Eylül'le farkında olmadığı bir zafer kazanır. Menderes'le Erdoğan'ın arasına Özal'ın yerleştirilmesi bu itibarla -ilk bakışta- manalı gibi gözüküyor. Ortak sözcük: Restorasyon. (Mu olmalı?)
Eleştirel not: Ama hangi üretim biçiminin restorasyonu? Abdülhamit, ulus devletlerin birer ikişer tomurcuklandığı, Batılı düşüncenin nicedir aydınlar arasında karşılık bulmaya başladığı, İstanbul'da gayrimüslim burjuvanın palazlandığı ve haklar iddia ettiği bir dönemde, yarı-merkezi feodalizmin restorasyonuna girişerek meclisi 30 yıllığına kapattı. Menderes'in tahkikat komisyonu ile doruğa çıkan baskıcılığı ise hem anti-demokrasi demekti hem de tarım burjuvazisine verilen tavizlerin sürdürülmesi, gelişen üretici güçlere karşı siyasal iktidarın gözünü yumması... Hadi ilk ikisi için feodalizm genel başlığını kullansak, Özal bambaşka bir yerdedir, tek bir piyasa hâline gelmiş dünya kapitalizmine entegredir: Krizdeki Türkiye burjuvazisini; 24 Ocak'la ve 12 Eylül sonrasındaki Anap iktidarı ile ihya etmiştir. AKP de sermayenin bir başka krizini çözmek için İMF politikalarını şartsız uygulayacak bir "tek parti" olarak, çoğunlukla muhafazakar kitlelerin desteği ile iktidara geldi. 12 Eylül 2010 tarihine dek olanlara da -bir günde bitmiş değil her şey, o tarihte resmileşti sadece- basbayağı restorasyon diyebiliyoruz demek ki.
Bunların üstüne "kült" dediğimiz şeyin ve kitleyle ilişkisinin "gerçek" anlamının da bir partiyi ya da lideri iktidara taşıyanlarla; o parti ya liderin siyasetinin arasında "gerçek" ilişkiye dayandığını söyleyebiliriz. Abdülhamit kitlenin önünde, tıpkı yukarıda verilen cevaplarda olduğu gibi "halifelik"le, "cambazlık"la vesaire duruyor. Altı bomboş... Bu yüzden sorunun "asıl" ama "yanlış" cevabı bunlardır belki de...
0
elle tutulan şeyler yapan son eleman başka idolleri de vardır muhtemelen ama onlara sarsalar dayak yiyecekleri çok nokta var. abdülhamit'in yok mu var ama kısmen iyileştirme yollarını açmış okuyabildiğimiz kadarı ile.
yere göğe sığdıramayanlar var tabi. tarihten gördüğümüz kadarı ile öyle biri olsaydı zaten biz şu an osmanlı topraklarında yaşıyor olurduk. bir insanı lider, başarılı yapan çevresindeki insanları seçebilme yeteneğidir. sanırım buralarda sorunlar vardı.
yere göğe sığdıramayanlar var tabi. tarihten gördüğümüz kadarı ile öyle biri olsaydı zaten biz şu an osmanlı topraklarında yaşıyor olurduk. bir insanı lider, başarılı yapan çevresindeki insanları seçebilme yeteneğidir. sanırım buralarda sorunlar vardı.
0
bana darbe yapılacak korkusundan haliçte donanmayı çürüten yine muhalefet korkusundan tiyatroları kapattıran, sansür kurulları kurduran, insanları birbirine ispiyonlattıran ''jurnalcilik'' olayını başlatan, eserlerde ''kulak, burun'' gibi ifadelerin geçmesini bile kendine laf ediliyor olarak algılayan sıkıntılı bir kişilik. peki bu olaylar tanıdık geliyor mu?
0
cowboy
Resimdeki yavru birkaç gündür bizim çiftliğin etrafında dolanıp duruyor, sahipsiz olduğu belli. Benim de gönlüm elvermedi, beslemek istiyorum ama daha önce hiç köpek beslemediğim için ne yedirilir, ne içirilir bilmiyorum.- Şimdilik sadece süt yeterli olur mu? Olmazsa başka ne verebilirim?- Köpeğin c
Resimdeki yavru birkaç gündür bizim çiftliğin etrafında dolanıp duruyor, sahipsiz olduğu belli. Benim de gönlüm elvermedi, beslemek istiyorum ama daha önce hiç köpek beslemediğim için ne yedirilir, ne içirilir bilmiyorum.
- Şimdilik sadece süt yeterli olur mu? Olmazsa başka ne verebilirim?
- Köpeğin cinsini resimden anlayabiliyor musunuz? Belki cinsine göre farklı bir besleme usülü vardır diye soruyorum.
- Besleme haricinde başka neler yapabilirim bu hayvancağız için?
i.hizliresim.com
- Şimdilik sadece süt yeterli olur mu? Olmazsa başka ne verebilirim?
- Köpeğin cinsini resimden anlayabiliyor musunuz? Belki cinsine göre farklı bir besleme usülü vardır diye soruyorum.
- Besleme haricinde başka neler yapabilirim bu hayvancağız için?
i.hizliresim.com
0
İnek sütü yavru kedi köpek için oldukça zararlı,ancak yarı yarıya sulandırıp verilebilir pek bir besleyiciliği de yok. Eğer etrafta yavru kuru maması alabileceğiniz bir yer yoksa tavuk, tavuk ciğeri vs. haşlayıp ekmekle karıştırıp verebilirsiniz. Yoğurt-ekmek verebilirsiniz. Ama en sağlıklısı yavru kuru maması- az yaş mama.
Cinsi en güzelinden sokak köpeği-kırma, siz bakıp beslemezseniz annesi de olmadığı için yaşayamaz.
Besleme haricinde yapacağınız en önemli şey bir veterinere götürüp aşılarını yaptırmak. Annesiz olduğu için bünyesi hastalıklara açıktır. Havalar soğumadan önlemini almak lazım
Cinsi en güzelinden sokak köpeği-kırma, siz bakıp beslemezseniz annesi de olmadığı için yaşayamaz.
Besleme haricinde yapacağınız en önemli şey bir veterinere götürüp aşılarını yaptırmak. Annesiz olduğu için bünyesi hastalıklara açıktır. Havalar soğumadan önlemini almak lazım
0
Kopegin cinsinden cok yasi onemli beslenmede. Yavrularda daha yuksek proteinli beslenme sart ve biraz daha karisik eriskin kopeklere gore beslenmeleri.
Gozle gorulur bir cilt sorunu yoksa ozellikle, evde birkac sey hazirlayip vermeniz mumkun. Bezelye, patates, bulgur ya da pirinc bunlar haslanacak, lapa yapmaniza gerek yok, tuz ya da salca konmayacak; en sonunda sivi yag eklenecek biraz, evde yesillik maydanoz vs. varsa onlar da eklenebilir. En basit ve ucuz budur besleme sekli. Kopeklerin ihtiyac duydugu kanin, lesitin vs. uzun vadede eklenmeli ama boyle baslayabilirsiniz kuru mama vermek bir secenek degilse.
hizliresim yurtdisinda acilmiyor, bakamadim fotografa.
Gozle gorulur bir cilt sorunu yoksa ozellikle, evde birkac sey hazirlayip vermeniz mumkun. Bezelye, patates, bulgur ya da pirinc bunlar haslanacak, lapa yapmaniza gerek yok, tuz ya da salca konmayacak; en sonunda sivi yag eklenecek biraz, evde yesillik maydanoz vs. varsa onlar da eklenebilir. En basit ve ucuz budur besleme sekli. Kopeklerin ihtiyac duydugu kanin, lesitin vs. uzun vadede eklenmeli ama boyle baslayabilirsiniz kuru mama vermek bir secenek degilse.
hizliresim yurtdisinda acilmiyor, bakamadim fotografa.
0
öncelikle köpek dümdüz sokak köpeği :)
inek sütü için yazılacakları yazmışlar. sütü suyla karıştırıp içine yumurta ekleyebilirsiniz belki. onun dışında, yaş mama yiyebilecek durumda gibi görünüyor. yaş mama ve yavru köpekler için kuru mamalar satılıyor, onlardan alıp verin. suyunu her gün değiştirin. yalnızca sütle beslenemez, aç kalır.
veterinere götürüp aşılarını yaptırabilirsiniz. herhangi bir problemi varsa söylerler. hiç olmadı pire tozu dökerler.
inek sütü için yazılacakları yazmışlar. sütü suyla karıştırıp içine yumurta ekleyebilirsiniz belki. onun dışında, yaş mama yiyebilecek durumda gibi görünüyor. yaş mama ve yavru köpekler için kuru mamalar satılıyor, onlardan alıp verin. suyunu her gün değiştirin. yalnızca sütle beslenemez, aç kalır.
veterinere götürüp aşılarını yaptırabilirsiniz. herhangi bir problemi varsa söylerler. hiç olmadı pire tozu dökerler.
0
Çok tatlıymış. Beslenme konusunda yukarıdakilere katılıyorum.
Korunaklı bir yerde ufak bir kulübe yapabilirsiniz, malum kış geliyor.
Korunaklı bir yerde ufak bir kulübe yapabilirsiniz, malum kış geliyor.
0
En kolayı ve sağlıklısı yavru köpek maması, yanlız sokak köpeği olsa da ya anadan ya babadan kangal genetiği var gibi. Bilekler ve patiler kalın, güçlü bir köpek olacak gibi.
0
Cevaplar için teşekkür ederim. Bir soru daha;
Bu kuru yemden alırsam günde ne kadar vermem gerekir? Evde pişirme vs yapmam çok zor, sadece bu mama yeterli olur mu? Çok soruyorum ama bu son olsun, bu mamaların fiyatı ne kadar? Gücüm yeterse internetten falan alırım bir şekilde. Tekrar teşekkürler
Bu kuru yemden alırsam günde ne kadar vermem gerekir? Evde pişirme vs yapmam çok zor, sadece bu mama yeterli olur mu? Çok soruyorum ama bu son olsun, bu mamaların fiyatı ne kadar? Gücüm yeterse internetten falan alırım bir şekilde. Tekrar teşekkürler
0
Güçlü köpek olacak artı 1
Mamaya süte falan gerek yok. Buna yal verip geç. Yal bunu aslan gibi yapar :))
www.trkangal.com
Mamaya süte falan gerek yok. Buna yal verip geç. Yal bunu aslan gibi yapar :))
www.trkangal.com
0
Cinsten ziyade yaşına ve boyutuna göre beslenme cinsi oluyor. Mamalarda falan görürsünüz, küçük boy için, büyük boy için, genç için, yaşlı için, vs diye gider. Burnunun siyahlığından bir miktar kangallık bulunduğunu tahmin ediyorum ama sokak köpeği, belli. Tabi öncelikle veterinere bir baktırmak lazım, dedikleri gibi aşıları yaptır, başka bir sağlık problemi varsa ona baktırıp tedavi ettir. Sonradan temizlik. Eğer kangallık varsa baya büyür bu çiftlik olduğu için aslında ideal yer, lakin dışarıda bu yaşta ysşar mı ayrı mesele. İçeri aldıktan sonra da fazla alışıp dışarıda mutsuz olma ihtimali de olur. O kısmı bilemedim şimdi. Çok da tatlıymış garibim ha, şansı varmış ama.
0
Sadece kuru mama tüm vitamin ihtiyacını karşılar, başka birşey vermenize gerek yok. Mesela bundan alsanız www.temizmama.com size 1 buçuk 2 ay yeter.
0
asuturias
Zor mu? Artıları eksileri neler? Bir de 6 ay Almanyada çalışıp 6 ay turkiyede olma muhabbeti nedir? Bunun literatürde bir adı var mı?
Zor mu? Artıları eksileri neler? Bir de 6 ay Almanyada çalışıp 6 ay turkiyede olma muhabbeti nedir? Bunun literatürde bir adı var mı?
0
6 ay çalışıp 6 ay burada olmanın adı turist vizesiyle kaçak çalışmak olsa gerek.malum 6 aydan fazla kalamıyorsunuz turist olarak ülkede.
0
@ozdek turist vizesi 3 aylık (90 gün) oluyor. Turist vizesine çalışma izni verilmiyor. Ayrıca kaçak çalışan işçiler "enseleneceği" için ülkeden çıkış yapmazlar.
0
Ben Almanya'da işçi olarak çalıştım, çalıştığım Amerikan firmasında üst düzey yönetici ya da danışman olarak çalışan başka işçi Türkler de vardı ama kimsenin 6 ayda 1 girip çıkma diye bir olayı yoktu. Gider gitmez zaten 4 yıllık oturum kartını veriyorlar, hiç duymadım girip çıkma olayını.
0
Girip çıkma olayı Almanya için geçerli. 6 aydan uzun süre ülkede kalmayınca oturumun iptal oluyor diye biliyorum. Almanya'dan emekli olan türkler gidip geliyor böyle.
Zorluğunu bilemem ama çalışma saatleri falan bizdeki gibi uzun değil.
Zorluğunu bilemem ama çalışma saatleri falan bizdeki gibi uzun değil.
0
Bunu Türkiye vatandasi ama Almanya´dan sinirsiz oturumu olan emekliler yapiyor. Boyle calisir durumda kimseyi tanimiyorum.
0
emeklililer yapmıyor
67 yaşına kadar çalışıp tam emeklisi olanların gir-çık yapmasına gerek yok onlar oturumu taşıyor, geliyor buraya
esas tam emekli olmamış, hala oranın arbeitsamt'ına evrak vermesi gereken, 67yi doldurup "sen artık çalışamazsın" denmemiş kişiler,sosyal yardım alanlar, hala orada ikameti olanlar (olması gerekenler),gir- çık yapıyor. çünkü randevulu çalışıyor arbeitsamt'lar ve yabancı daireleri, randevuna gitmezsen canına okuyorlar, yardımını filan kesiyorlar muhabbet bu.
67 yaşına kadar çalışıp tam emeklisi olanların gir-çık yapmasına gerek yok onlar oturumu taşıyor, geliyor buraya
esas tam emekli olmamış, hala oranın arbeitsamt'ına evrak vermesi gereken, 67yi doldurup "sen artık çalışamazsın" denmemiş kişiler,sosyal yardım alanlar, hala orada ikameti olanlar (olması gerekenler),gir- çık yapıyor. çünkü randevulu çalışıyor arbeitsamt'lar ve yabancı daireleri, randevuna gitmezsen canına okuyorlar, yardımını filan kesiyorlar muhabbet bu.
0
captainobvious
günde iki ya da üç bardak sütlü filtre kahve, bir ya da iki fincan da türk kahvesi içiyorum. fazla mı bu sizce?fazla kahve içmenin kötü yanları nedir hocam?
günde iki ya da üç bardak sütlü filtre kahve, bir ya da iki fincan da türk kahvesi içiyorum. fazla mı bu sizce?
fazla kahve içmenin kötü yanları nedir hocam?
fazla kahve içmenin kötü yanları nedir hocam?
0
Bildiğim kadar kafein günde 300 mga kadar faydalı sonrası zararlı.
O da 3-4 fincan yapar.
Şuradaki hesaba göre ben çok büyük hata yapıyorum :'(
www.gercekbilim.com
O da 3-4 fincan yapar.
Şuradaki hesaba göre ben çok büyük hata yapıyorum :'(
www.gercekbilim.com
0
Kafein vücutta tolere edilmediğinde riskli olabilir, bunun spesifik bir ölçüsü yok. Bir insanın kafein toleransı günlük 300 mg'yi tolere edip bir başkası 800 mg kafeini tolere ediyorsa, 800 mg kafein alan birine 800 mg kafein senin için zararlıdır diyemeyiz, vücudu onu zaten kabul ediyordur, burada risk yok. Risk şu şekilde olabilir: Sen normalde günde sadece 1 fincan kahve içiyorsan ve kafein toleransın gelişmeden başka bir gün 5 fincan kahve içersen bu sende fiziki-psikolojik sıkıntılar yaratabilir, ha ölmezsin ama sıkıntı yaşarsın dediğim gibi. Fakat kafein alımını yavaş yavaş artırırsan, bir zaman sonra günde 5 fincan kahve içmek senin için sıkıntı olmayacaktır. İkinci olarak da sürekli yüksek doz kafein alıp vücudu bunu tolere edemeyecek noktaya getirmektir fakat bu çok zor bir ihtimaldir, bugüne kadar kahve yüzünden ya da bağlantılı olarak ölen yok, sanırım bir tek Balzac var ama o da günde 40 fincan kahve içiyormuş, öyle düşün.
0
Filtre kahvenin de türk kahvesinin de kafeinsiz olanları var, kahveyi azaltamam diyorsanız onları deneyebilirsiniz ama bana kalırsa 3 fincanı geçmeyin.
0
Demir emilimini engelliyor. Son birkaç aydır ben de çok tüketiyorum (günde 3-4 espresso, birkaç bardak da filtre kahve. Siyah.) yetişmesi gereken işlerin için ve kan testime yansımış bu. Kahve ve yemek arasında 2 saat bir süre olması gerekiyor. Bir de kadınların daha çok ihtiyacı var demire, kadınsanız daha dikkat etmeniz gerekiyor kahve tüketimine bu bağlamda.
0
asli_1986
selam, filtre hahve yapmak için çekirdek öğütecek bir makine arıyorum.https://www.hepsiburada.com/arzum-ar1034-clipper-kahve-ogutucu-p-HBV000001TQBIarzum'un böyle bir öğütücüsü var. bu iş görür mü ? kahve çekirdeği öğütmek için ne kullanıyorsunuz ?bir sorum daha var. kahve çekirdeğini nereden alıyor
selam, filtre hahve yapmak için çekirdek öğütecek bir makine arıyorum.
www.hepsiburada.com
arzum'un böyle bir öğütücüsü var. bu iş görür mü ? kahve çekirdeği öğütmek için ne kullanıyorsunuz ?
bir sorum daha var. kahve çekirdeğini nereden alıyorsunuz ?
starbucks ve tschibo'dan kahve alıyordum, fiyatlar çok arttı, daha uygun nereden çekirdek kahve alabilirim filtre kahve için ?
iyi pazarlar.
www.hepsiburada.com
arzum'un böyle bir öğütücüsü var. bu iş görür mü ? kahve çekirdeği öğütmek için ne kullanıyorsunuz ?
bir sorum daha var. kahve çekirdeğini nereden alıyorsunuz ?
starbucks ve tschibo'dan kahve alıyordum, fiyatlar çok arttı, daha uygun nereden çekirdek kahve alabilirim filtre kahve için ?
iyi pazarlar.
0
Sanirim bu makine de bicakla parcaliyor, ogutmuyor. Bunu alacaginiza, kucuk miktarlarda disarida kahve cektirmeye devam edin derim.
Iyi ogutuculer var ama cok pahalilar. Butce nedir? El degirmeni bir secenek olabilir mi mesela? Otomatik mi olmali yoksa?
Iki soru da cok soruldu, cok da guzel cevaplar geldi. Sozen el degirmeni tavsiye edilmisti, cogu kisi de memnundu.
Ben cok eski tip bir kahve degirmeni kullaniyorum. Üstü seramikten, icinde ogutucu var, el degirmeni ile basit mekanige sahip ama oldukca saglam. Duvara asiliyor ve el degirmenlerinden daha kisa surede ogutuyor, antikacilarda bulunabilir belki. Soyle bir sey: (git: 4.bp.blogspot.com)
Kahve ogutucu sorulari, onerileri icin: www.eksiduyuru.com
Iyi ogutuculer var ama cok pahalilar. Butce nedir? El degirmeni bir secenek olabilir mi mesela? Otomatik mi olmali yoksa?
Iki soru da cok soruldu, cok da guzel cevaplar geldi. Sozen el degirmeni tavsiye edilmisti, cogu kisi de memnundu.
Ben cok eski tip bir kahve degirmeni kullaniyorum. Üstü seramikten, icinde ogutucu var, el degirmeni ile basit mekanige sahip ama oldukca saglam. Duvara asiliyor ve el degirmenlerinden daha kisa surede ogutuyor, antikacilarda bulunabilir belki. Soyle bir sey: (git: 4.bp.blogspot.com
)Kahve ogutucu sorulari, onerileri icin: www.eksiduyuru.com
0
Bende de bir ogutucu var. Karabiber falan da ogutebilirsin. Her turlu cekirdek ise yariyor. Hatta ben ucuz olsun diye turk kahvesi cekirdegi almaya basladim. 30 liraya aldigimiz 1 kilo kahve 60 liraya cikti son 6 ayda.
0
rosmannda kahve değirmeni 100 lira filan, onu aldım memnunum, bakabilirsin, espresso filan çekiyor, öğütücüler kahve için iyi değil, değirmen bakının bütçeniz çok değilse, çekirdekleri tchibodan alıyorum ben de çünkü şuan hala en uygun tchibo zamlanmasına rağmen.
0
hede hodo
açıkçası masaj kültürüm yok:) 5 yıldızlı güzel bi otele gitmeyi düşünüyorum.öncelikle saunası havuzu ve masaj dahil 180 dedi. sizce nasıl?en merak ettiğim ve cekindiğim konu ise iç çamaşır olayı. cıbıl olup havluyu çekip masörü mü bekleyeceğim?yoksa donun kalsın ne münasebet mi diyorsunuz.şimdiden t
açıkçası masaj kültürüm yok:)
5 yıldızlı güzel bi otele gitmeyi düşünüyorum.
öncelikle saunası havuzu ve masaj dahil 180 dedi. sizce nasıl?
en merak ettiğim ve cekindiğim konu ise iç çamaşır olayı.
cıbıl olup havluyu çekip masörü mü bekleyeceğim?
yoksa donun kalsın ne münasebet mi diyorsunuz.
şimdiden tesekkurler.
5 yıldızlı güzel bi otele gitmeyi düşünüyorum.
öncelikle saunası havuzu ve masaj dahil 180 dedi. sizce nasıl?
en merak ettiğim ve cekindiğim konu ise iç çamaşır olayı.
cıbıl olup havluyu çekip masörü mü bekleyeceğim?
yoksa donun kalsın ne münasebet mi diyorsunuz.
şimdiden tesekkurler.
0
5 Yıldızlı da olsa 150 ye bağlamaya çalış.
Donla olmaz , duştan çıkıp gireceksin , peştemal ya da havluyu sarıp, direk masaya yatacaksın , gerekirse yönlendirme yapılıyor merak etme.
Donla olmaz , duştan çıkıp gireceksin , peştemal ya da havluyu sarıp, direk masaya yatacaksın , gerekirse yönlendirme yapılıyor merak etme.
0
bu masaj olayı 5 yıldızlı tatil otellerindeki gibi yalandan hafif dokunarak mı yapılıyor yoksa kemik kıran tarzı daha agresif masaj yapan yerler de mevcut mu?
0
Thai masajindan hic masaj yaptirmadiysaniz uzak durun, adam dovuyorlar. Oyle paket teklif eden yerlerde, duzgun masör bulunuyor mu acaba, hotel, spa hotel degilse cok yanasmazdim ben acikcasi.
Yuzucu mayosu ile giriyordum ben spa hotele. Sadece masaj icin gittigim yerde sadece sutyen, tshirt vs. cikarttiriliyor. Sadece ic camasari birakiliyor, hem alt hem ust tarafa da genisce havlu geliyor.
Yuzucu mayosu ile giriyordum ben spa hotele. Sadece masaj icin gittigim yerde sadece sutyen, tshirt vs. cikarttiriliyor. Sadece ic camasari birakiliyor, hem alt hem ust tarafa da genisce havlu geliyor.
0
tulumba
Üniversite hayatınızda okul haricinde ne yaptınız/yapıyorsunuz?(öyle cafelerde,avmlerde takılmak yazmayın lütfen)
Üniversite hayatınızda okul haricinde ne yaptınız/yapıyorsunuz?(öyle cafelerde,avmlerde takılmak yazmayın lütfen)
0
farklı üniversitelerde yapılan mesleğimle azıcık alakası olan ama pratikte asla işime yaramayacak(akademisyenlik haricinde) ve bana arkadaşlık dışında birşey katmayacak sempozyumlara katıldım, sunum falan yaptım.
özel ders verdim.
denk geldiğim tüm eylemlere katıldım :D
özel ders verdim.
denk geldiğim tüm eylemlere katıldım :D
0
benim en verimli dönemim 3. sınıfta alanımla ilgili staj yaptığım dönemdi. Daha sonra link olarak geri dönüş sağladım. Geliştim. Bir sürü resmi ortama, iş toplantılarına vs katılma fırsatı buldum. Mesleği tanıdım. Meslekle alakalı linkler edindim. Bir sürü insanla tanıştım.
Onun dışında sosyalleşmeye bak. Bu dediğim kızlı erkekli cafede oturmak değil. Saçma salak bir sürü öğrenci topluluğu varken aklı başında olan öğrenci toplulukları da var. Katıl onlardan birine. Yani basit saçma bir şey bile olsa topluluğun ortak amacına hizmet et, kendinden bir şeyler kat. Bu hem başarma hissini kuvvetlendirecek hem de seni geliştirecek.
İş hayatına girince ya da iş ararken anlıyorsun ki sosyallik, kendini ifade etme becerisi, benlik saygısı, insan ilişkileri, ilişkileri idare etme ve yönetim becerileri ; not ortalamasından, diğer mesleki zamazingolardan daha önemli.
Literatür olarak konuşacak olursam. Goleman'ın dediği sosyal zeka olayı 4.00 ortalamadan daha önemli iş hayatında. akademik hayat içinse evet 4.00 önemli.
Onun dışında sosyalleşmeye bak. Bu dediğim kızlı erkekli cafede oturmak değil. Saçma salak bir sürü öğrenci topluluğu varken aklı başında olan öğrenci toplulukları da var. Katıl onlardan birine. Yani basit saçma bir şey bile olsa topluluğun ortak amacına hizmet et, kendinden bir şeyler kat. Bu hem başarma hissini kuvvetlendirecek hem de seni geliştirecek.
İş hayatına girince ya da iş ararken anlıyorsun ki sosyallik, kendini ifade etme becerisi, benlik saygısı, insan ilişkileri, ilişkileri idare etme ve yönetim becerileri ; not ortalamasından, diğer mesleki zamazingolardan daha önemli.
Literatür olarak konuşacak olursam. Goleman'ın dediği sosyal zeka olayı 4.00 ortalamadan daha önemli iş hayatında. akademik hayat içinse evet 4.00 önemli.
0
Okula çok az gittim. Kütüphane, sempozyum, konferans, gönüllüluk, tiyatro, sinema ve gezmek ile geçti.
Edit: Arada yaptığım part time işler de oluyordu.
Edit: Arada yaptığım part time işler de oluyordu.
0
ben istisna sayılırım çünkü 23 yaşımda başladım üniversiteye. lise sonrasında herhangi bir mezuniyetim, meziyetim, özelliğim vs. olmadı - yeni başlamış adamlardan (bir sene hazırlık okumak dışında) farkım yok akademik açıdan.
ilk sene hazırlıkta haftanın 5 günü günde 5 saat ders vardı. internet üzerinden çalışıyordum. ders programı belliydi. genelde 8-16 arası okulla geçerdi. bazı akşamlar basket oynuyorduk, bazen yakındaki kafede bilardo-okey-pişti, bazen benim evde pişti, bazen toplanıp içmece vs... genelde ise ben eve gelince uyur, gece kalkıp kah ders çalışır kah işimi yapar, sabah okula uyumadan gider; dönünce sızardım. sosyal aktivitem de çoğunlukla yukarıda saydıklarımdan ibaretti.
bu sene yine 5 gün ders var ama haftanın üç günü 1.5, iki günü 3 saat toplamda. bu ara yoğun çalıştığım için açıkçası okula gidip gelmek ve iş yapmak dışında hiçbir şeyle uğraşmıyorum desem yeridir. en fazla ev arkadaşımla oturup çay may içip kağıt oynuyom.
param olursa yazları ve kışları birer kez ukrayna'ya gitmeye çalışırım, hem rusça pratiği olsun hem kendi çapımda fakirli yurtdışı tatili yapmış olayım diye. açıkçası bunun ötesine zaten ne param ne de enerjim yeter. şu an iyi notlara sahip olmak ve cebimde para olması benim için en önemlisi. şükür arkadaşlarım var, ortamım fena değil, günlük hayatımın yeterince aksiyonlu olduğunu düşünüyorum, canım sıkılmıyor pek. iş-okul-ara sıra dışarı çıkma-içme dışında bir şey aramıyorum zaten şu an.
ilk sene hazırlıkta haftanın 5 günü günde 5 saat ders vardı. internet üzerinden çalışıyordum. ders programı belliydi. genelde 8-16 arası okulla geçerdi. bazı akşamlar basket oynuyorduk, bazen yakındaki kafede bilardo-okey-pişti, bazen benim evde pişti, bazen toplanıp içmece vs... genelde ise ben eve gelince uyur, gece kalkıp kah ders çalışır kah işimi yapar, sabah okula uyumadan gider; dönünce sızardım. sosyal aktivitem de çoğunlukla yukarıda saydıklarımdan ibaretti.
bu sene yine 5 gün ders var ama haftanın üç günü 1.5, iki günü 3 saat toplamda. bu ara yoğun çalıştığım için açıkçası okula gidip gelmek ve iş yapmak dışında hiçbir şeyle uğraşmıyorum desem yeridir. en fazla ev arkadaşımla oturup çay may içip kağıt oynuyom.
param olursa yazları ve kışları birer kez ukrayna'ya gitmeye çalışırım, hem rusça pratiği olsun hem kendi çapımda fakirli yurtdışı tatili yapmış olayım diye. açıkçası bunun ötesine zaten ne param ne de enerjim yeter. şu an iyi notlara sahip olmak ve cebimde para olması benim için en önemlisi. şükür arkadaşlarım var, ortamım fena değil, günlük hayatımın yeterince aksiyonlu olduğunu düşünüyorum, canım sıkılmıyor pek. iş-okul-ara sıra dışarı çıkma-içme dışında bir şey aramıyorum zaten şu an.
0
lise hayatım üniversite gibi geçtiğinden üni de bu muymuş dedim.. aynı şeyi tüm lise arkadaşlarım da dedi. o yüzden asosyal biri oldum ünide ders calistim biraz da finansla uğraştım alanım dışında olmasın rağmen.
0
Amerikan futbolu takımı kurduk. Hey gidi günler. İlk idman hala aklımdadır. Gününü bile unutmam. Ekipmanlar geldiğinde çocuk gibi sevinmiştik. Kolumda dövmesi var hatta takım logosunun. O kadar anlamlıdır benim için. Sıfırdan birçok emek vererek var ettiğimiz bi takımdı.
İnsan özlüyor bazen eski zamanları. :)
İnsan özlüyor bazen eski zamanları. :)
0
- Film, tiyatro festivallerinde gönüllü olup, güzel güzel ücretsiz film, tiyatro izledim. Oradan sosyal çevre de edindim, bölümden arkadaş edinemedim, sosyal hayatları sıfırdı çünkü. AVM, kütüphane ve ev üçlemesinde yaşıyorlardı.
- Başka bir üniversitenin ekoloji grubunda aktif oldum. Sonra oradan yeni fikirlerimi gerçekleştirebileceğim doğru insanla tanıştım. Onla bir insiyatif kurduk. Grup büyüdü, gelişti, şimdi ben başında değilim; toplantılarına arada gidiyorum. Ama hala ayakta ve kendini geliştiren, yeni projeler üreten bir grup haline geldi. Gurur verici.
- Farsça öğrendim (Maalesef şu an çok geride kaldım, pratik yapmadığımdan.). Almanca öğrenmeye başladım 4. sınıfta, hem de tez yazma aşamasında.
- Son senemde hiç sportif olmamama ve tüm beceriksizliğime karşı, düzenli spor yaptım.
- 3. sınıfta Avrupa'da gezdim. Uzunlu, kısalı turlara çıktım.
- Bisiklet sürmeyi öğrendim.
- Bir İstanbullu olarak, doğayı ve doğada vakit gecirebilmeyi öğrendim. En zoru buydu sanırım.
- Başka bir üniversitenin ekoloji grubunda aktif oldum. Sonra oradan yeni fikirlerimi gerçekleştirebileceğim doğru insanla tanıştım. Onla bir insiyatif kurduk. Grup büyüdü, gelişti, şimdi ben başında değilim; toplantılarına arada gidiyorum. Ama hala ayakta ve kendini geliştiren, yeni projeler üreten bir grup haline geldi. Gurur verici.
- Farsça öğrendim (Maalesef şu an çok geride kaldım, pratik yapmadığımdan.). Almanca öğrenmeye başladım 4. sınıfta, hem de tez yazma aşamasında.
- Son senemde hiç sportif olmamama ve tüm beceriksizliğime karşı, düzenli spor yaptım.
- 3. sınıfta Avrupa'da gezdim. Uzunlu, kısalı turlara çıktım.
- Bisiklet sürmeyi öğrendim.
- Bir İstanbullu olarak, doğayı ve doğada vakit gecirebilmeyi öğrendim. En zoru buydu sanırım.
0
her yaz farklı bir sektörde staj yaptım
okulda kulüp kurduk, anca televizyondan izlediğimiz bir sürü önemli(!) kişiyle doğrudan bağlantı kurup kariyer günleri falan düzenledik.
yardım kuruluşlarında gönüllü çalıştım
sosyal sorumluluk projeleri yürüttük
ebru öğrendim, ders verme teklifi alacak kadar uzmanlaştım
özel ders verdim
iş adamlarına, gazetecilere, elçilere iş toplantılarında simultane çeviri yaptım
tur rehberliği yaptım
dergi editör yardımcılığı yaptım
maddi durumu yetersiz öğrencilere ders verdim
almanca temelimi yıldız tekniğin kursunda ilerletmeye çalıştım
not: vestelin manisada fabrika müdürü şöyle demişti: her yıl üniversite mezunu binlerce aday iş için başvuruyor. hepsinin elinde diploma var. biz 4 yıl süresince okul dışında neler yapmış ona bakıyoruz demişti. öğrenciler farkında değil ama okul dışı faaliyetler çok çok önemli
okulda kulüp kurduk, anca televizyondan izlediğimiz bir sürü önemli(!) kişiyle doğrudan bağlantı kurup kariyer günleri falan düzenledik.
yardım kuruluşlarında gönüllü çalıştım
sosyal sorumluluk projeleri yürüttük
ebru öğrendim, ders verme teklifi alacak kadar uzmanlaştım
özel ders verdim
iş adamlarına, gazetecilere, elçilere iş toplantılarında simultane çeviri yaptım
tur rehberliği yaptım
dergi editör yardımcılığı yaptım
maddi durumu yetersiz öğrencilere ders verdim
almanca temelimi yıldız tekniğin kursunda ilerletmeye çalıştım
not: vestelin manisada fabrika müdürü şöyle demişti: her yıl üniversite mezunu binlerce aday iş için başvuruyor. hepsinin elinde diploma var. biz 4 yıl süresince okul dışında neler yapmış ona bakıyoruz demişti. öğrenciler farkında değil ama okul dışı faaliyetler çok çok önemli
0
asuturias
Türkçe bilgi aktarımının yapıldığı bir dil değil. Yine burada araştırma yaparken öğrendiğime göre Türk dili alanında bile yeterli bilgi akademik olarak yok. Benim peşinde olduğum bilgi akademik değil yalnız, günlük ihtiyaç duyduğum bilgi. Günlük ihtiyaç duyduğum bilgiden kastım örneğin bir araba nas
Türkçe bilgi aktarımının yapıldığı bir dil değil. Yine burada araştırma yaparken öğrendiğime göre Türk dili alanında bile yeterli bilgi akademik olarak yok. Benim peşinde olduğum bilgi akademik değil yalnız, günlük ihtiyaç duyduğum bilgi. Günlük ihtiyaç duyduğum bilgiden kastım örneğin bir araba nasıl kullanılır, bakımı nasıl yapılır gibi..
Şimdi merak ettiğim bilgiye ulaşabilen Almanlar, bilgiye ulaşmada güçlük yaşayan kendi dilini konuşan insanlara karşı nasıl bir tutum içindeler. Eğitimsiz (küçümsemek değil amacım belirtmek) bir alman ulaşmak istediği yüzeysel ama gerekli bilgiye ulaşabiliyor mu?
Şimdi merak ettiğim bilgiye ulaşabilen Almanlar, bilgiye ulaşmada güçlük yaşayan kendi dilini konuşan insanlara karşı nasıl bir tutum içindeler. Eğitimsiz (küçümsemek değil amacım belirtmek) bir alman ulaşmak istediği yüzeysel ama gerekli bilgiye ulaşabiliyor mu?
0
Ben soruyu çok anladığıma emin değilim. Düşük sosyal tabakadan gelen insan niye Almanca bilgiye ulaşamasın? Temel bilgiler için “kolay Almanca” seçeneği de oluyor, belediyede kağıt işlerini halletmek için vs. Devlet dairelerinin internet sitelerinde de hem basit Almanca hem de diğer dillerde açıklamalar oluyor.
İkinci kısmı anlamadım, bu konularda Türkçe bilgiye hangi platformda ulaşamadınız?
Türk Dili, akademik olarak iyi araştırılıyor Almanya’da. Türkoloji kürsülerinin maalesef artık iyi finanse edilmediği doğru. Bu gün Türkiye’de ana kaynak olarak Türk Dili kürsülerinde okutulan kitaplar ya Alman ya Rus Türkologlarca ya da onların kitaplarından yararlanılarak yazılmıştır. Bu konuda size katılamam.
İkinci kısmı anlamadım, bu konularda Türkçe bilgiye hangi platformda ulaşamadınız?
Türk Dili, akademik olarak iyi araştırılıyor Almanya’da. Türkoloji kürsülerinin maalesef artık iyi finanse edilmediği doğru. Bu gün Türkiye’de ana kaynak olarak Türk Dili kürsülerinde okutulan kitaplar ya Alman ya Rus Türkologlarca ya da onların kitaplarından yararlanılarak yazılmıştır. Bu konuda size katılamam.
0
egitimsiz de olsa kendi toplumunda yasayan bir alman bir isin nasil halledilecegini kulaktan da olsa bilmis oluyor. nereden bilgidini bilmiyor ama bir sekilde o konuyu ogrenmis, icsellestirmis oluyor. ornegin araba bakiminin ne zaman yapilacagini hic bir yerden okumamis ama belki babasinda, belki komsusundan edindigi bilgiye gore kendisi de o arabanin bakiminin yapilacagini ve nasil yapilacagini bir sekilde ogrenmis oluyor.
ayrica bir konuyu nasil yapacagini bilmese de yine kendi toplumunda yasamanin avantaji ile bilgiye en kisa yoldan nasil ulasilagaini ic gudusel olarak tahmin ediyor. ornegin bir konuda kafasi karistiginda belediyeye mi soracagini, internetten mi arastiracagini, ya da komsusuna mi sorarak ulasacagini bir sekilde cok daha iyi kestiriyor, ogrenmek icin ona gore bir yol izliyor.
almanyaya sonradan yerlersen kisilerde, egitimli olsalar bile en cok zorlandiklari konu bu tarz konula roluyor. gunumuzde hala bilginin cogu arastirilarak erisilemiyor, cunku kisi bircok durumda bilmedigini bilmiyor, nerede arayacagini bilmiyor, nasil arayacagini bilmiyor. tum bu yuzden bu tarz bilgiler arayarak degil etkilesimle ogreniliyor. o nedenle bircok konuda bilgiye erisim amaciyla internetten kendi gibi bir topluluga sormak avantajli oluyor, almanyada da ozellikle yeni yerlesenler facebook uzerinden bu tarz sorulara cevap bulmak icin organize oluyorlar. tipki eksiduyuruda oldugu gibi.
almanlar icin de ayni sekilde, toplumsal olarak alisilagelmis durumun disina ciktiklarinda onlar da bilgiye erismekte zorluk cekiyorlar. ornegin bir alman turkiyede minubuse bindiginde nasil davranacagini bilemez, hicbir sekilde yazili olmayan kurallara sahip olun minibus adabi konusunda zorlanir. ornegin parayi binince mi verecek, yoksa inmeden once mi. ya da elden ele dolasan para konusudna sasirir, ve bu bilgiye net olarak bir kaynaktan erismesi zor, ancak bir turk ile iletisim kurarak bu bilgiye dogrudan erisir.
ayrica bir konuyu nasil yapacagini bilmese de yine kendi toplumunda yasamanin avantaji ile bilgiye en kisa yoldan nasil ulasilagaini ic gudusel olarak tahmin ediyor. ornegin bir konuda kafasi karistiginda belediyeye mi soracagini, internetten mi arastiracagini, ya da komsusuna mi sorarak ulasacagini bir sekilde cok daha iyi kestiriyor, ogrenmek icin ona gore bir yol izliyor.
almanyaya sonradan yerlersen kisilerde, egitimli olsalar bile en cok zorlandiklari konu bu tarz konula roluyor. gunumuzde hala bilginin cogu arastirilarak erisilemiyor, cunku kisi bircok durumda bilmedigini bilmiyor, nerede arayacagini bilmiyor, nasil arayacagini bilmiyor. tum bu yuzden bu tarz bilgiler arayarak degil etkilesimle ogreniliyor. o nedenle bircok konuda bilgiye erisim amaciyla internetten kendi gibi bir topluluga sormak avantajli oluyor, almanyada da ozellikle yeni yerlesenler facebook uzerinden bu tarz sorulara cevap bulmak icin organize oluyorlar. tipki eksiduyuruda oldugu gibi.
almanlar icin de ayni sekilde, toplumsal olarak alisilagelmis durumun disina ciktiklarinda onlar da bilgiye erismekte zorluk cekiyorlar. ornegin bir alman turkiyede minubuse bindiginde nasil davranacagini bilemez, hicbir sekilde yazili olmayan kurallara sahip olun minibus adabi konusunda zorlanir. ornegin parayi binince mi verecek, yoksa inmeden once mi. ya da elden ele dolasan para konusudna sasirir, ve bu bilgiye net olarak bir kaynaktan erismesi zor, ancak bir turk ile iletisim kurarak bu bilgiye dogrudan erisir.
0
basubadelmevt
İstanbul'da tercihen Avrupa yakasında en iyi hurmayı nereden bulurum? İyiden kasıt katkısız olmasi ve şeker oranının normalden fazla olmaması.Tadım markası çıkarmış bir tane çok içimi baydı yerken.
İstanbul'da tercihen Avrupa yakasında en iyi hurmayı nereden bulurum? İyiden kasıt katkısız olmasi ve şeker oranının normalden fazla olmaması.Tadım markası çıkarmış bir tane çok içimi baydı yerken.
0
Tat-bak sanırım adı, şu zincir olan. Oradan alıyorum, etli ama parlak olmayan güzel bir cins. Parlak olanlar sanki şekerli su ile parlatılıyolar gibi.
0
Fatih, Fatih camisi bitişiğindeki malta çarşısında ve civarında,
sadece hurma satan dükkanlar mevcut.
aradığınızı orada bulabilirsiniz.
sadece hurma satan dükkanlar mevcut.
aradığınızı orada bulabilirsiniz.
0
Türkiye'de Kudüs hurması denen, ama aslında Kudüs menşeeli olmayan hurma çok güzel. Mısır Çarşısı arkasında, markasız olarak satılıyor. Çok iyi kalitede, İsrail'deki gibi değil elbette. Yoklukta alınır.
0
levent bilgen
Edebî kimliği, yazarlığı, romanları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Edebî kimliği, yazarlığı, romanları hakkında ne düşünüyorsunuz?
0
Polisiye yazan herkesi sevdiğim gibi onu da seviyorum ama son dönem eserleri hep birbirinin tekrarı, o beni üzüyor. Yani bi Patasana'ya ne bileyim Kavim'e bakıyorum bir de Kırlangıç Çığlığı'na bakıyorum, muazzam farklılıklar var, kitabın 50. sayfasına gelmeden tüm kurguyu çözebiliyorsun, bir önceki kitabın kopyası neredeyse, biraz yazayım da para kazanayım kaygısıyla yapılmış gibi.
0
Kitapları birbirine benzemeye başladı. Ben de severek okurdum, patasana en efsane kitabıydı ama sonu mesela fiyasko. Bir de kitaplarına tarihten geçmişten bir şeyler katması güzel oluyor. Eskiye oranla beğenmesem de okumaya devam ediyorum.
0
kitaplarının tümünü okudum. kötü birine benzemiyor. kitapları da hoş. edebi yönü güzel(bence).
0
Hikayelerini okudum. Üç beş sayfada anlatılan polisiye hikayenin pek bir heyecanı olmuyor fakat güzel. Dili kullanımı kötü değil. Çeviri, ne idüğü belirsiz polisiye okuyacağıma kendisini tercih ederim.
0
Çok iyi başladığını, Ninatta'nın Bileziği'nden sonra ise bir düşüşe geçtiğini düşünüyorum.
0
Polisiye romanları sevdiğim için seviyorum. Ancak pek çok yabancı polisiye roman edebi olarak Ahmet Ümit romanlarından kurgusal açıdan daha güzel. Ben de işin içinde yerel motifleri kullanmasını, biraz tarih, biraz lokasyon bilgisi vermesini seviyorum. Pozitifim yani.
0
FAtE
Merhaba,Geçenlerde burada insanlık tarihi ile ilgili kitap/kitap önerileri istemiştim. Çok güzel kitaplar önerildi, başta Tüfek Mikrop ve Celik.Şimdi ise romandan ziyade Tüfek Mikrop ve Çelik gibi alanında kült denebilecek kitap önerileri arıyorum. Romandan ziyade ilgi uyandıran herhangi bir konu ol
Merhaba,
Geçenlerde burada insanlık tarihi ile ilgili kitap/kitap önerileri istemiştim. Çok güzel kitaplar önerildi, başta Tüfek Mikrop ve Celik.
Şimdi ise romandan ziyade Tüfek Mikrop ve Çelik gibi alanında kült denebilecek kitap önerileri arıyorum. Romandan ziyade ilgi uyandıran herhangi bir konu olabilir.
Bilim-Evren, Tarih, Sosyoloji, Kişisel Gelişim, Din-İnanç vb gibi konularda şu kitap/kitaplar çok aydnlattı dediğiniz kitaplar varsa öğrenmek isterim.
Geçenlerde burada insanlık tarihi ile ilgili kitap/kitap önerileri istemiştim. Çok güzel kitaplar önerildi, başta Tüfek Mikrop ve Celik.
Şimdi ise romandan ziyade Tüfek Mikrop ve Çelik gibi alanında kült denebilecek kitap önerileri arıyorum. Romandan ziyade ilgi uyandıran herhangi bir konu olabilir.
Bilim-Evren, Tarih, Sosyoloji, Kişisel Gelişim, Din-İnanç vb gibi konularda şu kitap/kitaplar çok aydnlattı dediğiniz kitaplar varsa öğrenmek isterim.
0
Philip Zimbardo - "The Lucifer Effect" Kötülüğün temelleri üzerine. (Bu Türkçe'ye çevrildi mi bilmiyorum, aratınca Şeytan Etkisi diye bir şey cıkıyor ama terime mi gönderme yapıyor, kitaba mı bilemiyorum.)
Son zamanlarda Hariri'nin kitapları eklenmezse olmaz herhalde.
Seth Stephens-Davidowitz - "Everybody Lies" Big Data ile ilgili. (Türkçe'ye "Bana Yalan Söylediler" diye çevrilmiş) Çok güncel bilgiler var ve insanları anlamanızı, anlayamadığınızda daanlayış göstermenizi yönlendirmesi açısından çok önemli.
Kişisel Gelişim alanında Rolf Dobelli'nin "The Art Of Thinking Clearly" ve "The Art of The Good Life" kitaplarını çok seviyorum, referans kitabı olarak kullanırım hep. NTV yayınları Türkçe'ye çevirdi diye biliyorum. Ayrıca Amy Morin'in "13 Things Mentally Strong People Don't Do" isimli kitabı, Türkçe'ye "Zihinsel Olarak Güçlü İnsanların Yapmadığı 13 Şey" diye çevrilmiş. Hayatımda okuduğum en anlamlı, sakinleştirici, yol gösterici kitaplardan biriydi. Mark Manson'un "The Subtle Art Of Not Giving a F*ck" da Türkçe'ye "Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı" olarak çevrildi. Kült olduğundan değil ama son bir yılın en çok konuşulan kitaplarından biri olduğu için okunabilir. David Burns'un "Feeling Good/İyi Hissetmek" kitabı da keza çok faydalı.
Bilim-Evren, Bill Bryson'ın "The Short History of Nearly Everything" kitabı. Türkçe'ye "Hemen Her Şeyin Kısa Tarihi" diye çevrilmiş. Carl Sagan'ın kitapları.
Din-İnanç, Richard Dawkins'in kitapları. Benim şimdiye kadar en sevdiklerimden biri Michael Shermer'ın "Why People Believe Weird Things"/"İnsanlar Neden Saçma Şeylere İnanır" kitabı olmuştur. Yine Shermer'ın biraz dili zor olsa da önemli bir kitabı "The Science of Good and Evil".
Steven Pinker'ın "How Mind Works" kitabı beni çok bunalttı ama önemli bir kitap neticede.
Sosyoloji mi olur, insan ilişkileri mi artık nasıl kategorize edilir bilmiyorum ama Esther Perel'in "Mating In Captivity" kitabı, Türkçesi "Tutsak Cinsellik".
Son zamanlarda Hariri'nin kitapları eklenmezse olmaz herhalde.
Seth Stephens-Davidowitz - "Everybody Lies" Big Data ile ilgili. (Türkçe'ye "Bana Yalan Söylediler" diye çevrilmiş) Çok güncel bilgiler var ve insanları anlamanızı, anlayamadığınızda daanlayış göstermenizi yönlendirmesi açısından çok önemli.
Kişisel Gelişim alanında Rolf Dobelli'nin "The Art Of Thinking Clearly" ve "The Art of The Good Life" kitaplarını çok seviyorum, referans kitabı olarak kullanırım hep. NTV yayınları Türkçe'ye çevirdi diye biliyorum. Ayrıca Amy Morin'in "13 Things Mentally Strong People Don't Do" isimli kitabı, Türkçe'ye "Zihinsel Olarak Güçlü İnsanların Yapmadığı 13 Şey" diye çevrilmiş. Hayatımda okuduğum en anlamlı, sakinleştirici, yol gösterici kitaplardan biriydi. Mark Manson'un "The Subtle Art Of Not Giving a F*ck" da Türkçe'ye "Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı" olarak çevrildi. Kült olduğundan değil ama son bir yılın en çok konuşulan kitaplarından biri olduğu için okunabilir. David Burns'un "Feeling Good/İyi Hissetmek" kitabı da keza çok faydalı.
Bilim-Evren, Bill Bryson'ın "The Short History of Nearly Everything" kitabı. Türkçe'ye "Hemen Her Şeyin Kısa Tarihi" diye çevrilmiş. Carl Sagan'ın kitapları.
Din-İnanç, Richard Dawkins'in kitapları. Benim şimdiye kadar en sevdiklerimden biri Michael Shermer'ın "Why People Believe Weird Things"/"İnsanlar Neden Saçma Şeylere İnanır" kitabı olmuştur. Yine Shermer'ın biraz dili zor olsa da önemli bir kitabı "The Science of Good and Evil".
Steven Pinker'ın "How Mind Works" kitabı beni çok bunalttı ama önemli bir kitap neticede.
Sosyoloji mi olur, insan ilişkileri mi artık nasıl kategorize edilir bilmiyorum ama Esther Perel'in "Mating In Captivity" kitabı, Türkçesi "Tutsak Cinsellik".
0
dinle küçük adam
otostopçunun galaksi rehberi
yeraltında dünya var (refik halit karay)
sapiens
de rerum natura/Evrenin Yapısı (Norgunk Yayıncılık, çev. Tomris Uyar) başka çevirisini okumayın.
otostopçunun galaksi rehberi
yeraltında dünya var (refik halit karay)
sapiens
de rerum natura/Evrenin Yapısı (Norgunk Yayıncılık, çev. Tomris Uyar) başka çevirisini okumayın.
0
Yukarıda yazılanlara ek olarak:
Toplum üzerine
*Hasta Toplumlar - Robert B. Edgerton
*İnsan Toplumunun Kökenleri - Peter Bogucki
Cinsellik üzerine
*Bonk Seks ve Bilimin İlginç Çiftleşmesi – Mary Roach
*Cinselliğin Şafağı - Christopher Ryan, Cecilda Jetha
*Seks Neden Keyiflidir – Jared Diamond
*Öpüşme Metafizikten Erotiğe - Adriane Blue
Beyin-zihin üzerine
*Düşüncenin Coğrafyası - Richard E. Nisbett
*Bilinçaltının Gücü - Joseph Murphy
*Kadın beyni - Louann Brizendine
*Erkek beyni - Louann Brizendine
Psikoloji-felsefe-kişisel gelişim üzerine
* Doğuştan Yalancı Neden Yalan Söylemeden Yaşayamıyoruz? - Ian Leslie
* PSY-Q Ev Tipi Psikoloji Laboratuvarı - Ben Ambridge
* Gündelik Hayatta Felsefe Nasıl Kullanılır? - Gary Gutting
* Seçme Sanatı - Sheena Iyengar
Tıp
* Kan Revan İçinde - Roy Porter
* Batı Tıbbı Sağlığınızın Altını Nasıl Oyar - Shane Ellison
İşletme-Ekonomi üzerine
* Görünmeyen Ekonomi / Dünya Gerçekte Nasıl İşliyor? - Stephen J. Dubner, Steven D. Levitt
* Görünmeyen Ekonomist - Tim Harford
* Doğal İktisat Neden İktisat Neredeyse Her şeyi Açıklar - Robert H. Frank
*Bir Ekonomik Tetikçinin itiraFları serisi
Din üzerine
* Tanrı Beyni Beyin Neden İnanç Üretir? - Michael McGuire, Lionel Tiger
* Dünya Dinlerinde Hayatın Anlamı - Joseph Runzo, Nancy M. Martin
*Tanrının Öyküsü - Robert Winston
* İnanılmaza İnanmak İnanışların Evrimsel Kökenleri - Lewis Wolpert
Diğer
*Tam Benim Tipim - Simon Garfield
*Gündelik Hayatımızın Tarihi – Kudret Emiroğlu
Toplum üzerine
*Hasta Toplumlar - Robert B. Edgerton
*İnsan Toplumunun Kökenleri - Peter Bogucki
Cinsellik üzerine
*Bonk Seks ve Bilimin İlginç Çiftleşmesi – Mary Roach
*Cinselliğin Şafağı - Christopher Ryan, Cecilda Jetha
*Seks Neden Keyiflidir – Jared Diamond
*Öpüşme Metafizikten Erotiğe - Adriane Blue
Beyin-zihin üzerine
*Düşüncenin Coğrafyası - Richard E. Nisbett
*Bilinçaltının Gücü - Joseph Murphy
*Kadın beyni - Louann Brizendine
*Erkek beyni - Louann Brizendine
Psikoloji-felsefe-kişisel gelişim üzerine
* Doğuştan Yalancı Neden Yalan Söylemeden Yaşayamıyoruz? - Ian Leslie
* PSY-Q Ev Tipi Psikoloji Laboratuvarı - Ben Ambridge
* Gündelik Hayatta Felsefe Nasıl Kullanılır? - Gary Gutting
* Seçme Sanatı - Sheena Iyengar
Tıp
* Kan Revan İçinde - Roy Porter
* Batı Tıbbı Sağlığınızın Altını Nasıl Oyar - Shane Ellison
İşletme-Ekonomi üzerine
* Görünmeyen Ekonomi / Dünya Gerçekte Nasıl İşliyor? - Stephen J. Dubner, Steven D. Levitt
* Görünmeyen Ekonomist - Tim Harford
* Doğal İktisat Neden İktisat Neredeyse Her şeyi Açıklar - Robert H. Frank
*Bir Ekonomik Tetikçinin itiraFları serisi
Din üzerine
* Tanrı Beyni Beyin Neden İnanç Üretir? - Michael McGuire, Lionel Tiger
* Dünya Dinlerinde Hayatın Anlamı - Joseph Runzo, Nancy M. Martin
*Tanrının Öyküsü - Robert Winston
* İnanılmaza İnanmak İnanışların Evrimsel Kökenleri - Lewis Wolpert
Diğer
*Tam Benim Tipim - Simon Garfield
*Gündelik Hayatımızın Tarihi – Kudret Emiroğlu
0
-Bilim: Evrenin Zarafeti, İnsanın Kökeni, Sevişen Beden, Dil Doktoru.
-Sosyoloji: Kitleler Psikolojisi, Tembellik Hakkı, Devlet ve İhtilal.
-Sosyoloji: Kitleler Psikolojisi, Tembellik Hakkı, Devlet ve İhtilal.
0
Franz Fanon- Yeryüzünün Lanetlileri
Franz Fanon- Siyah Deri Beyaz Maske
Steve Biko-Siyah Bilinci
Etienne de la Bottie- Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev
Hannah Arendt-Kötülüğün Sıradanlığı
Ali Şeriati- Dine Karşı Din
Erich From - Sevme Sanatı
Franz Fanon- Siyah Deri Beyaz Maske
Steve Biko-Siyah Bilinci
Etienne de la Bottie- Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev
Hannah Arendt-Kötülüğün Sıradanlığı
Ali Şeriati- Dine Karşı Din
Erich From - Sevme Sanatı
0
Schick: Erotic Margin
Bertraud, Jean-Paul: Fransiz Devrimi Sirasinda Günlük Hayat (Nasıl çevrildi tam bilmiyorum. Bir bakmak gerek kitabın Türkçe'de nasıl isimlendirildiğine.)
''Kült denilebilecek'' kitaplardan, tabii ki E. Said'in Şarkiyatçılık kitabı.
Bertraud, Jean-Paul: Fransiz Devrimi Sirasinda Günlük Hayat (Nasıl çevrildi tam bilmiyorum. Bir bakmak gerek kitabın Türkçe'de nasıl isimlendirildiğine.)
''Kült denilebilecek'' kitaplardan, tabii ki E. Said'in Şarkiyatçılık kitabı.
0
kojonotsuki
Merhabalar,YDS Almanca'ya eşdeğer olacak şekilde 4 sınav var:Testdaf, DSD II, TELC Deutsch ve Goethe Institut.Şu anda B1'i bitirdim ve yukarıdaki sınavlardan birine girerek C1 belgesi almam lazım. Gelecek Eylül'e kadar da zamanım var. Sizce hangi sınava girmem daha mantıklı olur (hem kolaylık hem ge
Merhabalar,
YDS Almanca'ya eşdeğer olacak şekilde 4 sınav var:
Testdaf, DSD II, TELC Deutsch ve Goethe Institut.
Şu anda B1'i bitirdim ve yukarıdaki sınavlardan birine girerek C1 belgesi almam lazım. Gelecek Eylül'e kadar da zamanım var. Sizce hangi sınava girmem daha mantıklı olur (hem kolaylık hem geçerlilik)? Bunlardan herhangi birini deneyimleyen var mı?
iyi akşamlar.
YDS Almanca'ya eşdeğer olacak şekilde 4 sınav var:
Testdaf, DSD II, TELC Deutsch ve Goethe Institut.
Şu anda B1'i bitirdim ve yukarıdaki sınavlardan birine girerek C1 belgesi almam lazım. Gelecek Eylül'e kadar da zamanım var. Sizce hangi sınava girmem daha mantıklı olur (hem kolaylık hem geçerlilik)? Bunlardan herhangi birini deneyimleyen var mı?
iyi akşamlar.
0
testdaf daha akademik, goethe daha genel gecer.
ben goethe b1 aldim, zordu ama kursta cok deneme yaptigimiz icin hallettim.
ben goethe b1 aldim, zordu ama kursta cok deneme yaptigimiz icin hallettim.
0
tolga asp
bu bizim söz ve nişanlarda dağıttığımız nikah şekeri, mumluk gibi zımbırtılar yabancılarda da var mıydı? "wedding candle" olarak baktım da haliyle hep şeker çıktı, şekerden ziyade jel mum veya daha orjinal fikirleri görebilmek için fikir edineyim dedim ama anahtar kelimeyi bulamadım, yabancıların sö
bu bizim söz ve nişanlarda dağıttığımız nikah şekeri, mumluk gibi zımbırtılar yabancılarda da var mıydı?
"wedding candle" olarak baktım da haliyle hep şeker çıktı, şekerden ziyade jel mum veya daha orjinal fikirleri görebilmek için fikir edineyim dedim ama anahtar kelimeyi bulamadım, yabancıların söz ve nişan gibi özel günlerde dağıttığı şeyleri görmek için ne yazabilirim?
"wedding candle" olarak baktım da haliyle hep şeker çıktı, şekerden ziyade jel mum veya daha orjinal fikirleri görebilmek için fikir edineyim dedim ama anahtar kelimeyi bulamadım, yabancıların söz ve nişan gibi özel günlerde dağıttığı şeyleri görmek için ne yazabilirim?
0
wedding presents for guests diye arattım, wedding favors diye sonuçlar çıktı.
0
wedding gifts for guests diye aratın, karşınıza bizde de olan onlarca ıvır zıvır çıkıyor.
0
Bize güzel küçük kristal bardaklar verilmişti, üzerinde misafir isimleri kartlara iliştirilmişti. Sonra eve kart gönderiliyor genelde, “geldiğiniz için teşekkürler” diye.
0
hana bi
Merhaba,Orman/yeşil/ağaç yoğunluklu bir kolonya arıyorum, parfüm içerikli ya da esanslılardan değil, nispeten biraz daha yoğun ve sofistike."Rainforest" gibi bir ad var aklımda, ancak bildiğim hiçbir markada (Atelier Rebul, Selin, Eyüp Sabri.. ) rastlamadım.Önerilere açık.Teşekkürler!..NOT. Green Te
Merhaba,
Orman/yeşil/ağaç yoğunluklu bir kolonya arıyorum, parfüm içerikli ya da esanslılardan değil, nispeten biraz daha yoğun ve sofistike.
"Rainforest" gibi bir ad var aklımda, ancak bildiğim hiçbir markada (Atelier Rebul, Selin, Eyüp Sabri.. ) rastlamadım.
Önerilere açık.
Teşekkürler!..
NOT. Green Tea/ Yeşil Çay bir cevap değil :)
Orman/yeşil/ağaç yoğunluklu bir kolonya arıyorum, parfüm içerikli ya da esanslılardan değil, nispeten biraz daha yoğun ve sofistike.
"Rainforest" gibi bir ad var aklımda, ancak bildiğim hiçbir markada (Atelier Rebul, Selin, Eyüp Sabri.. ) rastlamadım.
Önerilere açık.
Teşekkürler!..
NOT. Green Tea/ Yeşil Çay bir cevap değil :)
0
Paşabahçe kolonyalarını denemeni tavsiye ederim, senin isteğine yakın olarak zambak ve bahar kolonyalarını denemek lazım.
0
curukturpkokusu'nun önerisine ek olarak selin sığla kolonyasını da deneyebilirsiniz. yine migroslarda var.
0
@evde liyakat kalmamis
Sığla'yı epeydir kullanıyorum. Ben daha yoğun bir orman kokusu arıyorum. Ardıç güzel ancak tam aradığım gibi değil, ağaçtan çok bitki notaları baskın gibi geldi.
Tüm öneriler için teşekkürler, aramaya devam :)
Başlık yeni önerilere de her zaman açık.
Sığla'yı epeydir kullanıyorum. Ben daha yoğun bir orman kokusu arıyorum. Ardıç güzel ancak tam aradığım gibi değil, ağaçtan çok bitki notaları baskın gibi geldi.
Tüm öneriler için teşekkürler, aramaya devam :)
Başlık yeni önerilere de her zaman açık.
0
Ardic meyvesi aslinda cok baskin herbal bir koku.
Agac notasi nasil olur ki? Odun kokan bir sey degil, ya yapragi ya meyvesi kokacak? Ihlamur da agactan, kiraz da.
Orman kokusu? Orman küf, nem kokuyor :) Ben anlayamadim sanirim.
Siz cam kokusuna yakin bir seyler mi ariyorsunuz acaba? Ya da zeytin?
Aradiginiz sey tek bir sisede degilse, Misir Carsisi´nda artik birkac tane kalmis esanscilara gitmelisiniz. Orada hic bilinmeyen kokulardan, klasik kolonya aromalarina kadar her sey bulunur. Begendiginiz esansi, orjinal kolonya ile karistirabilirsiniz. Oran ayarlamada da yardimci olurlar size orada.
Agac notasi nasil olur ki? Odun kokan bir sey degil, ya yapragi ya meyvesi kokacak? Ihlamur da agactan, kiraz da.
Orman kokusu? Orman küf, nem kokuyor :) Ben anlayamadim sanirim.
Siz cam kokusuna yakin bir seyler mi ariyorsunuz acaba? Ya da zeytin?
Aradiginiz sey tek bir sisede degilse, Misir Carsisi´nda artik birkac tane kalmis esanscilara gitmelisiniz. Orada hic bilinmeyen kokulardan, klasik kolonya aromalarina kadar her sey bulunur. Begendiginiz esansi, orjinal kolonya ile karistirabilirsiniz. Oran ayarlamada da yardimci olurlar size orada.
0
sandal ağacı ve sedir kolonyası bakabilirsin. ben şunu kokladım bir tek, hoşuma gitmedi ama odunsu kokuyor kesinlikle.
www.filizkolonya.com
biraz bakınınca şunu buldum mesela.
dadyaparfum.com
www.filizkolonya.com
biraz bakınınca şunu buldum mesela.
dadyaparfum.com
0
lion de la Turquie
hangi sitelerden bakmak lazim? gelistirme, test, lab uzerine is bakiyorum.elektrik muhendisi esim, beyaz esya sektorunde. 5 yil tecrubesi var lab, test ve gelistirmede toplamda.esim icin bakiyoruz, ben baslayacagim 2 ay icinde.
hangi sitelerden bakmak lazim? gelistirme, test, lab uzerine is bakiyorum.
elektrik muhendisi esim, beyaz esya sektorunde. 5 yil tecrubesi var lab, test ve gelistirmede toplamda.
esim icin bakiyoruz, ben baslayacagim 2 ay icinde.
elektrik muhendisi esim, beyaz esya sektorunde. 5 yil tecrubesi var lab, test ve gelistirmede toplamda.
esim icin bakiyoruz, ben baslayacagim 2 ay icinde.
0
amortisman
Merhaba,Öncelikle benim entelektüel tanımımı yapayım: Bence entelektüel çok bilen kişi değildir. Elbette entelektüelin bir birikimi olmalı ama entelektüelin asıl özelliği toplumu rahatsız etmesidir. Kimseye yaranmadan, ne halka ne de siyasetçilere mavi boncuk dağıtmayan, sevilmeye ihtiyacı olmayan,
Merhaba,
Öncelikle benim entelektüel tanımımı yapayım: Bence entelektüel çok bilen kişi değildir. Elbette entelektüelin bir birikimi olmalı ama entelektüelin asıl özelliği toplumu rahatsız etmesidir. Kimseye yaranmadan, ne halka ne de siyasetçilere mavi boncuk dağıtmayan, sevilmeye ihtiyacı olmayan, her türlü tabuya çekinmeden laf edebilen, geri adım atmayan kişidir entelektüel. Türkiye şartlarında işin ucunda hapis veya ölüm bile olabiliyor malum.
Bu bağlamda İlber Ortaylı bir entelektüel değildir. İyi bir tarihçidir, aydındır, elittir ama hem halkın hem de iktidarların sevdiği türden şeyler söylemektedir.
Mesela Sevan Nişanyan öyle değil. Adamı ülkede seven yok neredeyse. Atatürkçüler sevmez, islamcılar sevmez, solcular sevmez. Çünkü adam hiçbir mahalleye yaranma ihtiyacı gütmüyor ve bildiğini okuyor. Fikirlerinin çoğunu saçma bulurum ama özgürlüğüne düşkünlüğü saygı uyandırır bende.
Şerif Mardin ve Ahmet Altan da bu bağlamda entelektüeldir bence. Şerif Mardin, 90'larda "mahalle baskısı" kavramını ortaya attığında yer yerinden oynamıştı.
Sizin aklınıza kimler geliyor?
Öncelikle benim entelektüel tanımımı yapayım: Bence entelektüel çok bilen kişi değildir. Elbette entelektüelin bir birikimi olmalı ama entelektüelin asıl özelliği toplumu rahatsız etmesidir. Kimseye yaranmadan, ne halka ne de siyasetçilere mavi boncuk dağıtmayan, sevilmeye ihtiyacı olmayan, her türlü tabuya çekinmeden laf edebilen, geri adım atmayan kişidir entelektüel. Türkiye şartlarında işin ucunda hapis veya ölüm bile olabiliyor malum.
Bu bağlamda İlber Ortaylı bir entelektüel değildir. İyi bir tarihçidir, aydındır, elittir ama hem halkın hem de iktidarların sevdiği türden şeyler söylemektedir.
Mesela Sevan Nişanyan öyle değil. Adamı ülkede seven yok neredeyse. Atatürkçüler sevmez, islamcılar sevmez, solcular sevmez. Çünkü adam hiçbir mahalleye yaranma ihtiyacı gütmüyor ve bildiğini okuyor. Fikirlerinin çoğunu saçma bulurum ama özgürlüğüne düşkünlüğü saygı uyandırır bende.
Şerif Mardin ve Ahmet Altan da bu bağlamda entelektüeldir bence. Şerif Mardin, 90'larda "mahalle baskısı" kavramını ortaya attığında yer yerinden oynamıştı.
Sizin aklınıza kimler geliyor?
0
Tarifini yaptığınız tanıma uyan entelektüeller kendilerini popülarize edecek alanı bulamadıkları için pek tanınmazlar.
Verdiğiniz isimlerin bu tarife uygunluğu bile tartışmalı.
Verdiğiniz isimlerin bu tarife uygunluğu bile tartışmalı.
0
işte bu senin entelektüel tanımın oluyor.
Entelektüelden anlaşılması gereken muhalif olması değil. Entelektüel olmak başka bir şey muhalif olmak başka bir şey. entelktüel kendine göre doğru eylemlerinde muhalefeti de iktitarı da beğenebilir. Bu beğenme fikir birliği yerine salt maddi çıkar için olursa o iktidar yalakalığı oluyor.
Entelektüel salt muhalefet olma adına iktidar veya muhalefetin bütün eylemlerini peşinen reddetmeli mdiir?
Entelektüelden anlaşılması gereken muhalif olması değil. Entelektüel olmak başka bir şey muhalif olmak başka bir şey. entelktüel kendine göre doğru eylemlerinde muhalefeti de iktitarı da beğenebilir. Bu beğenme fikir birliği yerine salt maddi çıkar için olursa o iktidar yalakalığı oluyor.
Entelektüel salt muhalefet olma adına iktidar veya muhalefetin bütün eylemlerini peşinen reddetmeli mdiir?
0
Ne güzel bir tanımlama yapmışsın gözlerim yandı.
Bir daha düşünmelisin çok çiğ.
Bir daha düşünmelisin çok çiğ.
0
Benim kafamdaki entelektüel tanımı o değil. Entelektüel birikiminizin olması demek, sizin kesinlikle toplumda tartışma yaratacak, yeniden düşündürecek ya da sorgulatacak, değiştirecek kabiliyetiniz olduğu manasına gelmiyor, bence. Çoğu zaman, evet, entelektüel güç değiştirici güç olabiliyor. Son Osmanlı ya da erken Cumhuriyet Dönemi’nde olduğu gibi.
Sizin dediğinize yaklaşan bir kavram daha var: aydın. Bence onun “işi” rahatsızlık vermek, hem akademik çevrelere, hem hitap ettiği kitleye, hem de sıradan sokaktaki insana... N. Berkesler, Boratavlar elbette cadı avlarında kovalandıklarına göre bir rahatsızlık vermişlerdir. Bu demek oluyor ki, her içeri atılan ya da hükümetçe sevilmeyen yazar, akademisyen, gazeteci entelektüel ya da aydın olsun. Analojiden kaçınmak lazım burada.
Sizin dediğinize yaklaşan bir kavram daha var: aydın. Bence onun “işi” rahatsızlık vermek, hem akademik çevrelere, hem hitap ettiği kitleye, hem de sıradan sokaktaki insana... N. Berkesler, Boratavlar elbette cadı avlarında kovalandıklarına göre bir rahatsızlık vermişlerdir. Bu demek oluyor ki, her içeri atılan ya da hükümetçe sevilmeyen yazar, akademisyen, gazeteci entelektüel ya da aydın olsun. Analojiden kaçınmak lazım burada.
0
Kimseye yaranmama entelektüellik tanımı değildir, entelektüel basit bir tabirle bilgisine başvurulan insan demektir;
tr.wikipedia.org
İlber Ortaylı da sapına kadar entelektüeldir aynı şekilde Celal Şengör de.
tr.wikipedia.org
İlber Ortaylı da sapına kadar entelektüeldir aynı şekilde Celal Şengör de.
0
yılmaz vural futbol dünyasının entelektüelidir.
futbolcusunu entelektüel bir biçimde dövüyor, sövüyor ve seviyor.
futbolcusunu entelektüel bir biçimde dövüyor, sövüyor ve seviyor.
0
Sevan nisanyasshdehagshdhdhdhahha :)
Adam elinden gelse diri diri türk kesecek. Ermenilerden bahsederjen "bizzzzzz bizzzzzzz" demesi tarafsizligi zaten.
Adam elinden gelse diri diri türk kesecek. Ermenilerden bahsederjen "bizzzzzz bizzzzzzz" demesi tarafsizligi zaten.
0
Açtım iki sözlüğe baktım entelektüel tanımı için, tüm tahminlerimi bir kenara bırakarak. Biri "bilgi"yi andıktan sonra "ileri görüşlülüğü" diğeri ise "fikrî meselelerle uğraşan" ibaresini kullanmış. Buf-e kür'un "değiştirici güç" katkısını ve biryervarbiliyorum'un gramsci hatırlatmasını da oldukça değerli buluyorum.
Bunun dışında aydınla entelektüel arasındaki ayrımlar kesin değil. Bizde de "okumuş, bilgili" anlamında "aydın" sözcüğü kullanılıyor. Entelektüel'in bu anlamından sıyrılıp topluma yön veren kişi anlamını kazanması bir kavramsallaştırmaya, hem de çoktan yapılmış bir kavramsallaştırmaya bakar. Burada "esasen" şu ya da bu anlamda değildir, iddiasında bulunarak kolaya kaçmaktan ziyade soruyu "bilgili, fikrî meselelerle uğraşan ve topluma yön verecek potansiyeldeki kişiler, ahlaken, anaakım normlara ve yerleşik siyasal düzene muhalif olma sorumluluğu taşırlar mı?" diye genişletirsek mesafe alırız gibi geliyor.
-Gece bu mesajı düzenleyip tamamlamayı umuyorum, sevgiler:)-
Bunun dışında aydınla entelektüel arasındaki ayrımlar kesin değil. Bizde de "okumuş, bilgili" anlamında "aydın" sözcüğü kullanılıyor. Entelektüel'in bu anlamından sıyrılıp topluma yön veren kişi anlamını kazanması bir kavramsallaştırmaya, hem de çoktan yapılmış bir kavramsallaştırmaya bakar. Burada "esasen" şu ya da bu anlamda değildir, iddiasında bulunarak kolaya kaçmaktan ziyade soruyu "bilgili, fikrî meselelerle uğraşan ve topluma yön verecek potansiyeldeki kişiler, ahlaken, anaakım normlara ve yerleşik siyasal düzene muhalif olma sorumluluğu taşırlar mı?" diye genişletirsek mesafe alırız gibi geliyor.
-Gece bu mesajı düzenleyip tamamlamayı umuyorum, sevgiler:)-
0
0
entellektüel, belirli alanlarda derinleşebilmiş; bu alanlar hakkında öyle veya böyle bir takım kendine ait hususi fikirler yaratabilmiş bir kimsedir. bu şekilde tanımlayabilirz entellektüeli... tanımlarız tanımlamasına da, böyle yaparsak işin ahlaki boyutu eksik kalır; zira, bence entellektüel'in bir de özgülrükten yana olmak gibi ahlaki bir ödevi olmalıdır. o da şu tanımlamayla ifade edilebilir: " yalnızca benim gibi düşünenlerin söz aldığı bir yerde, tek yapabileceğim, tüm gücümle bu duruma karşı çıkmaktır."
bu bağlamda aklıma ilk gelen zat, enis batur'dur.
hatta, kendisinin alternatif:aydın adında tam da bu mevzularla ilgili ufuk açıcı denemelerinin olduğu bir eseri mevcuttur. buradan tavsiye ederim.
sonra... mehmet ali kılıç bay'da çok kıymet verdiğim bir entellektüelimizdir.
bu bağlamda aklıma ilk gelen zat, enis batur'dur.
hatta, kendisinin alternatif:aydın adında tam da bu mevzularla ilgili ufuk açıcı denemelerinin olduğu bir eseri mevcuttur. buradan tavsiye ederim.
sonra... mehmet ali kılıç bay'da çok kıymet verdiğim bir entellektüelimizdir.
0
Bence taniminiz entelektüelden ziyade aydin terimine daha cok uyuyor gibi.
Ilber ortayli örneginden yola cikarsak, kendisinin entelektüel birikiminin sorgulanmaya ihtiyaci yok, fakat tüm bu elde ettigi bilgileri objektif bir cerceve yerine, kendi ideolojisi baglaminda yorumlamasi onu aydin sinifinin disinda tutuyor bana kalirsa.
Ali nesin ve ahmet insel benim aklima gelen ilk isimler.
Entelektüel birikimi cok yüksek olmasa da ben kanat atkaya'yi da sayabilirim mesela bu alanda.
Ilber ortayli örneginden yola cikarsak, kendisinin entelektüel birikiminin sorgulanmaya ihtiyaci yok, fakat tüm bu elde ettigi bilgileri objektif bir cerceve yerine, kendi ideolojisi baglaminda yorumlamasi onu aydin sinifinin disinda tutuyor bana kalirsa.
Ali nesin ve ahmet insel benim aklima gelen ilk isimler.
Entelektüel birikimi cok yüksek olmasa da ben kanat atkaya'yi da sayabilirim mesela bu alanda.
0
buf-e kür
Uzun, huzurlu bir uykudan uyanmis bir sekilde bahceye indim. Günesin isitmasi, kuslarin civildamasi derken, iste orada, cimlerin uzerinde!Komsularin kedisi var mi bilmiyorum (benim bildigim kediler de oyle ulu orta cim uzerine pislemez degil mi?). Bunun bir kedinin olup olmadigini nasil bulacagim?
Uzun, huzurlu bir uykudan uyanmis bir sekilde bahceye indim. Günesin isitmasi, kuslarin civildamasi derken, iste orada, cimlerin uzerinde!
Komsularin kedisi var mi bilmiyorum (benim bildigim kediler de oyle ulu orta cim uzerine pislemez degil mi?). Bunun bir kedinin olup olmadigini nasil bulacagim? Simsiyah, parlak bir sekilde gorunmez degil mi kedinin buyuk tuvaleti? Kediden degilse baska onlemler almam gerekecek cunku.
Düzeltme: Yogun istek uzerine: eksiup.com
Yine ayni boyutta, ayni yere yakin bir baskasi: eksiup.com
Komsularin kedisi var mi bilmiyorum (benim bildigim kediler de oyle ulu orta cim uzerine pislemez degil mi?). Bunun bir kedinin olup olmadigini nasil bulacagim? Simsiyah, parlak bir sekilde gorunmez degil mi kedinin buyuk tuvaleti? Kediden degilse baska onlemler almam gerekecek cunku.
Düzeltme: Yogun istek uzerine: eksiup.com
Yine ayni boyutta, ayni yere yakin bir baskasi: eksiup.com
0
Ebattan anlayabilirsin eser sahibinin kim olduğunu. Kalınlık gerçek suçluyu ele verecektir.
Kediler de yeri geldiğinde isyan edip ulu orta çalışmalar yapıyorlar. Düşük ihtimal de olsa bir kediyle karşı karşıya olabiliriz.
Kediler de yeri geldiğinde isyan edip ulu orta çalışmalar yapıyorlar. Düşük ihtimal de olsa bir kediyle karşı karşıya olabiliriz.
0
kediler cime pisler maalesef. annemler de sokaktaki kedileri bahceden uzak tutmak icin cok caba sarfediyor.
0
Kediler meydan okunmuş hissetmiyorlarsa ulu orta zıçarlar.
Bölgenin daha büyük bir yırtıcı (bu örnekte insan) egemenliğinde olduğuna kani olmayan bir kediyi hiçbir güç pohunu gömmeye ikna edemez.
Bölgenin daha büyük bir yırtıcı (bu örnekte insan) egemenliğinde olduğuna kani olmayan bir kediyi hiçbir güç pohunu gömmeye ikna edemez.
0
@farabi, aslinda benim evimde de ve yan bahcede de kopek var.
Biz iki gün yoktuk. Bu sabah bir taze bir de kuru olmak uzere linkteki materyalden buldum bahcede. Ama kedi daha yuklu birakir gibi? Su sisesi kapagini yanina koydum, ebat esas denilince (bkz: rocket science ). Bilemiyorum, uzmanlar aciklasin.
Biz iki gün yoktuk. Bu sabah bir taze bir de kuru olmak uzere linkteki materyalden buldum bahcede. Ama kedi daha yuklu birakir gibi? Su sisesi kapagini yanina koydum, ebat esas denilince (bkz: rocket science ). Bilemiyorum, uzmanlar aciklasin.
0
for day to break
yeterli de biz mi kullanamıyoruz, avrupa ülkelerinin dilleri daha mı zengin ne, onlar daha güzel anlaşıyorlar bizler pek iletişim kuramıyoruz gibi...
yeterli de biz mi kullanamıyoruz, avrupa ülkelerinin dilleri daha mı zengin ne, onlar daha güzel anlaşıyorlar bizler pek iletişim kuramıyoruz gibi...
0
ülkeleri "kendi dilinde okuduğunu anlama" konusunda sıralamışlardı. olduğumuz sıra kötü.
dilde sıkıntı yok +1.
dilde sıkıntı yok +1.
0
Her ne kadar ilk yorum sorunuza güzel bir örnek gibi gelse de tek başına yeterli değil :) Her dilde küfür ve argo vardır.
Ben dilimizin güzel olduğunu düşünüyorum. Ismet Özel, Ahmet Erhan, Şükrü Erbaş, Cemal Süreya, Turgut Uyar... dilimiz güzel olmasaydı, olmazlardı.
Ihsan Oktay Anar, Vedat Türkali, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk... onlar da yeterli olmasaydı olmazlardı.
Ben dilimizin güzel olduğunu düşünüyorum. Ismet Özel, Ahmet Erhan, Şükrü Erbaş, Cemal Süreya, Turgut Uyar... dilimiz güzel olmasaydı, olmazlardı.
Ihsan Oktay Anar, Vedat Türkali, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk... onlar da yeterli olmasaydı olmazlardı.
0
Dilin zenginliğini günlük hayatta aramak çok mantıklı değil zaten çıkış noktanızda mantık yok. Avrupa ülkeleri gündelik yaşamı ortalama kaç kelimeyle geçiriyor bizle aralarında dağlar kadar fark mı var da böyle bir kompleks edindiniz?
0
Dilin zenginliği gündelik hayat dahil her katmanda aranmalı. Hayatın ta kendisi gündelik hayat. Dili haiz olduğun kadar zihnini haizsin. Dilde ne kadar mahirsen, insanlığında o kadar mahirsin. İnsan zihninde gündelik hayat şarteli yoktur. Şarteli açınca başka kapatınca başka bir zihinsel duruma geçiş yapamazsın. Dil kaygısını, dilin zenginliği kaygısını yaşayan insan ekmek alırken de, edebiyat eseri kaleme alırken de aynı derinlikte bir dil programı yürütür. Aksi antropolojik olarak mümkün değildir.
Günlük hayatta dilin zenginliği yoktur / ihtiyaç yoktur savı akıl tembelliği ambalajıdır.
Günlük hayatta dilin zenginliği yoktur / ihtiyaç yoktur savı akıl tembelliği ambalajıdır.
0
Yetersiz dil diye bir kavram yok ki. 100 kelimelik bir dilin varolduğunu düşünelim. Onu da sadece 100 kelimeye ihtiyacı olan insanlar üretmişlerdir. Daha fazlası ya da azından söz etmek mümkün değil. İhtiyaca göre her gün şekil değiştirerek ilerliyor dil.
Avrupa ülkelerinin dilleri, hep birden incelenecek diller de değiller. Bükümlüsü var, Türkçe gibi eklemeli dili var. Dil aileleri ve dillerin sınıflandırılması diye küçük bir arama yaparsanız, göreceksiniz Avrupa’daki çeşitliliği de.
İletişim niye güzel başkalarında, ne demek istendi bu yorumla, ben çok anlayamadım. Birbiriyle güzel anlaşmaktan kasıt aslında medeni olmak mı, başka bir şey mi?
Avrupa ülkelerinin dilleri, hep birden incelenecek diller de değiller. Bükümlüsü var, Türkçe gibi eklemeli dili var. Dil aileleri ve dillerin sınıflandırılması diye küçük bir arama yaparsanız, göreceksiniz Avrupa’daki çeşitliliği de.
İletişim niye güzel başkalarında, ne demek istendi bu yorumla, ben çok anlayamadım. Birbiriyle güzel anlaşmaktan kasıt aslında medeni olmak mı, başka bir şey mi?
0
Bir de, dilde yetkinlik, dili iyi seviyede kullanma konuları aslında Türkçe kullanıcıları için çok sorun oluşturmuyor. Göze batan hatalar yapmıyor mesela yeni konuşmaya başlayan çocuklar. Kuralllar genelde işlediğinden (biz farkında olmadan), istisnalar da az olduğundan, mesela geçmiş zamanı bir kez doğru çekimlediyse çocuk, devamı da doğru geliyor. Dilde yetkinlik bazı dil kullanıcıları için artı on yaşa tekabül ediyor. Tabii, sonra sosyal etkenlerle günde 50 kelime ile konuşursunuz, o ayrı.
0
dendigi gibi iletisim icin yetersiz dil yoktur. dil ihtiyaclara gore gelisir ve degisir. iletisim icin yeni kavramlara, ifadelere ihtiyac oldukca dil de bunlari kapsayacak sekilde gelisir. zenginlik acisindan bakarsak o da aslinda yine ihtiyaclara gore sekillenir. kar'i (kisin yagan kar) tanimlamak icin Isvecce'de 25, Izlandaca'da 46 farkli kelime mevcut. simdi bu bu dillerin daha zengin oldugunu mu gosterir? yoksa oradaki ihtiyaclara ve cevre sartlarina gore dilin evrildigini mi?
avrupa dillerinde genelde kolay gelsin, gecmis olsun, cok yasa, afiyet olsun gibi, bizim dilimizde cokca kullanilan ve bizim icin cok dogal olan terimlerin birebir karsiligi yok. bu da turkce'nin zenginligi ve bizim kulturumuzdeki kibarliktan ve aile/sosyal cevrenin oneminden gelen bir ihtiyac bence
avrupa dillerinde genelde kolay gelsin, gecmis olsun, cok yasa, afiyet olsun gibi, bizim dilimizde cokca kullanilan ve bizim icin cok dogal olan terimlerin birebir karsiligi yok. bu da turkce'nin zenginligi ve bizim kulturumuzdeki kibarliktan ve aile/sosyal cevrenin oneminden gelen bir ihtiyac bence
0
Avrupa dilleri kadar kıytırığı az bulunur.
Danimarka'da bir köyden öbürüne git konuşulan dil değişiyor, Danca diye tek bir dil yok düşün.
Stockholm'de öğrendiğin İsveççe Malmö'de geçmiyor, anlamıyorsun Skånska falan.
Bu söylediklerim muhtemelen Baltık ülkeleri için de geçerli.
Türkçe gibi zengin dil mi var la batıda:)
Türkçe'deki duygu durumunu anlatacak yazılı sözlü o kadar çok şey var ki.
İsveç'te hala millet birbirine sinirlenince Fucking shit, fuck you falan diyor adamların küfürleri bile yetersiz, o duygu durumunu anlatmaya müsait değil.
Dilimizin estetiği de kötü değil kesinlikle. Bir Almanca, bir Danca'ya bak bir de Türkçe'ye.
Ha bu şu demek değil; herkes mükemmel Türkçe konuşuyor veya kendisini harika ifade ediyor ya da Türkiye'nin dil eğitimi iyi falan... alakası yok.
Ama uğraşana, kafa yorana bizim dil çok zengin. Fransızca'dan Farsça'ya kadar da etkileşimi var.
Danimarka'da bir köyden öbürüne git konuşulan dil değişiyor, Danca diye tek bir dil yok düşün.
Stockholm'de öğrendiğin İsveççe Malmö'de geçmiyor, anlamıyorsun Skånska falan.
Bu söylediklerim muhtemelen Baltık ülkeleri için de geçerli.
Türkçe gibi zengin dil mi var la batıda:)
Türkçe'deki duygu durumunu anlatacak yazılı sözlü o kadar çok şey var ki.
İsveç'te hala millet birbirine sinirlenince Fucking shit, fuck you falan diyor adamların küfürleri bile yetersiz, o duygu durumunu anlatmaya müsait değil.
Dilimizin estetiği de kötü değil kesinlikle. Bir Almanca, bir Danca'ya bak bir de Türkçe'ye.
Ha bu şu demek değil; herkes mükemmel Türkçe konuşuyor veya kendisini harika ifade ediyor ya da Türkiye'nin dil eğitimi iyi falan... alakası yok.
Ama uğraşana, kafa yorana bizim dil çok zengin. Fransızca'dan Farsça'ya kadar da etkileşimi var.
0
Ha bir de İsveççe'de 25 tane farklı kar kelimesi yok. Çeşit çeşit kar var hepsinin tipi var. Hepsinin de adı "snö". Brunsnö, gulsnö, mjuksnö, fluffigsnö vb bir de fryst var donmuş yani.
Bizde de yumuşak kar dersin, sert kar dersin, lapa kar dersin. Buz dersin, kırağı dersin. Öyle bir zenginlik yok yani.
Bizde de yumuşak kar dersin, sert kar dersin, lapa kar dersin. Buz dersin, kırağı dersin. Öyle bir zenginlik yok yani.
0
Eğitim iyi olmadığı için ifade gücü üst düzey olan Türkçeyi iyi kullanamadığımızı düşünüyorum. Ferrarimiz var ama ehliyetimiz yok gibi.
0
1984'te, insanların "Düşünmesini" engellemek için yapılan en büyük atılım, dili basitleştire basitleştire bir zaman sonra insanların olumsuz bir şey düşünmesinin önüne geçmekti. Misal mutlu kelimesinin bir karşılığı olmuyordu, mutsuz yerine -mutlu çok mutlu demek yerine de mutlu+ çok çok mutlu yerine mutlu++ gibi bir kelime kullanıyorlardı, yani böyle böyle cümle kurmayı imkansız hale getiriyorlardı. Cümle kuramayınca da bunun düşüncelere yansıyacağını; bireylerin olumsuz bir şey düşünülemeyeceğini, düşünemeyince de devlet adına olumsuz bir şey yapamayacaklarını düşünüyorlardı. Bizdeki durum mesela tam tersi; her konu için birden fazla kelime var aynı konuyu pek çok şekilde anlatabiliyorsun, dilini kullanabiliyorsan metaforlar alegoriler alabildiğince derya deniz fakat Alman bi adama bakıyorsun "Sabah erken kalkıp elde çorap halının desenlerini incelerken" cümlesini tek bir kelimeyle açıklayacak bir şey buluyor, asıl yetersizlik bu bence bizim dil baya baya zengin bu anlamda.
0
nick bulamadim
şimdi ben ders programına baktım. öğleden sonra bazı 1-2 hafif ders var. öğleden sonraki zamanımı başka bir işe ayırmak için bu derslere girmesem mi diyorum. dersler de türk dili ya da başka basit seçmeli dersler. ben bu derslere girmesem ve sınavlardan yüksek not alsam geçebilir miyim? mesela ingil
şimdi ben ders programına baktım. öğleden sonra bazı 1-2 hafif ders var. öğleden sonraki zamanımı başka bir işe ayırmak için bu derslere girmesem mi diyorum. dersler de türk dili ya da başka basit seçmeli dersler. ben bu derslere girmesem ve sınavlardan yüksek not alsam geçebilir miyim? mesela ingiliceye giriş dersi var. muafiyeti kaçırdığım için dersi almak zorundayım. ama zaman kaybı. ya da bu derslere ve sınavlara girmesem seneye alsam ortalamamı düşürür mü? bazı dersler basit ve seçmeli olsa da daha önce bilgimin olmadığı alanlar.
eğer bu olursa harika olur tüm hafta öğleden sonrasını başka bir şeye ayırmak istiyorum.
eğer bu olursa harika olur tüm hafta öğleden sonrasını başka bir şeye ayırmak istiyorum.
0
Devam zorunluluğu yoksa derslere girmek zorunda değilsin. Üniversitenin yarısında okula gitmedim ben mesela, sadece kendi başıma anlayamayacagimi düşündüğüm derslere giriyordum.
Eğer dersi alır da sınava vs girmezsen ortalaman tabi ki düşer.
Yani bilmen gereken şu, ders zorunlu mu, devam zorunluluğu var mı?
Eğer dersi alır da sınava vs girmezsen ortalaman tabi ki düşer.
Yani bilmen gereken şu, ders zorunlu mu, devam zorunluluğu var mı?
0
Bu derslerde genelde devam zorunlulugu oluyor. Hocalari da biraz takintili oluyor, cünkü herkes bu dersleri yük olarak goruyor. Programina uymuyorsa, dordundu sinifta bile alabilirsin, ben de 3. sinifta baska bir derse saydirdim, yonetmelige bakmak lazim.
Almamakta diretmistim. Erasmus donemimde Modern Ortadogu Tarihi diye secmeli bir ders alip Siyasal´dan, Türkiye´de saydirdim.
Almamakta diretmistim. Erasmus donemimde Modern Ortadogu Tarihi diye secmeli bir ders alip Siyasal´dan, Türkiye´de saydirdim.
0
zorunlu dersleri daha sonraki yıllara bırakabiliyor muyuz? aldığım ve sonuçtan memnun olmadığım dersi daha sonra ortalamayı yükseltmek için tekrar alabiliyor muyuz?
0
Bruce
Manitacılık uygulamalarında takılıyorum şu sıralar, aradığı erkeğin zeki olmasını istediğini profiline yazan ve eşleştiğim neredeyse tüm kadınlar benden bile zeki olmuyorlar. Güzellikle alakası yok bunun, güzeli de isteyebiliyor çirkini de. Tamamdır bi challenge yapalım diyorsun, böyle ironiler keli
Manitacılık uygulamalarında takılıyorum şu sıralar, aradığı erkeğin zeki olmasını istediğini profiline yazan ve eşleştiğim neredeyse tüm kadınlar benden bile zeki olmuyorlar. Güzellikle alakası yok bunun, güzeli de isteyebiliyor çirkini de. Tamamdır bi challenge yapalım diyorsun, böyle ironiler kelime oyunları witty bişeyler yapıyorsun anlamıyor ehi ehi diyip kalıyor. "Benimkini anlamıyon, doğru düzgün bi zeki bulsan iletişim kuramıycan lo " diyesim geliyor ama demiyorum.
Bunu nasıl açıklarsınız? İnsan kendinde olmayanı mı arar? Ben öyle düşünmüyorum ama peki kendinde olmayanı aramayı da kabul edebilir miyiz? Şey gibi bişey mi bu, gitar çalmayı bilmiyorsun ama sırf sahip olmuş olmak için amerikan telecaster istiyorsun...
Bunu nasıl açıklarsınız? İnsan kendinde olmayanı mı arar? Ben öyle düşünmüyorum ama peki kendinde olmayanı aramayı da kabul edebilir miyiz? Şey gibi bişey mi bu, gitar çalmayı bilmiyorsun ama sırf sahip olmuş olmak için amerikan telecaster istiyorsun...
0
Valla zekiler de zeki istiyor ama zeki istiyorum diye bagirmiyorlar. Hatta genel olarak ne istediklerini afise etmiyorlar. Kendileri gozlemliyorlar zaten. Bizim bu salak aplalar da siparis verir gibi dosuyor.
0
@palve, aynen öyle! Gerçekten zeki bir kadının bunu böyle afişe ettiğini görmedim yine aynı mecrada. Demek ki sipariş verir gibi yazmanın zekayla orantısı var...
0
manitacılık uygulamalarında witty bir şeyler, ironiler ve kelime oyunlarıyla zeka testi yapıyorsan kusura bakma ama sende de pek bi' şey yokmuş bence.
0
olum tinder tübitak zeka yarışma uygulaması mı?
hatun seni begenirse gerizekali olsan da konusur.
oraya zeki insanlardan hoşlaniyorum yazmasinin sebebi:
"ben buraya gelen boş beles hatunlardan degilim. cok ulvi amaclar icin buradayim. herkesle isim olmaz" mesaji vermek.
hatun seni begenirse gerizekali olsan da konusur.
oraya zeki insanlardan hoşlaniyorum yazmasinin sebebi:
"ben buraya gelen boş beles hatunlardan degilim. cok ulvi amaclar icin buradayim. herkesle isim olmaz" mesaji vermek.
0
Ne yazsınlar? Salak ve cirkin erkek arıyoruz mu? Bu konuda, zaten genelde klise laflar edilmez mi? ''Uzun boylu, yakisikli, zeki, ozguvenli olsun.'' cok gorulur/duyulur da ''ezik'' ariyorum diyen az cikar.
Bir de zeki insan ne demek? Bölümümde bir hoca vardı, daha genc bir Dr. olmasına ragmen inanılmaz bilgili, analitik düsüncede asmis, sürekli kendini gelistiren bir insandı. Ama ilgisi, bilgisi bölümle sınırlıydı. Sosyal yönünü hic gelistirmemisti. Gecen hafta medyada dönen bir haberle ilgili ironik bir soz soylense,o anlamazdı mesela.
Acaba zekiden kastınız entelektüel insan mi?
Bu insanlarla sevisecek misiniz yoksa ilk bulusmada 19. yüzyıl Sosyal Darwinizmi mi tartisacaksiniz?
Bir de zeki insan ne demek? Bölümümde bir hoca vardı, daha genc bir Dr. olmasına ragmen inanılmaz bilgili, analitik düsüncede asmis, sürekli kendini gelistiren bir insandı. Ama ilgisi, bilgisi bölümle sınırlıydı. Sosyal yönünü hic gelistirmemisti. Gecen hafta medyada dönen bir haberle ilgili ironik bir soz soylense,o anlamazdı mesela.
Acaba zekiden kastınız entelektüel insan mi?
Bu insanlarla sevisecek misiniz yoksa ilk bulusmada 19. yüzyıl Sosyal Darwinizmi mi tartisacaksiniz?
0
Kendisini "Ben böyle böyleyim" demeden anlatamayanlar ve sipariş gibi "Ben şunu şunu istiyorum"cuların tümünü pas geçiyorsunuz, voila!
Sonra zaten pek profil kalmıyor.
Sonra zaten pek profil kalmıyor.
0
@buf-e kür, bunu oraya yazması farklı, araması farklı. zeki insan arıyorum demek nasıl bir üstten bakma, kendini tepede görmedir? "sen kimsin ki bakkaldan sipariş verir gibi şundan olsun bundan olsun diyebiliyorsun" diyebilirim ben mesela. bu içi boş özgüvenin, kendini dev aynasında görmenin normal olduğunu düşünmüyorsun sanırım.
zekiden kasıtlarının ne olduğunu da onlara sormak lazım, burada zeka kıstasını koyan ben değilim ama en basitinden ironi anlamayan, anlamadığını bile anlamayan insanın ne zeki ne de entelektüel olabileceğine inanıyorum.
ve yine, burada zeki olma kıstası olan ben olmadığım için konunun benim ne tartışacağımla alakası yok. ama evet, en azından zeki olmasa bile zeki olmadığının farkında olan biriyle sevişmek isterim. sosyal darwinizm konuşabiliyorsa yanında yatma da ye zaten.
zekiden kasıtlarının ne olduğunu da onlara sormak lazım, burada zeka kıstasını koyan ben değilim ama en basitinden ironi anlamayan, anlamadığını bile anlamayan insanın ne zeki ne de entelektüel olabileceğine inanıyorum.
ve yine, burada zeki olma kıstası olan ben olmadığım için konunun benim ne tartışacağımla alakası yok. ama evet, en azından zeki olmasa bile zeki olmadığının farkında olan biriyle sevişmek isterim. sosyal darwinizm konuşabiliyorsa yanında yatma da ye zaten.
0
İş ilanları gibi işte birisi ilk ilanı vermiş diğerleri ondan kopyalamış. Zeki erkek bulup satranç oynayacak sanki mk. Ulan bu memlekette herkes kriter sahibi oldu. Şimdi karar aldım sabaha kadar kriter kasıcam asdfhhjsj
0
"sen kimsin ki bakkaldan sipariş verir gibi şundan olsun bundan olsun diyebiliyorsun" denemez bence. Kullanilan uygulama ne bilmemekle beraber, pizzaci uygulamasindan pizza soyleyebiliyoruz, tinder ve benzerlerinden de siparise gore ya da secenekler arasindan es secilebiliyoruz diye biliyorum, dogru mudur? "1.83 boyunda, yesil gozlu ve Klinik Antropoloji uzmani kadin ariyorum. 1.82 olanlar yazmasin." desem mesela, tinder´in mantalitesine ters olmaz. Kadin da, o nedenle "zeki erkek ariyorum." diyebilir, hatta kendisi oyle olmasa da.
Kendini dev aynasında görmenin normal olduğunu düşünmüyorum. Ama korkunc bir yuzu olan insanin gidip fotomodel aramasini normal buluyorum. Bu kendini ustun gormek, kendini bilmemek degil bence. Ister ya hu, kendinde olmayani da ister.
Ben, "zeki erkekler yazsin pls!" kadinlarinin bir teste dahil edilmesinden, bu kriterinin aslinda iki tarafca da konuldugu, hatta ironiyi anlamayan karsi tarafin begenilmemesinden de, entelektüelligin de bir kistas oldugu cikarimini yaptim. Yanlis anlamis olabilirim.
Kendini dev aynasında görmenin normal olduğunu düşünmüyorum. Ama korkunc bir yuzu olan insanin gidip fotomodel aramasini normal buluyorum. Bu kendini ustun gormek, kendini bilmemek degil bence. Ister ya hu, kendinde olmayani da ister.
Ben, "zeki erkekler yazsin pls!" kadinlarinin bir teste dahil edilmesinden, bu kriterinin aslinda iki tarafca da konuldugu, hatta ironiyi anlamayan karsi tarafin begenilmemesinden de, entelektüelligin de bir kistas oldugu cikarimini yaptim. Yanlis anlamis olabilirim.
0
herkes istediğini arayabilir, zeki olmayanlar zekiyi de ama bu durum bu insanların içinde bulundukları durumun benim için "tuhaf" olduğu gerçeğini değiştirmiyor . 1,50 bir kadının uzun erkek araması ile aynı değil bu durum çünkü erkekler kadınlardan uzundur fizyolojik olarak. ama obez bir kadının six pack'li bir erkek araması abestir çünkü normal şartlarda six pack'i olan bir erkeğin kendi gibi olanı seçeceğini düşünülür. o kadının six pack'li bir erkeğin ona bakacağını düşünmesi benim açımdan bir hezeyandır ve bu durumun absürt olduğunu düşünmenin gayet normal olduğunu düşünüyorum.
zeka ise obez ya da six pack'li olmaktan daha "değiştirilemez" bir özellik, haliyle daha "seçkin". bu sebeple obez bir kadının six pack'li bir erkeği "hak ettiği" düşüncesi zeki olmayan bir kadının zeki bir erkeği "hak ettiği" düşüncesinden daha bile anlaşılabilir. zeki olmayan bir insanın kendini zeki sanması ve zeki olanı araması ise çok büyük bir hezeyan benim için. çünkü six pack'li bir erkek balık eti seviyor olabilir, yakışıklı bir erkek zeki sevdiği için zeki ama çirkin bir kadınla olabilir ama zeki bir erkeğin salak bir kadınla birlikte olması bunlardan daha düşük bir olasılık. elbet sırf seks için salak bir kadını seçebilir zeki erkek ama diğerlerine göre daha az rastlandığını düşünüyorum. ki aslında asıl olay bu da değil, dediğim gibi, kadının kendini nimetten görüp zeki erkek isteme cüreti. istesin, hatta bulsun ama komik duruyor, gülünç duruyor.
evet, belirli ölçüde zeki olması benim için bir kıstas ama ben bunu bahsettiğim cüreti göstererek "zeki olmayan yazmasın" diye bağıra çağıra belirtmiyorum çünkü ben çok zeki olmadığımı biliyor ve en azından kendim kadar zekisini arıyorum. ha, o "test" denilen şeyi de sırf zeki erkek istiyorum diyenlere yapıyorum ki test de denemez ona, dediğim gibi basit şeyler.
zeka ise obez ya da six pack'li olmaktan daha "değiştirilemez" bir özellik, haliyle daha "seçkin". bu sebeple obez bir kadının six pack'li bir erkeği "hak ettiği" düşüncesi zeki olmayan bir kadının zeki bir erkeği "hak ettiği" düşüncesinden daha bile anlaşılabilir. zeki olmayan bir insanın kendini zeki sanması ve zeki olanı araması ise çok büyük bir hezeyan benim için. çünkü six pack'li bir erkek balık eti seviyor olabilir, yakışıklı bir erkek zeki sevdiği için zeki ama çirkin bir kadınla olabilir ama zeki bir erkeğin salak bir kadınla birlikte olması bunlardan daha düşük bir olasılık. elbet sırf seks için salak bir kadını seçebilir zeki erkek ama diğerlerine göre daha az rastlandığını düşünüyorum. ki aslında asıl olay bu da değil, dediğim gibi, kadının kendini nimetten görüp zeki erkek isteme cüreti. istesin, hatta bulsun ama komik duruyor, gülünç duruyor.
evet, belirli ölçüde zeki olması benim için bir kıstas ama ben bunu bahsettiğim cüreti göstererek "zeki olmayan yazmasın" diye bağıra çağıra belirtmiyorum çünkü ben çok zeki olmadığımı biliyor ve en azından kendim kadar zekisini arıyorum. ha, o "test" denilen şeyi de sırf zeki erkek istiyorum diyenlere yapıyorum ki test de denemez ona, dediğim gibi basit şeyler.
0
Zeki falan aramiyorlar aslinda, onlarin zeki dedigi baska sey, zeki nedir bilmiyorlar zaten.
Kaldi ki gercekten zeki adamlarla karsilassa cogunu begenmeyebilirler.
@bufekur un dedigi gibi onlarin istedigi entellektuel adamlar. Entellektuel adami gorunce aha bu zeki diyorlar, ben bundan istiyom. Isin zeka kismindan bahsedeceksen kizlarin zeka da zeka diye yanip tutustugu sey sosyal zekadan baska sey degil.
Bundan etkileniyorlar. Buna agzi laf yapmak de, ne dersen de. Bu da sosyal zekanjn bir parcasi zaten.
Siparis kismina gelince, evet boyle sunun istiyorum bunu istiyorum diye dogrudan talepte bulunulunca sinir bozucu oluyor, "ulan sen kimsin ki" diyesi geliyor insanin ama yine @bufekur un dedigi gibi buna uygun uygulama tinder, arz-talep uygulamasi.
Erkek kismi bu kriterlerini genelde profile yazmiyor stratrjik hata olacsgi icin ama bu tur net kriterler erkekte de var.
Hatta erkegin kritlerli dsha keskin bana sorarsan. Kızların o tercih kriterleri her an kirilabilir. 1.85ten asagisiyla isim olmaz diyen kiz ertesi gun ani bir fikir degisikligiyle 1.78lik adamla takilabilir.
Dedigim gibi erkekler bunlari dogrudan profiline yazamadigi icin kadin profilinde siparis gorunce fazla kibirli duruyor.
Bu uygulamalarda erkek arz eder kadin secim yapar, daima da arz fazlasi vardir. Date piyasasinin kurali bu. Dolayisiyla secim yapan taraf arz edenlere kriterleri dogrudan sunabilir arz deryasinda bogulmamak icin.
Sen oraya 1.65ten asagisi yazmasin, bilmemkac kiloyu gecmesin ya da genel kultur seviyesi dusuk olanlar uzak dursun falan yazarsan yoklukta gideri olan kizi kacirsbilirsin yokluk zamaninda. Yoksa kurallar herkese ayni, sen de profile kriter yazma hakkini kullanabiliesin.
Kadin ile erkegi ayni kefeye koyup denk kabul ederek yargilama yapmaya calisinca boyle durumlari anlamak zorlasiyor iste. Tamamen farkli çalışan biyolojileri var bu iki cinsin, hatta yapi olarak birbirine cok benzeyen iki farkli canli turu.
Kaldi ki gercekten zeki adamlarla karsilassa cogunu begenmeyebilirler.
@bufekur un dedigi gibi onlarin istedigi entellektuel adamlar. Entellektuel adami gorunce aha bu zeki diyorlar, ben bundan istiyom. Isin zeka kismindan bahsedeceksen kizlarin zeka da zeka diye yanip tutustugu sey sosyal zekadan baska sey degil.
Bundan etkileniyorlar. Buna agzi laf yapmak de, ne dersen de. Bu da sosyal zekanjn bir parcasi zaten.
Siparis kismina gelince, evet boyle sunun istiyorum bunu istiyorum diye dogrudan talepte bulunulunca sinir bozucu oluyor, "ulan sen kimsin ki" diyesi geliyor insanin ama yine @bufekur un dedigi gibi buna uygun uygulama tinder, arz-talep uygulamasi.
Erkek kismi bu kriterlerini genelde profile yazmiyor stratrjik hata olacsgi icin ama bu tur net kriterler erkekte de var.
Hatta erkegin kritlerli dsha keskin bana sorarsan. Kızların o tercih kriterleri her an kirilabilir. 1.85ten asagisiyla isim olmaz diyen kiz ertesi gun ani bir fikir degisikligiyle 1.78lik adamla takilabilir.
Dedigim gibi erkekler bunlari dogrudan profiline yazamadigi icin kadin profilinde siparis gorunce fazla kibirli duruyor.
Bu uygulamalarda erkek arz eder kadin secim yapar, daima da arz fazlasi vardir. Date piyasasinin kurali bu. Dolayisiyla secim yapan taraf arz edenlere kriterleri dogrudan sunabilir arz deryasinda bogulmamak icin.
Sen oraya 1.65ten asagisi yazmasin, bilmemkac kiloyu gecmesin ya da genel kultur seviyesi dusuk olanlar uzak dursun falan yazarsan yoklukta gideri olan kizi kacirsbilirsin yokluk zamaninda. Yoksa kurallar herkese ayni, sen de profile kriter yazma hakkini kullanabiliesin.
Kadin ile erkegi ayni kefeye koyup denk kabul ederek yargilama yapmaya calisinca boyle durumlari anlamak zorlasiyor iste. Tamamen farkli çalışan biyolojileri var bu iki cinsin, hatta yapi olarak birbirine cok benzeyen iki farkli canli turu.
0
bir zeka içerse kendi şahsiyetleri zaten ben zeki erkek isterem deyü dolanmazlar ortalıkta. zeka muğlak ve ucu açık bir kavram çünkü, etimolojik-tarihsel ele alırsan başka, psikososyal açıdan ele alırsan başka... yani bu yazdığım kadarını bile düşünen biri ben zeki herif istiyom derken zaten bir kendinden şüphelenmesi lazım herhalde dur la ben ne diyorum diye.
0
nick bulamadim
öğrenciler farklı şehirdeki evlerine giderlerken nasıl götürüyorlar eşyalarını? bavul hazırladım 25 kilo oldu. bunun dışında kitaplar, 2-3 ayakkabı hariç. toplam 40 kilo olur sanırım. öğrenciler bunları nasıl taşıyor? bir de pegasusa baktım ek bagaj hakkı kilosu 5 tl. 20 kg fazla olsa 100 tl. araba
öğrenciler farklı şehirdeki evlerine giderlerken nasıl götürüyorlar eşyalarını? bavul hazırladım 25 kilo oldu. bunun dışında kitaplar, 2-3 ayakkabı hariç. toplam 40 kilo olur sanırım. öğrenciler bunları nasıl taşıyor?
bir de pegasusa baktım ek bagaj hakkı kilosu 5 tl. 20 kg fazla olsa 100 tl. araba kiralamak bile daha mantıklı görünüyor. gerçi arabayı alınan şehre getirmek sorun ama maddiyat açısından hem daha uygun hem daha konforlu.
bir de pegasusa baktım ek bagaj hakkı kilosu 5 tl. 20 kg fazla olsa 100 tl. araba kiralamak bile daha mantıklı görünüyor. gerçi arabayı alınan şehre getirmek sorun ama maddiyat açısından hem daha uygun hem daha konforlu.
0
Öğrenciyken uçuşumun 1 gün oncesinde ya da ayni gün vaktim varsa otobüse veriyordum eşyalarımı. Ben memlekete varinca ya da birgün sonra gidip otogardan aliyordum ya da bizimkiler aliyordu.
Ama bazen havaalanında bavulsuz yolcu kestirip yanina yaklasip en tatli halimle rica ediyordum kendi adina yazdiriyordu bavulullardan birini.
Bulamayinca el mahkum kilo farkini ödüyordum:/
Ama bazen havaalanında bavulsuz yolcu kestirip yanina yaklasip en tatli halimle rica ediyordum kendi adina yazdiriyordu bavulullardan birini.
Bulamayinca el mahkum kilo farkini ödüyordum:/
0
genelde sene başında/sonunda aileleri veya tanıdıkları 1 seferlik arabayla götürür bırakırlar
0
ben aynı şehirde okudum da arkadaşlar öyle ağır yük olduğu zaman otobüsle gider ya da gelirlerdi. o kadar yolu çekemem dersen valizi otobüse verip kendin yine uçakla da gidebilirsin.
0
valizi otobüse vermek ne demek? ayrı bilet mi alıyorsunuz? siz otobüste değilken kaybolmuyor mu bavul? daha sonradan almak sıkıntı olmuyor mu?
0
@nick bulamadim
Şöyle oluyor o iş: Memleketinize giden bir otobüs firmasina gidip, benim bir bavulum var sizin otobüs ile göndermek istiyorum. Ben ya da tanıdık biri gelip alacak diye. Adam da diyor ki o zaman agirliginca x lira para vermelisin. Sana uyuyorsa (pazarlik yap mutlaka) sana diyor ki atiyorum öglen 12 de otobüs kalkacak bavulunu kalkmaya yakin getir muavine ver. Biz varinca kalan eşyalari senin memleketteki firmanin burosuna gotüreceğiz. Artik sen ya da tanidigin gelip alin. Olay bu.
Şöyle oluyor o iş: Memleketinize giden bir otobüs firmasina gidip, benim bir bavulum var sizin otobüs ile göndermek istiyorum. Ben ya da tanıdık biri gelip alacak diye. Adam da diyor ki o zaman agirliginca x lira para vermelisin. Sana uyuyorsa (pazarlik yap mutlaka) sana diyor ki atiyorum öglen 12 de otobüs kalkacak bavulunu kalkmaya yakin getir muavine ver. Biz varinca kalan eşyalari senin memleketteki firmanin burosuna gotüreceğiz. Artik sen ya da tanidigin gelip alin. Olay bu.
0
kitapları bir bavula koyup kargolasam diyorum. nasıl olur acaba? taşımaktan da kurtulurum.
0
Kitap icin ptt kitap kampanyasi var. Yari fiyatina gidiyor. 10-20 tl gibi bir paraya halledersiniz. Cidden ucuza gidiyor
0
Az ve oz esya.
El bagajinin insanliktan cikartacak derecede doldurulmasi. El bagaji genelde tartilmiyor, en agir esyalarinizi cantaya koyabilirsiniz.
Arada gidip gelen olursa, onlarla kitap getirteceksiniz. Her seyi almak mumkun degil.
El bagajinin insanliktan cikartacak derecede doldurulmasi. El bagaji genelde tartilmiyor, en agir esyalarinizi cantaya koyabilirsiniz.
Arada gidip gelen olursa, onlarla kitap getirteceksiniz. Her seyi almak mumkun degil.
0
anadolujet jetgenç üyelerine 30 kg yük hakkı veriyodu. hala devam ediyo mu bilmiyorum. bi araştır istersen.
bi de anadolujet ve thy fazla bagaj konusunda biraz daha esnek. fiyat farkı çok yoksa bu firmaları tercih edebilirsin.
bi de anadolujet ve thy fazla bagaj konusunda biraz daha esnek. fiyat farkı çok yoksa bu firmaları tercih edebilirsin.
0
hz emreyiz
Adamın tezgahına geldim muz alayım diye. elime bir dal muz alıp biraz tarttım. Adam elimden aldı. Heralde tartıp verecek dedim ama elimden alıp başka yere koydu. Anlamadım başta.Başka bir dalı elime aldım. Tartsın diye adama verdim. Bu da bana dedi ki oynama muzlarla zarar veriyorsun. Ele almayla mu
Adamın tezgahına geldim muz alayım diye. elime bir dal muz alıp biraz tarttım. Adam elimden aldı. Heralde tartıp verecek dedim ama elimden alıp başka yere koydu. Anlamadım başta.
Başka bir dalı elime aldım. Tartsın diye adama verdim. Bu da bana dedi ki oynama muzlarla zarar veriyorsun. Ele almayla muza zarar mı gelir dedim. Muzun üstündeki siyahlıkları gösterdi. Güya yerinden kaldırıp tekrar yerine koyunca o kısım kararıyormuş.
Neyse ses etmedim. Tarttı ve küsüratlı bi fiyat verdi. Ben de x liralık verir misin dedim. Altı üstü daldan koparıp verecek. Dedi ki “olmaz öyle alıyosan al almıyosan git. Açtırma benim ağzımı.”
bunu dedi ya benim şarteller attı. Ne olur lan ağzını açarsan dedim. Hadi bi şey de bak bakalım noluyo dedim. Bu saydırmaya başlayınca elimde ne kadar poşet varsa yere bırakıp tezgahın arkasına yürüdüm. Baktım bu da bana hala küfür ederek yürüyor. Yaklaşır yaklaşmaz suratının ortasına indirdim yumruğu, direkt yere düştü. yere düşünce iki tane daha salladım. Arkadaşları koşarak geldi. Onlar da bana 2 tane salladı. Şansa bi tanesini tutturup ona da bi tane salladım. Sonra ayırdılar zaten. Birisi tuttu kolumdan olay yerinden epey uzaklaştırdı.
10-15 dakika sonra arkadaşı olay yerine yolladım. Ne dönüyo baksın diye. Adamın burun kırılmış dedi.
Şimdi size soruyorum, yanlış mı yaptım? Şahsen ben olaya objektif yaklaşamadığım için olsa gerek hiç pişmanlık duymuyorum.
sizin yaklaşımınızı, siz olsanız ne yapardınızı öğrenmek için buradayım.
Başka bir dalı elime aldım. Tartsın diye adama verdim. Bu da bana dedi ki oynama muzlarla zarar veriyorsun. Ele almayla muza zarar mı gelir dedim. Muzun üstündeki siyahlıkları gösterdi. Güya yerinden kaldırıp tekrar yerine koyunca o kısım kararıyormuş.
Neyse ses etmedim. Tarttı ve küsüratlı bi fiyat verdi. Ben de x liralık verir misin dedim. Altı üstü daldan koparıp verecek. Dedi ki “olmaz öyle alıyosan al almıyosan git. Açtırma benim ağzımı.”
bunu dedi ya benim şarteller attı. Ne olur lan ağzını açarsan dedim. Hadi bi şey de bak bakalım noluyo dedim. Bu saydırmaya başlayınca elimde ne kadar poşet varsa yere bırakıp tezgahın arkasına yürüdüm. Baktım bu da bana hala küfür ederek yürüyor. Yaklaşır yaklaşmaz suratının ortasına indirdim yumruğu, direkt yere düştü. yere düşünce iki tane daha salladım. Arkadaşları koşarak geldi. Onlar da bana 2 tane salladı. Şansa bi tanesini tutturup ona da bi tane salladım. Sonra ayırdılar zaten. Birisi tuttu kolumdan olay yerinden epey uzaklaştırdı.
10-15 dakika sonra arkadaşı olay yerine yolladım. Ne dönüyo baksın diye. Adamın burun kırılmış dedi.
Şimdi size soruyorum, yanlış mı yaptım? Şahsen ben olaya objektif yaklaşamadığım için olsa gerek hiç pişmanlık duymuyorum.
sizin yaklaşımınızı, siz olsanız ne yapardınızı öğrenmek için buradayım.
0
''olmaz öyle alıyosan al almıyosan git. Açtırma benim ağzımı.'' şunun üstüne ne yapsan haklısın.
0
İstanbul'da ki pazar mı bilmiyorum ama linç edilmediğin için şanslısın. Genelde aşiret doğulu oluyor bu kamiller.
0
iyi yapmamışsın ama olan olmuş artık. ben muza dokunma diyen adamdan direkt bi şey almadan giderdim. keşke sen de öyle yapsaydın.
0
elin kolun ağrı acı görmesin, bir tane de benim için indirseydin keşke. ben bizim burdakilerden nefret ediyorum. az alıyorum diye kızıyorlar hep bana. yahu ben cimri filan değilim. iki kişiyiz israf çöpe gider diyorum anlamıyorlar. kitapsızlar.
0
Politically correct görüneceksek sen haksızsın, çünkü direkt adama dalmışsın.
Ama içimizden geçeni söyleyeceksek o zaman eline sağlık. Böyle davarları ancak bu şekilde eğitebilirsin, o da belki. Adamın dediği belki doğrudur, yani muz kararma yapıyor olabilir ama öyle bile olsa insan gibi söyleyebilirdi. Benim içim rahatladı.
Yalnız, anlamadığım nokta, nasıl linç edilmediğin. Genelde bu tür olaylar anında lince döner. Seni oradan anında uzaklaştıran elemana teşekkür etmek lazım.
Ha, olur da sürek avına çıkarlarsa diye bir süre o pazara uğrama bence.
Ama içimizden geçeni söyleyeceksek o zaman eline sağlık. Böyle davarları ancak bu şekilde eğitebilirsin, o da belki. Adamın dediği belki doğrudur, yani muz kararma yapıyor olabilir ama öyle bile olsa insan gibi söyleyebilirdi. Benim içim rahatladı.
Yalnız, anlamadığım nokta, nasıl linç edilmediğin. Genelde bu tür olaylar anında lince döner. Seni oradan anında uzaklaştıran elemana teşekkür etmek lazım.
Ha, olur da sürek avına çıkarlarsa diye bir süre o pazara uğrama bence.
0
yok ya yanlış yok.
az bile yapmışsın.
işini yapmayı sevmiyosa,insanlarla muhattap olmayı sevmiyosa gidip tezgah açmasın.
ben olsam üstüne polisi, zabıtayı arar şikayet edebileceğim de her yere şikayet ederdim.
3 kişi üstüne saldırmış sonuçta.
az bile yapmışsın.
işini yapmayı sevmiyosa,insanlarla muhattap olmayı sevmiyosa gidip tezgah açmasın.
ben olsam üstüne polisi, zabıtayı arar şikayet edebileceğim de her yere şikayet ederdim.
3 kişi üstüne saldırmış sonuçta.
0
Ne çabuk sinirlenip kavga moduna giriyosunuz ya. Olmaz öyle vs dediginde adam akilli dersin niye olmuyo diye. Hemen kavga etmek nasil akliniza geliyor?
Bence kötü yapmışsın. İnsancıl biri değilim ama bu tarz şiddet eylemlerini desteklemiyorum. Ayrica yere düşünce vurdum demişsin o da yanliş
Bence kötü yapmışsın. İnsancıl biri değilim ama bu tarz şiddet eylemlerini desteklemiyorum. Ayrica yere düşünce vurdum demişsin o da yanliş
0
aynı şey başıma gelse sanırım o yerden uzaklaşırım. başka bir tezgahtan muzumu alırım. bu kadar basit. babamın bana nasihatı şu: birisi sana ana avrat küfretse bile sırtını dön ve yoluna devam et. hiçbir şey yapma. boşver. korkaklık değil bu. erkekliğine de bir şey olduğu yok. sadece kendine saygın olsun.
bence yanlış yapmışsınız. hiç duymamış gibi yolunuza devam edebilirdiniz. siz adama saldırmışsınız. şiddeti tasvip etmiyorum.
bence yanlış yapmışsınız. hiç duymamış gibi yolunuza devam edebilirdiniz. siz adama saldırmışsınız. şiddeti tasvip etmiyorum.
0
Abi eline koluna sağlık. İstanbul'da denk geldiğim pazarcı o.çları hep böyle. Adamlara, atıyorum, 1 kilo armut ver diyorum, "5 liralık alıcan en az" diyor. E ihtiyacım yok ne yapıcam o kadar meyveyi diyorum, "o zaman alma, satmıyorum öyle" diyor bana. Bir kere kavga edecektim biriyle, sağdan soldan toplaşıp linç ederler beni diye fiziksel bir şey yapmadım adama. Sövüp sövüp gittim. Sırf bu yüzden pazara gitmiyorum. Daha pahalı da olsa gidip marketten ihtiyacım kadar alıyorum, sinir stres yaşamıyorum.
0
Fiziksel şiddete başvurmaya gerek yok. İyi o zaman kızdığımız herkesin burnunu kıralım.
Hiç iyi yapmamışsınız.
Hiç iyi yapmamışsınız.
0
eline sağlık. Geçen sene annemle sokak satıcısından muz aliyorduk. Elimize bi tane aldık küçük geldi başka alıp adama uzattik, adam elimizdeki muzu alıp öbür köşeye koydu. Size satacak malim yok, gidin dedi. Sebep muzu elimize almamiz.
Hiç acimiyorum bu tiplere.
Hiç acimiyorum bu tiplere.
0
kavga iyi değilidir de iyi yapmışsın bazen çok uyuz oluyorlar.büyük olasılık etraftaki diğer pazarcılara güvenmiştir.iyi kurtarmışsın 15-20 kişi girebilirlerdi.bi süre gitme bence pazara.
0
Onun agzini burnunu kirayim, suna sopa cekip ceki duzen vereyim derken gelinecek nokta, ormanda es ararken maymun kici koklamak. Bence. Subjektif bir yaklasim.
0
olan olmuş genelde ön yargılıyım bu tayfalara haklı olduğunu düşünüyorum.
Ancak bunlar aşiret dikkat et +1
birde şikayetçi olur da kamera vs yakalarlarsa seni adam yaramalaktan hapis yatabilirsin yada sağlam tazminat ödersin.
Ancak bunlar aşiret dikkat et +1
birde şikayetçi olur da kamera vs yakalarlarsa seni adam yaramalaktan hapis yatabilirsin yada sağlam tazminat ödersin.
0
haksizsin tabi ki. adam sana hakaret etmemis, kufur etmemis. mal onun mali, ister satar ister satmaz. dokunma dediyse dokunamazsin. adama ilk atarlanan sen olmussun. ilk vuran da sensin. gozumun onunde tamamen elinde tesbih, mahallede artislik taslayan serseri tiplemesi belirdi senin icin
0
Crucio, okumadın heralde yazdıklarımı. Okumuşsan da olay örgüsünü çok yanlış anlamışsın.
0
haklısın. boşver bu ulkede çoğu insanın burun estetiğine ihtiyacı var zaten, bu bahaneyle yaptırmış olur.
0
basond +1
Pazarcıyı görebilirsem doğru yapıp yapmadığınızı söyleyebilirim aslında.
Pazarcıyı görebilirsem doğru yapıp yapmadığınızı söyleyebilirim aslında.
0
@hz emreyiz okudum. ilk basta sen hakli olabilirsin ama ilk once atarlanarak, daha sonra da ilk yumrugu atarak haksiz oldun. yanlis mi yaptim diye soruyorsun ben de bana gore yaptigin yanlis diyorum. ben de dolmuscu, taksici bir cok barzo ile tartisiyorum, hakkimi ariyorum ama hicbir zaman karsidakinDen daha fazla atarlanmiyorum, tehdit etmiyorum ve asla ama asla ilk yumrugu sallamiyorum.
gunun sonunda boktan bir "actirma benim agzimi" lafi icin bir garibanin, evine uc kurus para goturmeye calisan birinin burnunu kirdin. muhtemelen sigortasiz ve hastane masrafi actin.
gunun sonunda boktan bir "actirma benim agzimi" lafi icin bir garibanin, evine uc kurus para goturmeye calisan birinin burnunu kirdin. muhtemelen sigortasiz ve hastane masrafi actin.
0
Sizi de pazarcıyı da tanımıyorum. Görmedim. Ama "garibanlar masumdur" ya da "zenginlerin tümü kötüdür" şeklinde bir Türk filmi mantığı hiçbir zaman hayatımda olmadı.
Sizin anlattığınız açıdan bakıldığında adamın kaba davrandığını düşünüyorum. Hiçbir şey yapmayıp çekip gidebilirdiniz, demişler. Ama bazı tür yaratıklar var ki gerçekten birinin onlara aslında onların da "bastırılabileceğini" göstermesi gerekiyor yoksa arsızlığı ele alıyorlar.
O nedenle dedim, pazarcıyı görmem gerek, diye. Eğer öyle biriyse şiddetin çözüm olmadığı dipnotunu düşer ama yine de yaptığınızı yanlış bulmam.
Sizin anlattığınız açıdan bakıldığında adamın kaba davrandığını düşünüyorum. Hiçbir şey yapmayıp çekip gidebilirdiniz, demişler. Ama bazı tür yaratıklar var ki gerçekten birinin onlara aslında onların da "bastırılabileceğini" göstermesi gerekiyor yoksa arsızlığı ele alıyorlar.
O nedenle dedim, pazarcıyı görmem gerek, diye. Eğer öyle biriyse şiddetin çözüm olmadığı dipnotunu düşer ama yine de yaptığınızı yanlış bulmam.
0
adam kendi kaşınmış başta. ya gereksiz sinirli ya da başka bir şeye sinirlenmiş o an. karşıdakine gereksiz böyle davranıyorsa mutlaka bir gün dayak yerdi zaten. ama senin yaptığın da abartı ve sana da sinirlendim. böyle sözlü atışmalar olur. o sövdüyse sen de aynı oranda söversin. en ufak bir tartışmada gidip dövebilsen bile yumruk atmak yanlış. güç gösterisi gibi geldi bana. tabii o anı görmediğimiz için bilemiyoruz ama direkt de dalınmaz.
ayrıca olaydan bağımsız olarak söylüyorum olabildiğince şiddetten uzak dur bence. karşıdakini dövsen bile çıkartır takar bıçağı. en iyi ihtimalle alt tarafı biz muz yüzünden yaralanmış olursun.
ayrıca olaydan bağımsız olarak söylüyorum olabildiğince şiddetten uzak dur bence. karşıdakini dövsen bile çıkartır takar bıçağı. en iyi ihtimalle alt tarafı biz muz yüzünden yaralanmış olursun.
0
Şiddetin savunulacak bir tarafi tabiki yok, adam seni zorlamiş ama keşke yine de sabır etseydin.
Şikayetçi olsa hapis cezasi var, kemikte kırık, bi de yüzde kalıcı iz derlerse 1yıl sonra sonuçlanir dava ama hapis cezasi çıkabilir.
Şikayetçi olsa hapis cezasi var, kemikte kırık, bi de yüzde kalıcı iz derlerse 1yıl sonra sonuçlanir dava ama hapis cezasi çıkabilir.
0
başta @nundu ve @leonardo olmak üzere hatalisin diyen arkadaşlara +1
hata etmişsiniz.
günümüzde sürekli haklılığını ilan etmeye çalışan olmuyorsa şiddete başvurarak çözmeye çalışan insanlarla çevrili çevremiz.
siz aldığınız eğitimler yetiştiğiniz kültür içinde haklı olabilirsiniz. ama bu size şiddete başvurma hakkı vermez. çünkü o adam da aynı kriterler dahilinde kendince haklı. üslubunun yanlış olması sizin şiddetinizi haklı kılmıyor.
anamur'da yaşıyorum. burada herkes muzcu. adam tepkisinde haklı. bunu daha insanı şekilde söyleyemiyor olması onun eğitim eksikliğinden kaynaklanıyor. kimse daha nazik ve kibar olması gerektiğini öğretmemiş olabilir. kendisi ogrenememis olabilir.
eskiden insanlar haklı da olsalar yaşananları sineye çekmeyi bilirdi. toplumsal hayat, büyüklük göstermek, affetmenin erdemi gibi kavramlar vardı.
artık hakliyim; uyardım. olmuyorsa dövdüm/ ku fur ettim/silahla vurdum var.
çok acı.
hata etmişsiniz.
günümüzde sürekli haklılığını ilan etmeye çalışan olmuyorsa şiddete başvurarak çözmeye çalışan insanlarla çevrili çevremiz.
siz aldığınız eğitimler yetiştiğiniz kültür içinde haklı olabilirsiniz. ama bu size şiddete başvurma hakkı vermez. çünkü o adam da aynı kriterler dahilinde kendince haklı. üslubunun yanlış olması sizin şiddetinizi haklı kılmıyor.
anamur'da yaşıyorum. burada herkes muzcu. adam tepkisinde haklı. bunu daha insanı şekilde söyleyemiyor olması onun eğitim eksikliğinden kaynaklanıyor. kimse daha nazik ve kibar olması gerektiğini öğretmemiş olabilir. kendisi ogrenememis olabilir.
eskiden insanlar haklı da olsalar yaşananları sineye çekmeyi bilirdi. toplumsal hayat, büyüklük göstermek, affetmenin erdemi gibi kavramlar vardı.
artık hakliyim; uyardım. olmuyorsa dövdüm/ ku fur ettim/silahla vurdum var.
çok acı.
0
Hata etmişsin, bu adamlar kendi aralarında kavga ederken birbirlerini kafasına 2 kiloluk tartı kilosu fırlatan adamlar. Şansın varmış ki çok sevilen ve kollanan bir adam değilmiş, yoksa çok pis patates ederlerdi seni.
Adam öküz olabilir, iletişim kurmayı beceremiyor olabilir. Ama haksız değil, muzu "x liralık" alamazsınız, üzüm ya da erik değil. Kolayca tartıda miktar ayarlanamıyor, buket (ya da deste) halinde satmak ya da en kötü buketi yarıya bölerek satmak en az zararla satış yapmasını sağlar. Kalan tekler hava alacak ve kararacak, zarar etmek istemez.
İşte bunları tatlı ve gülümser bir dille anlatmak varken öküzlüğü seçmiş, ama bu seni tamamen haklı çıkarmaz. Küfretmemiş, hakaret etmemiş.
Adam öküz olabilir, iletişim kurmayı beceremiyor olabilir. Ama haksız değil, muzu "x liralık" alamazsınız, üzüm ya da erik değil. Kolayca tartıda miktar ayarlanamıyor, buket (ya da deste) halinde satmak ya da en kötü buketi yarıya bölerek satmak en az zararla satış yapmasını sağlar. Kalan tekler hava alacak ve kararacak, zarar etmek istemez.
İşte bunları tatlı ve gülümser bir dille anlatmak varken öküzlüğü seçmiş, ama bu seni tamamen haklı çıkarmaz. Küfretmemiş, hakaret etmemiş.
0
uyuya kalip kavimler gocunu kaciran adam
https://eksiup.com/86ea612d1621böyle bir ekran görüntüsü var. bu gerçek olabilir mi?
0
Sonuc "No, good evening" kismi gercege yaklasmis, ama giris her seyi bozmus. Almanlar tanismadigi kisiye direkt ismiyle hitap etmezler. Trolluyosan kilifini da ona gore hazirlamak lazim.
0
